Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2021/761
Karar No: 2021/2207
Karar Tarihi: 21.04.2021

Danıştay 7. Daire 2021/761 Esas 2021/2207 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/761
Karar No : 2021/2207

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACLI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yeminli mali müşavir olan davacının 2009 ve 2010 yılları muhtelif dönemlerine ilişkin olarak … Petrol Ürünleri Taşımacılık İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlediği üretim tasdik raporları ile vergi ziyaı oluşmasına sebebiyet verdiğinden bahisle, müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı hakkında düzenlenen ve davacının sorumluluk şartlarının mevcut olup olmadığını ortaya koyan ihtilaf konusu ödeme emirlerinin dayanağı yeminli mali müşavir sorumluluk raporunun davacıya tebliğ edilmemesinin davacının savunma hakkını engellediği ve vergilendirme işleminin esasını etkileyecek nitelikte şekil noksanlığı oluşturduğu, bu itibarla ödeme emirlerinin 2009 yılı vergi borcuna ilişkin kısmı yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı; 2010 yılı vergi borcuna ilişkin kısmı yönünden ise; yeminli mali müşavirin müşterek ve müteselsilen sorumluluğu nedeniyle takibat yapılabilmesi için asıl borçlu hakkındaki tarhiyat ve cezaların tahakkuk edilerek tahsil edilebilir safhaya gelmesi gerektiği, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsili için düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca 31/12/2015 tarihinde kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda öngörülen tebliğ usullerine uyulması gerekirken, bu düzenlemelere uyulmadan yapılan tebligat usulsüz olduğundan, vergi alacağının doğduğu 2010 yılını takip eden 2011 yılı başından itibaren 5 yıllık tarh zamanaşımı süresi içinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilemeyen vergi ve cezaların tarh zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararına uymak suretiyle yapılan inceleme sonucunda, asıl borçlu şirket adına 2010 yılı vergi ve cezalara ait düzenlenen ihbarnamelerin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca 31/12/2015 tarihinde kapıya yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiğinin anlaşılması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun tebliğe ilişkin hükümleri uyarınca yapılması gerekirken 7201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle meslek mensubu davacı hakkında takibata geçilebilmesi için asıl mükellef açısından tarh edilen vergi ve kesilen cezaların miktar itibarıyla belirli hale gelmesi gerektiğine ve tahakkuk safhasının tamamlanmasına ilişkin yasal koşulların anılan dönem açısından gerçekleşmediği; ödeme emirlerinin 2009 yılı vergilerine ilişkin kısmının ise, asıl borçlu şirket adına yapılan ve 24/12/2015 tarihinde tebliğ edilen cezalı tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin …Vergi Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği, karara yönelik temyiz isteminin Danıştay Yedinci Dairesinin 26/10/2017 tarih ve E:2016/10562, K:2017/5837 sayılı kararı ile reddedildiği, karar düzeltme aşamasında ise asıl borçlu şirketin ticaret sicilinden kaydının 02/07/2014 tarihinde silindiği dikkate alınarak, tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmasının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle karar düzeltme isteminin incelenmeksizin reddine karar verildiği anlaşıldığından, asıl mükellef yönünden kesinleşmeyen vergi alacağı için davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin 2009 yılına ilişkin kısmında da hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının müşterek ve müteselsil sorumluluğunun tarhiyat safhasından itibaren başladığı, bu nedenle asıl borçlu hakkındaki tahakkukun kesinleşmesine gerek bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü ve Yedinci Dairelerince 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na, 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 21/04/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi


X-KARŞI OY :
Temyiz başvurusu; yeminli mali müşavir olan davacının 2009 ve 2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak … Petrol Ürünleri Taşımacılık İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlediği üretim tasdik raporları ile vergi ziyaı oluşmasına sebebiyet verdiğinden bahisle, müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla adına düzenlenen ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu gerekçeli olarak reddeden bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12/4. maddesinde, yeminli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu olacakları, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları hükmüne yer verilmiştir. 3568 sayılı Yasa’nın uygulama usul ve esaslarının düzenlendiği Yönetmeliğin 20. maddesinde ise, “YMM’ler, inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan Vergi Usul Kanunu ve 3568 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları ve bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun “Tam Teselsül” hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda müteselsil sorumluluk, birden çok kimsenin aynı zararı gidermekten birlikte sorumlu olduğu, zarar görenin ise zararı gidermekten dolayı sorumlu olanlardan her birine ayrı ayrı, bir kısmına veya hepsine birden başvurabileceği fer’i(tali) nitelikte olmayan asli nitelikte bir sorumluluktur. Bu nedenle hem vergi hukukunda hem de özel hukuk alanında alacaklı alacağın tahsil edilmesi amacıyla dilerse asıl borçluya dilerse bu borçtan dolayı sorumlu olan kişiye doğrudan doğruya başvurarak zararının giderilmesini talep edebiler. Düzenlemenin getiriliş amacı vergi hukuku açısından vergi alacağını güvence altına almaktır. Bu nedenle kanun koyucu ziyaa uğratılan vergiden dolayı yeminli mali müşavirleri de mükellefle birlikte müteselsilen sorumlu tutmuştur.
İşbu yasal düzenlemeler uyarınca davacının …Petrol Ürünleri Taşımacılık İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlediği 2010 yılına ilişkin üretim tasdik raporlarından kaynaklanan müteselsil sorumluluğu nedeniyle, adına düzenlenen ödeme emrinin şirket nezdinde alacağın kesinleşmediğinden bahisle iptal edilmesi söz konusu olamayacaktır. Ancak davacıya öncelikle, ihbarname tebliği ile devamında icrai işlem uygulanması gerekmekle birlikte, ödeme emri aşamasında "borcum yoktur" kapsamında incelenmesi gerektiğinden, işlemin bu kapsamda incelenmek üzere bozulması gerektiği düşüncesi ile bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararına yönelik temyiz isteminin kabul edilerek kararın 2010 yılına ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi