Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/17031
Karar No: 2019/1679
Karar Tarihi: 07.02.2019

Nitelikli hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2018/17031 Esas 2019/1679 Karar Sayılı İlamı

 

 

13. Ceza Dairesi         2018/17031 E.  ,  2019/1679 K.

  •  


"İçtihat Metni"

KANUN YARARINA BOZMA
İTİRAZ

Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h, 168/2, 116/1, 119/1-c ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının aynı Kanun"un 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2017 tarihli ve 2016/916 esas, 2017/627 sayılı kararına ilişkin Kanun Yararına Bozma talebi üzerine;
Dairemizin 22/11/2018 tarih, 2018/6428 Esas ve 2018/16619 Karar sayılı kararıyla;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden,
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlük ve uygulama şekli hakkında Kanunun 8/1. maddesi, ""Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır."" şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilen ve bu tarihten önce temyiz yoluna başvurulmamış olan kararlar hakkında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun uygulanma imkanı bulunmamakta, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre değerlendirme yapılmalıdır.
Somut olayda, sanık hakkında tekerüre esas alınan ilamda hükmolunan adli para cezası kesin nitelikte ise de; karar tarihinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilmiş ve hüküm hakkında daha önceden de temyiz yoluna başvurulmamış olması sebebiyle sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına dayanak teşkil eden ilamın tekerrüre esas olduğu ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla anılan hususa yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, karar verilmiştir.

İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 29/12/2018 tarih ve 2018/76304 sayılı yazısı ile;
ANLATIM VE TALEP:
Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h, 168/2, 116/1, 119/1-c ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının aynı Kanun"un 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli ve 2016/916 esas, 2017/627 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesi sonucu, sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2012/1521 esas, 2013/1140 sayılı kararına konu 1.200,00 Türk lirası adlî para cezasının, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 305/1-son maddesi uyarınca kesin olması karşısında, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği belirtilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.09.2018 tarihli yazılı istemlerine dayanılarak ihbar olunmakla, 21.12.2017 tarihli kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2018 gün ve 2018/76304 sayılı tebliğnamesiyle bozma talebi sunularak ilgili dosya Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmiştir.
Yüksek 13. Ceza Dairesi, 22.11.2018 gün ve 2018/6428 esas, 2018/16619 sayılı kararı ile özetle, "Somut olayda, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamda hükmolunan adli para cezası kesin nitelikte ise de; karar tarihinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilmiş ve hüküm hakkında daha önceden de temyiz yoluna başvurulmamış olması sebebiyle sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına dayanak teşkil eden ilamın tekerrüre esas olduğu ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla anılan hususa yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE" karar vermiş, 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi çerçevesinde yapılan incelemede, Yüksek 13. Ceza Dairesinin anılan kararına karşı aşağıda açıklanmaya çalışılacak nedenlerden dolayı itiraz edilmesi zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi tarafından nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinde 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tespitine ilişkindir.
5237 sayılı TCK"nın "Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58. maddesi;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir" şeklinde düzenlenmiş olup,
Maddenin 1. fıkrasında önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanacağı, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmadığı belirtilmiştir. Kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı halde, 2. fıkrada ise infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet halinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır. Maddenin 3. ve 6. fıkralarında ise mükerrirliğin sonuçları düzenlenmiş, 3. fıkrada sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis ve para cezası öngörülmesi durumunda hapis cezasının seçilmesi gerektiği, 6. fıkrasında ise hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve infazdan sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiği belirtildikten sonra, 7. fıkrada bu durumun kararda açıkça gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş, 8. fıkrada mükerrirlere özgü infazın ve denetimli serbestlik tedbirin kanunda gösterilen şekilde yapılması gerektiği belirtilmiştir.
5275 sayılı Kanunun "Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri" başlıklı 108. maddesi ise;
"(1) Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,
b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,
c) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün,
İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir.
(2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.
(3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez.
(4) Hâkim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.
(5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Hâkim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir" şeklinde düzenlenmiştir.
5275 sayılı Kanunun 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejimi; özel bir infaz rejimi olmayıp, tekerrür veya özel tehlikeli suçluluk hallerinde hükümlünün şartlı salıverilmeden yararlanabilmesi için infaz kurumunda geçirmesi gereken süreyi uzatan özel bir durumdur. Maddeye göre, mükerrir ve özel tehlikeli suçlular, mahkûm oldukları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılını, müebbet hapis cezasının otuzüç yılını ve süreli hapis cezasının dörtte üçünü infaz kurumunda iyi halli olarak geçirmeleri durumunda şartlı salıvermeden yararlanabilecektir. Bununla birlikte mükerrir ve özel tehlikeli suçlu oldukları belirlenenler hakkında cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanacaktır. Denetim süresini belirleme görevi hükmü veren mahkemeye ait değildir. Hükmü veren mahkeme, TCK"nın 58/7. maddesi uyarınca mükerrir ve özel tehlikeli suçlular hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar vermekle yetinecek, ayrıca denetimli serbestlik tedbirinin süresini tayin etmeyecektir. Denetim süresini belirleme ve uzatma görevi, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek şartlı salıverilme ile ilgili kararı verecek olan mahkemeye aittir. Bu mahkeme bir yıldan az olmamak kaydıyla denetim süresi belirleyecek, beş yıldan fazla olmamak kaydıyla da denetim süresinin uzatılmasına karar verebilecektir.
Türk Ceza Adalet Sistemi"nde tekerrür hali, kişinin diğer suçlulara nazaran daha tehlikeli olduğunu ortaya çıkaran bir durum olarak değerlendirildiğinden cezayı artıran değil, güvenlik tedbiri uygulanmasını gerektiren bir neden olarak kabul edilmiştir. Bu anlayışa uygun olarak tekerrür halinde fail açısından diğer suçlulara nazaran özel infaz rejimi kabul edilmiş ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri rejimi öngörülmüştür. Bu şekilde tehlikeliliğini ortaya koyan kişi hakkında toplumu korumaya yönelik tedbirler alınmalıdır. Bu çerçevede tekerrür, özel tehlikeli suçlular olarak adlandırılan itiyadi suçlular, suçu meslek edinen kimseler ve örgüt mensubu suçlular ile birlikte infaz rejimini değiştiren bir durumdur (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler 10. Bası, sayfa 795-Ankara 2014; Mahmut Koca/İlhan Üzülmez Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler 7. Bası, sayfa 598-Ankara 2014). 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin gerekçesinde de tekerrür, kişinin daha önce işlediği suç nedeniyle belli bir cezaya mahkûm edilmiş olmasına rağmen suç işlemekte gösterdiği kararlılıkla toplum açısından tehlikeliliğini ifade eden bir hal olarak öngörülmüş, kanun koyucu da tehlikelilik vurgusu yapmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarihli, 2008/1-57 esas, 2008/74 karar sayılı ilamında infaza yönelik olarak düzenlenen bir güvenlik tedbiri olan tekerrür hükümlerinin uygulanması sırasında zaman bakımından uygulanma şartları tartışılmıştır.
Şöyle ki;
"5237 sayılı TCY’nın 7/3. maddesinde 29.06.2006 gün ve 5377 sayılı Yasanın 2. maddesi ile yapılan değişikliğin tekerrürün uygulanma koşullarına herhangi bir etkisinin bulunup bulunmadığı yönünde yapılan değerlendirmede 5237 sayılı TCY’nın 7. maddesinin 3. fıkrası ilk halinde, “Güvenlik tedbirleri hakkında, infaz rejimi yönünden hüküm zamanında yürürlükte bulunan kanun uygulanır.” şeklinde iken 08.07.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Yasanın 2. maddesi ile; “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler derhal uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş, bu değişiklikle ceza infaz rejimi olarak kabul edilen hapis cezasının ertelenmesi ile koşullu salıverilme ve mükerrirlere özgü infaz rejimi bakımından 5237 sayılı TCY’nın 7. maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki zaman bakımından uygulama, diğer infaz rejimine ilişkin kuralların ise derhal uygulanması sağlanmış, bu şekilde ileride infaz rejiminde yapılacak değişikliklerin uygulanmasını engelleyen ve sadece güvenlik tedbirlerinin infaz rejimi ile sınırlı düzenlemeye, cezaların infaz rejimi de eklenmek ve derhal uygulama ilkesi benimsenmek suretiyle genişletilmiş, anılan üç müessese yönünden ise zaman bakımından uygulama kurallarının geçerliliği kabul edilmiştir. Ancak burada dikkate alınması gereken husus, bu kuralın ceza veya güvenlik tedbirinin kendisi ile ilgili olmayıp, infaz rejimi ile sınırlı olduğudur, zira gerek cezalar, gerekse güvenlik tedbirleri yönünde 7. maddenin 1 ve 2. fıkralarında yer alan kurallar geçerli olup, 3. fıkra sadece infaz rejimi ile sınırlıdır. Yine anılan fıkrada, “hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrür” yeni ceza sisteminde, bir infaz rejimi kurumu olarak düzenlendiğinden, doğabilecek adaletsizlikleri gidermek açısından, bu üç kurum yönünden derhal uygulama ilkesine istisna getirilmiş, maddenin ilk 2 fıkrasındaki temel kuralların bunlar yönünden geçerliliği benimsenmiş dolayısıyla lehte olanın uygulanabilmesi olanaklı sayılmıştır.
Görüldüğü gibi 5237 sayılı Yasanın 7/3. fıkrasında yapılan değişiklik tekerrürün koşullarını değiştirmeye yönelik olmayıp, infaz rejimi olarak düzenlenmiş bulunan tekerrürün de lehe yasa değerlendirilmesinde dikkate alınmasından ibarettir."
Tekerrüre esas alınan Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2012/1521 esas, 2013/1140 sayılı kararı 1412 sayılı CMUK"un 305. maddesinin ikinci fıkrasına
göre kesin nitelikte bir karardır. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında ise "bu surette verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." düzenlemesi yapılarak, kesin olarak verilen mahkûmiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağı belirtilmiş, kanun koyucu tarafından herhangi bir kanun yolu incelemesine tabi tutulmadan kesinleşen bu hükümlerde tehlikelilik halinin varlığı kabul edilmemiştir. Somut olayda; sanık ..."ün 23.10.2013 tarihinden itibaren 19.07.2016 tarihine kadar toplum bakımından tehlikeli olarak kabul edilmemesine rağmen, 20.07.2016 tarihinden sonra toplum bakımından tehlikeli addedilmesi maddi ceza hukuku ilkeleriyle de bağdaşmayacaktır. Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu 17.04.2007 tarih ve 2007/10-71 esas, 2007/98 karar sayılı ilamında özetle 5237 sayılı Yasanın 58. maddesinde düzenlenmiş tekerrürün güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer almasına karşın anılan düzenlemenin maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu belirtmiş, 30.05.2006 tarih ve 2006/5-147 esas, 2006/149 karar sayılı ilamında ise 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar yönünden uyarlama yargılaması yapılırken dahi 5237 sayılı Yasa lehe kabul edilerek yapılan uygulamalarda TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağını vurgulanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h, 168/2, 116/1, 119/1-c ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının aynı Kanun"un 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli 916-627 sayılı kararının, sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 23.10.2013 tarihli ve 2012/1521 esas, 2013/1140 sayılı kararına konu 1.200,00 Türk lirası adlî para cezasının, 1412 sayılı CMUK"un 305/1-son maddesi uyarınca kesin olması karşısında, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca hükmün kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi Kanuna aykırı görüldüğünden 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulduğu" belirtilmiştir.

SONUÇ VE İSTEM:
Açıklanan gerekçelerle;
1-) Yüksek Dairenizin, 22.11.2018 gün ve 2018/6428 esas, 2018/16619 karar sayılı ilamının kaldırılması,
2-) Çubuk Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2017 tarihli ve 2016/916 esas, 2017/627 karar sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozulmasına karar verilmesi ve Yüksek Dairece hüküm fıkrasında TCK"nın 58. maddesinin uygulandığı bölümün çıkartılarak yeni bir hüküm kurulması,
3-) Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, itirazen arz ve talep olunur."şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;

İTİRAZIN KAPSAMI;
Sanık hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h, 168/2, 116/1, 119/1-c ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının aynı Kanun"un 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi kararına karşı Kanun Yararına Bozma yasa yoluna başvurulduğu, Dairemizce, somut olayda, sanık hakkında tekerüre esas alınan ilamda hükmolunan adli para cezası kesin nitelikte ise de; karar tarihinin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilmiş ve hüküm hakkında daha önceden de temyiz yoluna başvurulmamış olması sebebiyle sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına dayanak teşkil eden ilamın tekerrüre esas olduğu ve verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla anılan hususa yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE karar verildiği, kararımıza karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozulmasına karar verilmesi ve Yüksek Dairece hüküm fıkrasında TCK"nın 58. maddesinin uygulandığı bölümün çıkartılarak yeni bir hüküm kurulması talep edilmiştir.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2018 tarih ve KD- 2018/76304 sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan İtirazının REDDİ ile 5271 sayılı CMK’nın 308/3. fıkrası uyarınca Dairemizin 22.11.2018 gün ve 2018/6428 esas, 2018/16619 karar sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











 

 

 

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi