11. Hukuk Dairesi 2018/5863 E. , 2019/3287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Aladağ Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 11/03/2016 tarih ve 2014/246-2016/32 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 30.04.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. Halil Şahin ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya taşıma hizmeti verdiğini ve bu hizmet kapsamında fatura kestiğini, davalı tarafından taşıma ücretinin ödenmemesi üzerine aleyhine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının vermiş olduğu hizmetin karşılığının müvekkili tarafından ödendiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava konusu alacağı akaryakıt bedeli olarak, banka yolu ile, çek ciro etmek suretiyle ödediği, kapalı fatura bedellerinin ödemeye karine olup, kapalı fatura bedeli toplamı ile banka ödemelerinin toplamının dava konusu alacak miktarından daha fazla olduğu, ilçede geçerli ticari örf adete göre akaryakıt bedeli olarak ödemenin yapıldığı ve kısmen elden ödeme uygulamasının da bulunduğu nazara alındığında dava konusu alacağın davalı tarafından davacıya ödenmiş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, HMK’nın 200. maddesinde "" Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetleispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. "" hükmü uyarınca uyuşmazlığın çözümünde tanık dinlenemeyeceğinin nazara alınmaması doğru olmamıştır.
Ayrıca, davacı tarafça işbu davada 21.01.2012-21.11.2013 tarihleri arasında ödenmeyen faturaların takip ve dava konusu yapıldığı ileri sürülmüş, davalı tarafça da dava konusu faturaların bir kısmının davacının akaryakıt borcunun ödenmesi yoluyla, bir kısmının da elden ya da çek ile ödendiği ve bu itibarla davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı savunulmuştur. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, davacının yargılama sırasında, dava konusu faturalardan dolayı davalının elden 190.928,51 TL, çek ile 27.371,85 TL ve 13.000 TL olmak üzere toplam 231.300,36 TL ödeme yaptığının kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, uyuşmazlığın davacının kabulü olan işbu miktarın dışındaki ödemenin davalının savunmasında olduğu gibi davacının akaryakıt borcunun ödenmesi sureti ile yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, borcu ödediğini savunması nedeniyle ispat yükünün davalı üzerinde olduğu ve tacir olan davalının ticari defterleri ile savunmasını ispat edebileceği nazara alınarak, akaryakıt ödeme listesinin dayanaklarının davalı ticari defter ve belgeleri incelenerek tespiti ile sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin kötüniyet tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemişir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.