11. Hukuk Dairesi 2017/4441 E. , 2019/3286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/05/2017 tarih ve 2014/963-2017/452 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ...Ş. ve ... vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 30.04.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalılardan Kombassan Holding A.Ş. ve Kombassan İnşaat Tarım ve San. İşl. A.Ş. vekili Av....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinin belge karşılığında davalılara 271.660 DM verdiğini, kısa bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin izinsiz olarak halka arz edildiğini, Kombassan Grubu tarafından yapılan usulsüzlüklerin SPK ve diğer resmi kurum raporlarında açıklandığını, davalılar hakkında çeşitli suçlardan suç duyurusu yapıldığını, müvekkilinin şirket ortağı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kanuna uygun bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığını, davalı ... ile yönetim kurulu üyesi olan diğer davalıların zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, şimdilik 7.500,00 TL’nın faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine ve geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı defi ile birlikte davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, ortağın sermaye olarak koyduğu parayı istemesinin mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıda aldatma kasdıyla davalıların haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının davalıya, SPK"na sunulan CD’de belirtilen miktardaki parayı ödediğinin kabulü gerekeceği, davacı tarafından kabul edilen ödemelerin anılan miktardan düşüldüğü, gerek MK"nın 50., gerekse de TTK"nın 321/son maddesi uyarınca davalı yöneticilerin de sorumluluğunun bulunduğu, davadan önce davalı temerrüdedüşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın ıslah ile arttırılan miktar da gözetilerek kabulü ile, davacının davalı ...Ş. "nin ortağı olmadığının tespitine, 195.000.00 TL"nın 18/03/2009 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı ...Ş. ve ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ile her ne kadar davalılardan Kombassan İnş. Tar.ve San. İşl. A.Ş. "nin unvanının Kombassan Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş. olarak değiştirildiği, Kombassan Sanayi Ticaret ve Yatırım Holding A.Ş."nin de, Kombassan Holding A.Ş. "ne devredilmesi sureti ile birleştiği anlaşıldığından karar başlığında halen davalı olarak gösterilmesi doğru değil ise de, maddi hataya dayalı olan bu hususun mahallinde her zaman düzeltilebilecek olmasına göre, mümeyyiz davalılar vekilinin ıslahla arttırılan kısım dışında kalan hususlara yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın ıslah ile arttırılan kısmı da gözetilerek kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ve 7.500,00 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karar Dairemizin 18.5.2012 tarih, 2010/10680 E-2012/8337 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında davacı vekili 25.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 195.000,00 TL"ne yükseltmiş ve mahkemece de ıslahla arttırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, bozma sonrası ıslahın söz konusu olmayacağı nazara alınmadan davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı şirketçe SPK"ya yazılan 09/02/2005 tarihli 30 ve 31 sayılı yazılar ve ekindeki listelerin bir bütün halinde incelendiği, buna göre CD3-12. listede ek-8-a-b Kombassan Holding A.Ş. kâr payı dağıtım tablosunda davacıya 3.466,00 Euro (6.778,91 DM) kâr payı ödemesi yapıldığının tespit edildiği, ancak bu ödeme olgusu mahkemece değerlendirilmediği gibi, kararın gerekçesinde de bu ödemeye ilişkin bir açıklamanın yer almadığı anlaşılmış olup, söz konusu kâr payı ödemesine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
4- Öte yandan, Dairemiz 18.5.2012 tarih, 2010/10680 E-2012/8337 K. sayılı bozma ilamından önce yapılan yargılama sonucunda mahkemece davacının talep edebileceği alacağın 181.575 DM (92.761,34 Euro) olduğu ancak taleple bağlı kalınarak 7.500,00 TL’nin yasal faiziyle tahsiline karar verildiği, kararın davacı tarafça temyiz edilmediği, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda ise, davacı alacağının 104.298,50 Euro karşılığı 232.731,67 TL olduğu ancak davacı tarafça talebin 195.000,00 TL olarak ıslah edilmesi nedeniyle işbu bedele hükmedildiği gerekçesiyle, anılan bedelin avas faiziyle tahsiline karar verildiğinin anlaşılması karşısında, bozma öncesi verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle hükmedilecek alacak miktarı ve alacağın tahsil edileceği faiz türü yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
5- Yukarıda (2) numaralı bentte belirtilen bozma sebep ve şekline göre, mümeyyiz davalı vekilinin ıslahla arttırılan kısma yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, kararın mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp temyiz eden davalılara verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş. ve ..."e iadesine, 30/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.