13. Hukuk Dairesi 2015/39162 E. , 2018/2934 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı arsa sahibi ...’ndan 17.10.2005 tarihinde 65.000,00 TL bedel ödeyerek daire satın aldığını, satın almadan önce davalı ... tarafından taşınmazın 3 oda, 1 salon ve 105 m² olduğunun beyan edildiğini, satış bedelinin 36.500,00 TL."si için davalı ...’ndan kredi kullandığını, banka şubesince aldırılan ekspertiz raporunda dairenin 105 m² olduğunun tespit edildiğini, 30.12.2013 tarihinde tadilat projesi için .... Belediyesi’ne başvurduğunda dairenin mimari projeye göre yaklaşık 35 m² olduğunu öğrendiğini, dairenin davalı müteahhit ... tarafından apartmana ait ortak alanların bodrum kata dahil edilerek inşa edildikten sonra diğer davalı ...’e devredildiğini, davalı ...’in de bu durumu bildiği halde hileli bir şekilde daireyi kendisine devrettiğini, diğer davalı bankanın da daire projede 35 m² olarak gösterilmesine rağmen ekspertiz raporunda 105 m² olarak göstermesi nedeniyle ağır kusurlu olduğunu, zararın giderilmesi için davalılara 22.1.2014 tarihinde ihtarname keşide edilmesine rağmen herhangi bir sonuç alınamadığını ileri sürerek dairenin ayıpsız misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde ayıp oranında indirim yapılarak aradaki farkın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, zamanaşımının dolduğunu ileri sürmüşler, esastan davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, mimari projesine göre 35 m2 olan dairenin, müteahhit olan davalı ... tarafından projeye aykırı şekilde apartmana ait ortak kullanım alanlarının dairenin kullanım alanına dahil edilerek imal edildiğini, arsa sahibi olan diğer davalı ... tarafından satış esnasında bu durumun gizlenerek taşınmazın 105 m2 olduğunun beyan edildiğini, satış bedelinin bir kısmının davalı bankadan kullanılan kredi ile ödendiğini ve banka tarafından aldırılan ekspertiz raporunda dairenin projedeki durumunun farkedilmeyerek 105 m2 gösterilmesi sonucu zarara uğramasına sebep olduğunu, mimari projedeki durumun ancak ... Belediyesi’ne tadilat projesi sunmak için başvuru yapıldığında öğrenilebildiğini ileri sürerek uğradığı zararın tazmini amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davalılar zamanaşımı def’ini ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, gerekçesinde, alınan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak, davacının, davalı ... tarafından imal edilen daireyi 17.10.2005 tarihinde davalı ...’den satın aldığı, satın alınan dairenin onaylı projesinde gösterilen alandan daha fazla alanlı olarak binanın ortak kullanım alanının bir kısmının dairenin kullanım alanına dahil edilerek genişletilmiş olduğu, mevcut durumun gerek tapuda kat irtifakı tesisine esas alınan projenin, gerekse belediyedeki binaya ait projenin incelenmesi sonucunda görülebilecek açık ayıp niteliğinde olduğu, davacının 21.1.2014 tarihinde davalılara bildirimde bulunduğu dikkate alındığında dairenin teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ihbarda bulunulduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle esastan red gerekçesi oluşturulduğu gibi 5 yıllık zamanaşımı dolduğundan zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilerek usulden red gerekçesi oluşturulmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, bir davada hem usulden hem de esastan reddi gerektiren sebepler var ise davanın öncelikle usulden reddi gerekir. Bir başka deyişle görülmekte olan davada hem usulden ve hem de esastan ret gerekçesi oluşturularak karar verilmesi olanaksızdır. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.