Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3223
Karar No: 2022/4460
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3223 Esas 2022/4460 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, eşinin davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle hayat sigortası yapıldığını ileri sürerek, kredi borcunun sigortadan karşılanmasını ve poliçe limitleri dahilinde kalan bakiye bedelin tarafına iadesini talep etti. Mahkeme, davayı husumetin sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle reddetti. Ancak Yargıtay, davalı bankanın kredi sözleşmesinin tarafı ve daimi murtehini olduğundan bankaya husumetin doğru olduğunu belirterek kararı bozdu. Sonuçta, mahkeme bankanın talebiyle yapılan hayat sigortasının bakiye kredi alacağının tahsil edilmesinde öncelikli olarak kullanılması gerektiğini ve tüketicinin mirasçıları hakkında dava açılabilmek için bankanın sadece poliçe limitinin yetersiz olduğu kısım için talepte bulanabileceğini belirtti. Karar, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi ile bankaların tüketici kredileri ve hayat sigortaları ile ilgili mevzuatına atıfta bulunan diğer kanunlar açısından değerlidir.
3. Hukuk Dairesi         2022/3223 E.  ,  2022/4460 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
    DAVALILAR :


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; eşinin davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle hayat sigortası yapıldığını, eşinin vefat etmesi üzerine hayat sigortası olmasına rağmen davalı bankanın bakiye kredi bedelinin ödenmesi için 19/11/2013 tarihli ihtarname gönderdiğini, kredinin sigortalı olması nedeniyle herhangi bir ödeme yükümlülüğü bulunmadığını ileri sürerek; kredi borcunun sigortadan karşılanmasını, poliçe limitleri dahilinde kalan bakiye bedelin tarafına iadesini talep etmiştir.
    Davalı Banka, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; dava konusu uyuşmazlığın sigorta hukukuna göre değerlendirilmesi ve husumetin sigorta şirketi olan Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş.ne yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın husumetten reddine dair karar; davacının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 19/02/2018 tarihli ve 2016/5341 E. 2018/1906 K. sayılı kararla; davalı bankanın kredi sözleşmesinin tarafı ve aynı zamanda daimi murtehini, olup bankaya husumetin yöneltilmesinin doğru olduğundan bahisle bozulmuştur.
    Bozma sonrasında, dava konusu alacak davalı ... AŞ tarafından Gelecek Varlık Yönetimi A.Ş.ye devredildiğinden, dava Gelecek Varlık Yönetimi A.Ş. tarafından davalı sıfatıyla takip edilmiştir.
    Bozmaya uyan mahkemece; Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda murisin ölüm nedeninin tespit edilemediğinin bildirildiği, buna göre davalı bankanın dava konusu krediyi davacıdan tahsil etme işleminin haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının murisinin davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının ödediği 485,32 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)Dava, mirasbırakan tarafından kullanılan tüketici kredisinin ödenmeyen kısmının tahsili için mirasçı aleyhine keşide edilen ihtarnameye ilişkin borçlu olunmadığının tespiti talebiyle açılmıştır.
    Dosya kapsamından; mirasbırakan ...’nin kullandığı, 07/02/2013 tarihli ve 20.000 TL tutarlı bireysel kredi nedeniyle aynı başlangıç tarihli hayat sigortası poliçesi tanzim edildiği, mirasbırakanın 26/06/2013 tarihinde öldüğü, geriye davacı mirasçısının kaldığı anlaşılmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta; sigorta poliçelerinin kredi veren banka tarafından açılan kredilere teminat olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Tüketici kredisi sözleşmesinde ve tüm sigorta poliçelerinin üzerinde kredi veren bankanın adına dain ve mürtehin kaydı bulunacağı yazılı olup sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, kredi veren banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Muris, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere bankanın talebiyle hayat sigortası yaptırmıştır. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur.
    Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir. Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Bu nedenle banka alacağını öncelikle sigorta poliçesinden tahsil etmelidir. TMK'nın 2. maddesinde, "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mirasçının ölüm nedeninin tespit edilemediğinden dava konusu kredinin davacıdan tahsil etme işleminin haksız olduğu yönündeki yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
    Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın gerekçesinin değiştirilmesi ve düzeltilmesi HMK'nın 438/son maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi