16. Hukuk Dairesi 2013/4273 E. , 2013/4507 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Boğazköprü Köyü çalışma alanında bulunan 147 ada 1 parsel sayılı 46.493,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iştirak halinde ..., ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiş taksim suretiyle de kayden eşit hisseyle davalılar ... ve ... adlarına intikal etmiştir. Davacı ... ve arkadaşları vekili, çekişmeli taşınmazın, davacıların miras bırakanları ..."ya, kök muris ..."den irsen intikal ve taksim yolu ile kaldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ara muris ... mirasçıları olan bir kısım davacılar yanında, ... mirasçılarından olan ... ..."nın yer almadığı; iştirak halinde bulunan ... terekesine göre davalıların, 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle iştirak halindeki bir kısım mirasçıların, davalılar aleyhine açtıkları davanın dinlenme olanağının bulunmadığı, davacı taraf yanında ... ..."nın eksikliğinin sonradan muvafakat ile yahut terekeye temsilci atanmak suretiyle giderilemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Başka bir deyişle, davanın başlangıçta tereke adına değil de, bir kısım mirasçılar tarafından miras paylarına hasren açıldığı, dolayısıyla tereke mirasçılarından bir ya da birkaçına isabet eden payın tescilinin mümkün olmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, dava konusu taşınmazın öncesinin 1924 yılında ölümü nedeniyle kök murisi ..."den kaldığını, terekenin paylaşılması sonucunda ise eşit paylarla kendi murisleri ... ... ve ... ..."ya isabet ettiğini ileri sürerek, ... ve ... mirasçıları olarak payları oranında kendi adlarına tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Davalı taraf ise, çekişmeli taşınmazın, davacıların da sözünü ettiği kök murisi ..."den kaldığını, ancak terekenin paylaşılması sonucunda kendi murisleri olan ..."a isabet ettiğini, onun da ölümüyle kendilerine intikal ettiğini ileri sürmüşlerdir. Hal böyle olunca, miras bırakan ..."in ölüm tarihi itibari ile terekesi müşterek mülkiyet bölümlerine tabi olduğu gibi, hem davacı hem de davalı taraf paylaşma olgusuna dayandığına göre, taraflar arasında mirasçılık ilişkisinin sona erdiği tartışmasız olup, taraflarca kabul edilen paylaşma olgusu nedeniyle tarafların, birbirlerine karşı üçüncü kişi konumunda olduklarının kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bir kısım mirasçılar tarafından, tereke paylarına ilişkin olarak açtıkları tapu iptali ve tescil davasının yargılama aşamasında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 640. maddesine göre taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 640. ve 702 maddeleri gereği, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması gerekir. Buna göre ancak, bir mirasçı özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açarsa, mirasçı kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi suretiyle dava yürütülür. Öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için dava açması halinde mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi bulunmadığından davanın reddi gerekir. Böyle bir dava, diğer mirasçıların da paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) ve tereke temsilcisinin de, bir mirasçının yalnız kendi payı için açtığı davaya icazet verip davayı devam ettirmesine olanak yoktur. O halde, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi ... ..."nın, davacı olarak yer alan bir kısım mirasçıları dışında ... ... isimli bir mirasçısının da bulunduğu anlaşıldığına göre mahkemenin, bir kısım ... mirasçılarının, üçüncü kişiye karşı kendi paylarına hasren açtıkları tapu iptali ve tescili davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı yönündeki hükmünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, her ne kadar ... ... terekesi de iştirak halinde ise de, ..."nın tüm mirasçıları davada yer aldıklarına göre, üçüncü kişiye karşı kendi paylarına hasren açtıkları tapu iptali ve tescili davası yönünden aktif dava ehliyetinin sağlandığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, ... ... mirasçıları olan davacılar yönünden yargılamaya devam edilerek, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, bu davacılar yönünden dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
26.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.