3. Hukuk Dairesi 2020/4507 E. , 2020/7863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, MKE kurumuna bağlı Mühimmat Fabrikası Genel Müdürlüğünün ihtiyacı olan 35.000 Kg Alüminyum çubuk malzemesinin alımı işinin yapılan ihale sonucu 05.01.2011 tarihli ihale sözleşmesi ile davalı şirket tarafından üstlenildiğini, davalı firmanın 24.06.2011 tarihi itibariyle toplam 24.417 Kg alüminyum çubuğu teslim ettiğini, bakiye miktarın teslimi için taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak 30 gün cezalı süre verilmiş olmasına rağmen bu sürenin sonunda da teslimatın yapılmadığını, davacının ikinci bir ihaleye çıkmak zorunda kaldığını ileri sürerek iki ihale arasındaki fiyat farkı, eksik kesilen ceza bedeli ve ikinci ihale için ilan bedeli toplamı 60.909,91 TL’nin 30.08.2012 tarihinden itbaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemce, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, ihale sözleşmesi ile üstlenilen edimin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, “Toplanan deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, davacının MKE kurumuna bağlı Mühimmat Fabrikası Müdürlüğünün ihtiyacı olan 35.000 KG alüminyum Çubuk malzemesinin yapılan ihalesi sonucunda 05/01/2011 tarih ve 73 nolu sözleşme ile Bilim Çelik Boru Kimya Mad. Mak. Nak. San. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti nin ihale yoluyla üstlendiği, davalının üstlendiği bu işin % 75 ini yerine getirdiği, kalan % 25 inin yerine getirilmediği için davacı tarafından ihale şartlarının yerine getirilmediği için sözleşmenin fesh edildiği, yeniden yapılan ihale sonucunda 5,25 Euro/Kg birim fiyat üzerinden Seykoç alüminyum A.Ş den ihtiyaçlarının karşılandığı, ihale farkı ve masrafına dönük talebin haklı bulunduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirlenen ceza ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup ifa edilmemiş kısım için
istenemeyeceği, ifa edilmiş bölüm için ise faturalara göre ihtirazi kayıtsız tahsil edilmiş bulunduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 30.639,90 TL alacağın 30/08/2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine şeklinde karar verilmiştir. Davacı, ihaleyi kazanan davalı şirketin edimini yerine getirmemesi üzerine ikinci ihaleyi yaptığını ileri sürerek, iki ihale arasındaki farkı talep etmektedir. Davacı, taahhüdünü yerine getirmeyerek sözleşmenin feshine neden olan davalıdan bu yüzden uğradığı olumsuz zararının ödetilmesini isteme hakkına sahiptir. Burada olumsuz zararın miktarı belirlenirken, kural olarak kaçırılan fırsat ilkesi çerçevesinde, ilk ihalede davalıdan sonraki en iyi ikinci fiyat teklifiyle, makul sürede yöntemince yapılmış ikinci ihalede gerçekleşen fiyat arasındaki farkın esas alınması gerekir. Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin ifa edileceğine inanılarak başka bir sözleşme yapma fırsatının kaçırılmasın nedeniyle uğranılan zarar da, menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Dairemizin öteden beri sapma göstermeyen ve Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenmiş bulunan kararlarına göre, davacının menfi zararının saptanmasında, ilk ihaleye davalının dışında katılanların bulunması halinde, davalının teklifinden sonraki en iyi teklif ile ikinci ihale fiyatı arasındaki fark esas alınmalı, şayet birinci ihalede davalıdan başka kimse ihaleye iştirak etmemiş veya davalıdan sonraki en iyi teklifin belirlenememesi halinde, birinci ihale tarihindeki piyasa cari fiyatıyla ikinci ihale bedeli arasındaki fark ile bu bağlamda ve bu amaçla yapılmış olan tüm giderler esas alınmalıdır. Değinilen bu hususlar doğrultusunda belirlenen bedel davacının olumsuz zararını gösterir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda idare zararı belirlenirken davacı ile davalı arasındaki sözleşmedeki birim fiyat ile ikinci ihaledeki birim fiyat arasındaki fark esas alınmıştır. Oysaki dosya içerisine alınan ihale dökümanları incelendiğinde, ilk ihalede davacıdan başka iki tane daha teklif veren olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, anılan bu hususlar değerlendirilerek, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle ilk ihaledeki en iyi ikinci teklif ile ikinci ihaledeki teklif arasındaki farkın hesaplattırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.