16. Hukuk Dairesi 2013/3874 E. , 2013/4451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ...; kadastro çalışmalarında dere boşluğu olarak 1978 tarihinde tespit dışı bırakılan ve dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmaz bölümünün imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle 22.08.2005 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 20.04.2010 tarihli rapor ve eki haritada (A) harfi ile ve sarı renk ile boyanarak gösterilen 2.655,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar-ihya, miras yoluyla gelen hak, bağışlama, eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın öncesinde dere yatağı olduğu ancak davacı yararına zilyetlik yoluyla mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 20.04.2010 tarihli rapor ve eki haritada (A) harfi ile ve sarı renk ile boyanarak gösterilen 2.655,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan keşif, uygulama ve toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli değildir. 22.08.2005 havale tarihli dava dilekçesinin içeriğinden davanın kadastro öncesi mi, yoksa kadastro sonrası nedene mi dayalı olarak açıldığı anlaşılamadığı gibi, Mahkemece de bu husus davacı tarafa sorulup açıklattırılmamıştır. Bundan ayrı, 1978 tarihinde yapılan kadastro çalışması sırasında dere yatağı olarak tespit dışı bırakılan çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, başka bir deyişle dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilmeye elverişli olup olmadığı mahkemece usulüne uygun şekilde araştırılmamış, uyuşmazlığın çözümü için hava fotoğraflarından yararlanılmamış ve çekişmeli taşınmazı ve sınırlarını gösterir fotoğrafları da çektirilmemiştir. O halde Mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle, davacı tarafa davasını kadastro öncesi mi yoksa kadastro sonrası nedenlere mi dayandırdığı açıklattırılmalı, davanın kadastro öncesi nedene dayalı açıldığının saptanması halinde, kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20 – 30 yıl öncesine ait (1948-1958 yılları arası), kadastro sonrası nedene dayalı olarak açıldığının anlaşılması halinde ise taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 1989 yılından geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1959-1969 yılları arası) en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğrafları dosyaya getirtilmeli, bundan sonra ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıdaki açıklamalara uygun olarak temin edilen iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenmeli, çekişmeli taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, taşınmazın imar-ihyasına hangi tarihte başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, nasıl emek ve para sarf edildiği, imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları konularında komşu parsellere ait kayıtlar da göz önünde bulundurularak tanıklar ile yerel bilirkişilerin bilgilerine başvurulmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış ise kadastro tespitinin yapıldığı 1978 yılına kadar, kadastro sonrası nedene dayalı açılmış ise taşınmazın imar planı kapsamına alındığı 1989 yılına kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığı araştırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde giderilmesine çalışılmalı, yakın plan ve panoramik fotoğraflar konunun uzmanı ve atanacak bilirkişi aracılığıyla çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, tanık ve yerel bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen belgesiz zilyetlik yolu ile edinilebilecek taşınmaz miktarının belirlenmesi için davacı ... ve bayii yönünden yöntemine göre araştırma yapılmalı, bundan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de TMK.nun 713/1. maddesine dayalı olarak açılan tescil davalarında davalı ... ve ilgili kamu tüzel kişisi aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yasal hasım durumunda olup yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulamayacakları gözetilmeden yargılama giderlerinin yasal hasım durumunda bulunan davalılara yükletilmesi dahi isabetsiz; davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.