MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar, davalının kadastrol yolun girişini çit çekerek, ağaç dikerek ve hendek kazarak kapattığını belirterek elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Yol, meydan, mera, eğrek ve sıvat yerleri gibi çapa bağlanıp özel sicillerine yazılan taşınmazlar kamunun ortak yararlanmasına tahsis edilmiş yerlerdir. Bu tip taşınmazların mülkiyeti Hazineye ait olup yararlananları köy ya da beldede oturan kişilerdir. Bunlardan yol ve meydan gibi o beldenin dışındakiler tarafından kullanılacak olanlar için yararlanma durumundaki şahıslarca da elatan kişi hakkında doğrudan dava açabilme hakkı Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı yararlanma hakkı bulunan yola davalının elatmasının önlenmesini istediğinden aktif dava ehliyeti bulunduğu gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 07.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.