
Esas No: 2015/37842
Karar No: 2018/2924
Karar Tarihi: 12.03.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/37842 Esas 2018/2924 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
İHBAR OLUNAN : ...
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıdan 01.11.2006 tarihinde Davalıdan araç satın aldığını, ancak araca çalıntı olması nedeniyle 18.12.2013 tarihinde el konulduğunu aracın satış bedelinin iadesi için başlatılan takibin davalının itirazı üzerini durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, T.B.K"nın 214 (eski BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı sorumlu olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. T.B.K"nın 217 maddesinde (eski BK 192) "satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa, satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş sayılır ve alıcı satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir" yazıldıktan sonra aynı maddenin (1) bendinde de "satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini isteyebebilir" yazılıdır. Aynı yasa maddesinin devam eden bentlerinde de alıcının talep edebileceği diğer hakları sıralanmıştır. Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. Somut olayda, davacının 01.11.2016 tarihinde davalıdan noter satış sözleşmesi ile satın alıp adına tescil ettirdiği araca, çalıntı olması nedeniyle el konulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece, araç satış sözleşmesinde belirlenen bedele hükmedilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki aracın, satış tarihinden zapt edildiği tarihe kadar, davacının zilyetliğinde kalmış olması nazara alındığında T.B.K"nın 217 maddesindeki (eski BK 192) yasal düzenleme somut olay açısından değerlendirilmemiştir. Oysa ki, satılanın zaptı ile birlikte, alıcının satılandan elde ettiği faydaların da, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre hükmedilen alacaktan mahsubu gereklidir. (Bkz. Dairemize ait 2001/12719 esas, 2002/3023 karar sayılı 22.3.2002 tarihli; 1983/6286 esas, 1983/7556 karar sayılı 3.11.1983 tarihli kararlar da aynı doğrultudadır.) O halde, mahkemece, aracın davacının elinde kaldığı süre içinde, araçtan elde edilen yararlanma miktarı belirlenip, belirlenecek bu miktarın, davacı alacağından mahsubundan sonra kalan bakiye miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, T.B.K"nın 217. maddesi gözardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereği temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.