
Esas No: 2021/707
Karar No: 2021/5449
Karar Tarihi: 14.04.2021
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2021/707 Esas 2021/5449 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 14/10/2020 gün ve 2019/7251 Esas - 2020/8824 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
-K A R A R-
4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin olarak bozma ilamına uyularak mahkemece verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmış; bu karara karşı, taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay ilamında yazılı gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri HUMK’nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından yerinde değildir. Ancak;
1-Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre 3.254 m² yüzölçümüne sahip olduğu halde gerçek yüzölçümünün 3.208,53 m² olduğunun belirtildiği ve buna göre bedele hükmedildiği, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın ifraz görerek kamulaştırma kapsamında kalan kısmının dere yatağı olarak terkin edilip arta kalan 518,32 m²"lik kısmın aynı ada 86 parsel, 1.706,15 m²´lik kısmının ise 87 parsel olarak tapuda tescilinin gerçekleştiği, mahkemece terkin ve tescil yönünden ifraz öncesi kök parsel yönünden ve taşınmazın fiili yüzölçümü üzerinden düzenlenen fen bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edildiğinden kararın infaz edilemediği anlaşılmakla;
Mahkemece dava konusu taşınmazın gerçek yüzölçümü üzerinden tapu kaydında düzeltim yapılması konusunda taraflara süre verilmesi, sonrasında mahallinde keşfe çıkılarak dava konusu taşınmazın ifraz sonrası oluşan tapu kayıtlarına göre kamulaştırılan kısım ve kamulaştırma nedeniyle arta kalan kısımların krokide açıkça gösterilip, kamulaştırma nedeniyle arta kalan kısımların yüzölçümleri ve geometrik durumları da nazara alınarak oluşacak sonuca göre kamulaştırma bedeline hükmedilmesi gerektiği gibi;
2- Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün ve 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas, 2020/39 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/8 maddesindeki iptal kararının nazara alınması gerektiği bu kez yapılan inceleme de anlaşıldığından;
Taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.10.2020 günlü 2019/7251 Esas, 2020/8824 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan değerlendirmede;
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, ... Mahallesi 1133 ada 51 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak,
1-Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre 3.254 m² olarak göründüğü halde gerçek yüzölçümünün 3.208,53 m² olduğunun belirtildiği ve buna göre bedele hükmedildiği, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın ifraz görerek kamulaştırma kapsamında kalan kısmının dere yatağı olarak terkin edilip arta kalan 518,32 m²"lik kısmın aynı ada 86 parsel, 1.706,15 m²´lik kısmının ise 87 parsel olarak tapuda tescilinin gerçekleştiği, mahkemece terkin ve tescil yönünden ifraz öncesi kök parsel yönünden ve taşınmazın fiili yüzölçümü üzerinden düzenlenen fen bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edildiğinden kararın infaz edilemediği anlaşılmakla;
Mahkemece dava konusu taşınmazın gerçek yüzölçümü üzerinden tapu kaydında düzeltim yapılması konusunda taraflara süre verilmesi, sonrasında mahallinde keşfe çıkılarak dava konusu taşınmazın ifraz sonrası oluşan tapu kayıtlarına göre kamulaştırılan kısım ve kamulaştırma nedeniyle arta kalan kısımların krokide açıkça gösterilip, kamulaştırma nedeniyle arta kalan kısımların yüzölçümleri ve geometrik durumları da nazara alınarak oluşacak sonuca göre kamulaştırma bedeline hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Bozma ilamı öncesi ilk kararla hükmedilen bedelin davalı tarafa karar kesinleşmeksizin ödenmesine dair hüküm kurulduğu halde, bozma ilamı sonrası verilen son kararda ödeme ve faizle ilgili hususlarda infazda tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulması,
3-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
4-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 14/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.