(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/8588 E. , 2012/11166 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ... ve davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve ... 09.08.1999 tarihli dava dilekçe ile; Ekim 1985 tarih 1 sıra nolu tapu kayıtlarının 13.370 m2 yüzölçümlü olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında toplam 7.563 m2 yüzölçümlü ... köyü 184 ada 13 ve 185 ada 8 parsellere revizyon gördüğü, geriye kalan 5.806 m2 yüzölçümlü kesimin eksik kaldığını, bu eksikliğin adlarına tapuya tescili istemiyle genel arazi kadastrosunun askı süresi içinde Kadastro Mahkemesinde dava açmışlardır. Kadastro mahkemesince, dava edilen yerin kadastro çalışmaları sırasında orman olduğundan bahisle 3402 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca kadastro dışı bırakılıp 567 ada 2 parsel numarası verilmekle yetinilen taşınmaz içinde kaldığından davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne yönelik verilen kararın Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyizi üzerine Dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.06.2004 gün ve 2004/4825 - 6674 sayılı bozma kararında özetle; “Hükme dayanak yapılan orman raporunun yetersiz olduğu bu sebeple taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yöntemine uygun şekilde orman tahdit haritasının uygulanması, taşınmazın kesinleşen tahdit içinde kaldığının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi, aksi takdirde dayanak tapu kaydı 4753 sayılı Yasa uyarınca oluştuğundan 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesi uyarınca haritası uygulanarak tapu kaydının kapsamının belirlenmesi oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne, bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen 627,09 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacılara ait 184 ada 13 parsele eklenerek 184 ada 13 parselin 4.165,87 m2 yüzölçümlü olarak davacılar adlarına tapuya tesciline, (D) ve (E) ile işaretlenen taşınmazların kesinleşen tahdit içinde kaldıkları, (B) ve (C) ile işaretlenen taşınmazların ise dayanak tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı ve orman içi açıklık niteliğinde oldukları gerekçesiyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacılardan ... ve davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir..
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; tapu kaydına dayalı orman tapusunun iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 09.06.1970 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1996 yapılıp sonuçları 12.07.1999 - 11.08.1999 tarihleri arasında ilân edilip kesinleşmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak işlem yapılmışsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; bozma kararı sonrasında hükme esas alınan orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın (D) ve (E) işaretli bölümlerinin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde; (B) ve (C) işaretli bölümlerinin ise dayanak tapu kaydı kapsamı dışında ve orman içi açıklık niteliğinde olduğu bildirilmiş, yalnızca (A) işaretli bölümün orman kadastro sınırları dışında ve dayanılan tapu kapsamında olması nedeniyle davacı adına tapuya tesciline, diğer bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Ancak, raporda 1970 yılında kesinleşen orman kadastro haritası haritasının yöntemince uygulanmamış olması ve yalnızca 3 adet orman sınır noktasının krokide işaretlenmiş olması nedeniyle dairenin 23.02.2011 günlü geri çevirme kararı ile ek rapor hazırlanması istenmiştir. Bunun üzerine mahkemece hazırlattırılıp gönderilen 22.05.2012 tarihli ek raporun incelenmesinde, bu kez çekişmeli taşınmazın (A), (B) ve (E) bölümlerinin tapu kaydı kapsamında olduğu bildirilmiş, orman kadastro haritası uygulaması konusunda ise 652 ve 653 numaralı orman sınır noktalarının taşınmazların 600 metre kadar kuzeyinde kalması nedeniyle krokide gösterilemeyeceği açıklandıktan sonra (B) bölümü de kesinleşen orman sınırı dışında ve dayanılan tapu kapsamında kalacak şekilde kroki çizilmiştir. (Kırmızı çizgi: Tapu sınırı, Siyah çizgi:Orman kadastro sınırıdır) Bu durumda; mahkemece, hükme esas alınan raporla, geri çevirme kararından sonra hazırlanan ek rapor arasında çelişki oluşmuştur. Çelişki yöntemince giderilmeden karar verilemez.
O halde; mahkemece, önceki keşiflerde görev almamış uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri geniş çevresi ile gösteren arazi kadastro paftası ile 1970 yılında kesinleşen orman kadastro haritası 6 - 7 adet adet orman sınır noktası birarada gösterilecek şekilde, aynı ölçekte birbiri üzerine aplike edilmeli, 4753 sayılı Yasa gereği oluşturulan davacı tarafın tutunduğu Ekim 1985 tarih 1 numaralı tapu kaydı da krokisi ile birlikte uygulanarak çekişmeli taşınmazların her birine göre olan konumu belirlenmeli, krokide ayrı ayrı renklerle gösterilerek keşfi izleme olanağı sağlanmalı, tevzi haritası kapsamında kalıp, kesinleşen orman kadastro sınırının dışında olan yerler için davanın kabulüne karar verilmelidir.
Kabule göre de (D) ve (E) bölümleri dava konusu olmadığı ve zaten 3402 sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince orman niteliği ile tapuya tescil edilmiş olan 567 ada 2 parsel sınırları içinde kaldığı halde, bu bölümler hakkında Hazine adına tescil kararı verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılardan ... ve davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine ve ..."a iadesine 03/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.