MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL



Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda 145 ada 4 parsel sayılı 984.23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz üçüncü kişi ... adına tespit, satış yolu ile davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., adına kayıtlı 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kadastro tespiti sırasında davalı taşınmaz içerisinde bırakıldığını öne sürerek bu bölümün kendisine ait 145 ada 5 parsele eklenerek adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde delil olarak keşif ve tanık beyanlarına dayanmış olup, Mahkemece 05.11.2011 tarihli celsede taraflara tanıklarını bildirmesi için süre verildiği, bir sonraki duruşmada davacı tarafından tanık olarak ..."nin ismi bildirildiği halde davacının adı geçen tanığı yöntemine uygun şekilde keşifte dinlenilmeksizin ve dinlenmeme nedenleri de gösterilmeksizin hüküm tesis edilmiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için fen bilirkişisi, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve davacı tanığı ve davalı tanıkları ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, davacının tanığı yöntemine uygun şekilde dinlenilmeli, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemince, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, diğer yandan taşınmazın öncesinin davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde davalı ..."in kadastro tespitinden ve tapu kaydının oluşmasından sonra taşınmazı tapu kaydına dayalı olarak satın aldığına göre Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesinde öngörülen koşulların davalı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği hususu gözönünde bulundurulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir hüküm tesis edilmelidir. Belirtilen yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden iadesine, 24.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.