1. Ceza Dairesi 2019/2185 E. , 2019/5497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli şekilde öldürmek ve bu suça azmettirmek
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
(Hüküm= 1- Sanıklar ... ve ... için ayrı ayrı; TCK"nin 37, 82/1-a, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası,
2- Sanık ... için; TCK"nin 38/1, 82/1-a, 29, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası.)
TÜRK MİLLETİ ADINA
24.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanunun 299. maddesi uyarınca, sanıkların müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin takdiren reddiyle, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Sanık ... müdafiinin yasal temyiz süresi içerisinde herhangi bir hukuki gerekçe ihtiva etmeyen ve 5271 sayılı CMK’nin 294. maddesine uygun şekilde düzenlenmeyen dilekçe ile yaptığı temyiz isteminin 5271 sayılı CMK’nin 298. maddesi gereğince reddine, heyetimizden Üye ...’in geçerli bir temyiz isteminin var olduğuna ilişkin karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
Sanıklar ... ve ... hakkında maktul ..."a yönelik olarak nitelikli kasten öldürme suçundan ve sanık ... hakkında maktul ..."a yönelik olarak nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan ilk derece mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümlerinin sanıkların müdafileri ve katılanlar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin verilen kararın sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 21/09/2018 gün 2018/932 esas 2018/1099 karar sayılı kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin kararın gerekçesiz olduğuna, suç vasfına, meşru müdafaaya ve meşru müdafaada sınırın aşıldığına, sanık ..."ın ve müdafiinin sanığın maktule karşı herhangi bir eylemde bulunmadığına, suç vasfına ve meşru müdafaaya yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının ESASTAN REDDİNE, 5271 sayılı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.12.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
5271 sayılı CMK"de olağan kanun yolları başlığı altında yer alan 294/1. md: Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır, 295. md: Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir, 298. md: Yargıtay...... Ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa temyiz istemini reddeder, 301. md: Yargıtay yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar şeklinde düzenlemeler yapılmakla Bölge Adliye Mahkemelerinden geçerek Yargıtay incelemesine tabi olan dosyalarda temyizin ancak temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğini düzenlemiştir.
Yine 5271 sayılı CMK"de olağanüstü kanun yolları başlığı altında 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisini düzenlemiştir.CMK 308. md: Yargıtay Ceza Dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re"sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulumuzun kendisine itirazen gelen bir dosyada sadece itiraz sebepleriyle sınırlı kalmayıp dosyada bulunan yasaya aykırılıkların tamamını resen inceleyip bu hususlarda kararlar verdiği bilinmektedir.
Görüldüğü üzere aynı yasada olağan kanun yollarından temyiz yolunda temyiz davasını açan sanık veya katılan tarafın veya müdafilerinin dilekçesinde sebep bildirme zorunluluğu getirilmiş (CMK 294/1) sebepten yoksun sadece kendi aleyhine verilen karara karşı temyiz hakkının kullandığını yasal süreleri içerisinde yargı merciine bildiren ve kararı davaya temyiz ediyorum diyen tarafın talebinin ise temyiz sebebi içermemesi nedeniyle reddolunacağını yasa koyucu hüküm altına almıştır. (CMK 298. md.)
Yürürlükte olan mevzuat gözönüne alındığında herhangi bir hukuk eğitimi almayan ve ceza davasına taraf olan kişinin veya ilgili tarafın avukatının istinaf mahkemelerinden aleyhine çıktığını düşündüğü kararı sebep bildirmeksizin süresinde temyiz etse dahi bu temyizin yargıtay dairesince reddolunacağı ancak Yargıtay Cumhuriyet savcısının ilgili Yargıtay Dairesinin kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna itiraz etme hakkını kullanırken hiçbir sebep bildirmek zorunda olmadığı bununda vatandaşın aleyhine olarak 1982 Anayasasının 10, 11, 36, 90. md. ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ve 10. maddelerinde karşılıklarını bulan kanun önünde eşitlik ve silahların eşitliği ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini ,yasal düzenlemelerin millet adna TBMM tarafından yapıldığını ancak bunların ilahi metinler olmayıp uygulayıcılar tarafından eksik, yanlış veya hakkaniyete aykırı olanlar var ise bunların belirlenip düzeltilmesinin de yasalarda düzenlendiği, usuli bir düzenlemeyi bilemediği için yasal süresi içerisinde temyiz dilekçesini sebep bildirmeden veren davanın tarafı veya taraf avukatının temyiz talebinin usul hükmü gereği sebep bildirilmediği düşüncesi ile reddolunmasının hukuki ve vicdani olmadığını sadece kanuni olduğunu ancak hakimin görevinin kanunu değil hukuku uygulamak olduğunu düşündüğümden Ceza Muhakemesinin kızılelması sayılan maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecek mahiyetteki bu usul hükümlerinin davaya konu olaya uygulanması yerine öncelikle bu hükümlerin 1982 Anayasasına aykırılığı düşüncesi ile Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gidilmesi bu kabul edilmeyecek ise Yargıtay dairemiz tarafından CMK da sanık lehine kıyasın yasak olmadığı dikkate alınarak CMK"nin 294/1. madde hükmündeki sebeple bağlılık kuralının CMK"nin 308. maddesindeki sebep bildirmenin zorunlu olmadığı şeklinde yorumlanması gerektiği ve sebep bildirilmese ve hatta taraf müdafii tarafından verilse dahi temyizen incelenme iradesinin belirlenebildiği dosyaların usule aykırılık nedeniyle reddedilip toplumun adalete, devlete, hukuka olan inancının sarsılmasını önlemek ve ihkakı hak yolunun açılmasının önüne de geçmek gerektiği düşüncesi ve gerekçesi ile çoğunluğun kanaatine usul yönünden muhalifim. Saygılarımla.