Esas No: 2022/7212
Karar No: 2022/14592
Karar Tarihi: 13.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/7212 Esas 2022/14592 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan 1.000 TL adli para cezasına çarptırılmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın suçu işlediğine dair somut ve kesin bir delil elde edilmediği için beraat etmesi gerektiğine karar vermiştir. Sanığın beyanları ve uzmanlık raporu da suçlamalarını çürütmüştür. Kanun maddeleri ise şöyledir: Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10-2.cümle, Türk Ceza Kanunu'nun 62, 52 ve 52/4. maddeleri.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanık ...'ın, anılan Kanun'un 63/10-2.cümle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62, 52 ve 52/4. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ADANA 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli ve 2016/895 esas, 2019/1530 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 27.06.2022 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2022 tarihli ve KYB. 2022-96792 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın sahibi olduğu ... İletişim ünvanlı işyerinde 01/02/2008 tarihinden sonra ülkeye giriş yapan cep telefonlarının kullanıma açılması amacıyla katılan kuruma yaptıkları başvuruda hudut kapılarının giriş-çıkış formları ve pasaport nüshalarında form kaşeleri ile aynı yurda giriş sayfalarını farklı pasaport bilgileriyle kullanmak suretiyle mobil cihaz kayıt işlemi gerçekleştirdiği kabul edilerek sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de; sanığın beyanlarında, olay tarihinde Adana ilinde 10 tane şubesi olduğunu, her şubenin şube müdürü, iletişim danışmanları, satış danışmanları ve personelleri bulunduğunu, kendisinin cep telefonlarını kullanıma açma yetkisi olmadığını, bu konuda iletişim danışmanlarının yetkili olduğunu, söz konusu işlemleri kendisinin gerçekleştirmediğini, bu işlemlerin iletişim danışmanı olan .....tarafından yapıldığını ifade ettiği, alınan uzmanlık raporuna göre suça konu cep telefonlarına ilişkin başvuru dilekçelerinde yer alan imzaların başvuru sahiplerinin elinden çıkmadığının, dilekçelerdeki el yazılarının ise inceleme dışı sanık...'a ait olduğunun tespit edildiği, katılan kuruma hitaben yazılı cep telefonu kayıt işlemi talebine ilişkin suça konu başvuru dilekçelerinde sanığa ait işyerinin kaşesi basılı olmakla birlikte, bu kaşeler üzerinde imza bulunmadığı gibi inceleme dışı sanık...'a ait imzalı kaşelerin yer aldığı ve inceleme dışı sanık...'un yapılan yargılaması neticesinde atılı suçtan mahkumiyetine hükmedildiği de nazara alındığında, yargılama aşamasında sanık aleyhine her türlü şüpheden uzak, somut ve kesin bir delil elde edilememesi nedeniyle atılı suçtan sanığın beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden ve gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlediğine dair hiçbir delil ve gerekçeye de yer verilmeden, yalnızca başvuru dilekçelerini katılan kuruma gönderen firmanın sahibi olduğundan bahisle mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
26.10.1932 tarih ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve bu karar esas alınmak suretiyle verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Dairelerin süreklilik arz eden kararlarında belirtildiği üzere, kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ve şahsi hakka ilişkin kararlar kanun yararına bozma konusu olamaz.
Mahkemece kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenler yönünden dosya kapsamında tüm deliller tartışılıp takdir edilmek suretiyle karar verildiği ve delil takdiri yapılarak verilen kararlar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği gibi ... İletişim adlı iş yerinin yetkilisi olan sanığın bizzat sözleşme oluşturma fiilini gerçekleştirmese dahi suça konu hattın aktivasyonunu sağlayacak onay işlemlerini gerçekleştirdiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 13.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.