Esas No: 2022/3082
Karar No: 2022/4611
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3082 Esas 2022/4611 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı ... (Spor Klübü) hakkında abonesiz su kullanımı nedeniyle alacak tahsili için başlatılan takibin durdurulması sonrası yapılan itirazın kısmen iptali için açılan davanın Yargıtay tarafından bozulduğu belirtilmektedir. Tutanakta davalının imzadan imtina ettiği belirtilen abonesiz su kullanımının olduğu iddiasına ilişkin tutanak ve beyanların ispat gücü olmadığı ve davalının su kullanımının ispat edilemediği vurgulanmaktadır. Bu nedenle Mahkeme kararı, davanın kısmen kabulüne ilişkin hükümlerin bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK’nın “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204 üncü maddesi, 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi, HMK’nın 428. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının iş yerinde ... su kullanımından kaynaklanan alacağının tahsili için takip başlattığını, takibin davalının itirazı ile durdurulduğunu ileri sürerek; vaki itirazın iptaline, icra takibinin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava dilekçesinde yazılı adreste iş yerinin bulunmadığını, davaya konu tutanağın ilgili yönetmeliğe uygun bir şekilde tutulmadığını, dava dilekçesinde belirtilen fiili gerçekleştirdiğinin hukuken ispatlanamayacağını, aksi takdirde ise alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın yasal süresi içerisinde açılmamış olduğu ve tazminata ilişkin şartların mevcut olmadığının kabulü ile yasal süresi içerisinde açılmamış olan davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 09.05.2018 tarihli ve 2016/15424 Esas 2018/4883 Karar sayılı kararla; "...İcra dosyası içerisinde itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğine ilişkin belgeye rastlanmadığından yasada öngörülen hak düşürücü sürenin başlangıç tarihinin temyize konu iş bu davanın açıldığı tarih olan 18.06.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Davacı/alacaklının itiraz tarihinden sonra takip dosyasına (davalı/borçlunun mallarının haczedilmesi talebini içeren) bir dilekçe sunması bu durumu değiştirmez. Zira kanun açıkça ''tebliği'' aramaktadır. O halde mahkemece; dava tarihi itibarıyla bir senelik hak düşürücü sürenin geçirilmemiş olması sebebiyle işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; abonesiz su kullanımına ilişkin tutanağın davalı ... yönünden tutulduğu, her ne kadar tutanakta parantez içerisinde ... Spor Kulübü yazılsa da tutanağın ... aleyhine düzenlendiği, tutulan abonesiz su kullanımına ilişkin tutanağın aksi ispat edilinceye kadar geçerli olduğu ve davalı tarafça aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile takibe davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 2.231,71 TL asıl alacak, 3.388,66 TL geçikme zammı, 33,55 TL geçikme zammı KDV'si olmak üzere toplam 5.653,92 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; ... su kullanıldığına dair iddianın ve buna bağlı olarak yapılan tahakkukun yerinde olup olmadığına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “İlamların ve resmî senetlerin ispat gücü” başlıklı 204 üncü maddesi; “ (1) İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılırlar.
(2) İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar.
(3) Mahkeme, yukarıdaki belgelerden biri hakkında şüphe uyandıran bir hâl görürse, ilgili daireden açıklama isteyebilir.” hükmünü düzenlemektedir.
Davalı ... (... Spor Klübü) hakkında, davacıya bağlı görevliler tarafından düzenlenen 30.09.2005 tarihli “Tutanaktır” başlıklı belgede park içerisindeki şebekeden sayaçsız ve abonesiz olarak su kullanıldığı tespiti yapılmış ve tutanakta davalının imzadan imtina ettiği belirtilmiştir. Öncelikle davaya konu 30.09.2005 tarihli tutanağın, HMK’nın 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, ... su tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir.
Diğer taraftan ispat yükü, davalının ... su kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacıya aittir. Tutanakta adı geçen, davacının tutanak tarihinde başkanlığını yürüttüğü anlaşılan derneğin adresinin ... Mah. ... Cad. 1025 Sok. No:5 olduğu bildirilmişken davaya konu tutanakta adresin ... Mah. ... Cad. No:1 olduğu görülmektedir. Davacının ikamet adresi ise ... Mah. 1016/1 Sok. No:1’dir. Davacı tarafından davalının dava konusu tutanağın tutulduğu adreste bulunduğuna ve ... su kullandığına dair herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Tutanak tarihinde geçerli olan Tarifeler Yönetmeliği'nin 49. maddesinde “...Bu tutanakta ... ve usulsüz su kullanımın ve bağlantının şekli, ölçülen su miktarı, ... ve usulsüz su kullanımının süresi, sayaçlı kullanım ise, sayaca müdahale olup olmadığı vb. bilgiler ayrıntılı olarak kaydedilir. Bilenlerin yazılı ve imzalı beyanları temin edilmeye çalışılır, inandırıcı delil ve belgeler değerlendirilir, ... bağlantı kaldırılır.” ifadeleri yer almaktadır. Dava konusu tutanak ilgili Yönetmeliği'n 49. maddesine uygun bir şekilde tutulmamış olmakla birlikte davalının abonesiz su kullandığına dair inandırıcı delil de sunulmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece; ... su kullandığı ispat edilemeyen davalı aleyhine davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.