19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1077 Karar No: 2020/2203 Karar Tarihi: 27.02.2020
4733 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1077 Esas 2020/2203 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında, 4733 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Gümrük kaçakçılığı suçlarıyla ilgili olarak devletin egemenlik hakkını ihlal ettiği ve vergi kaybına sebep olduğu için kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğurması muhtemeldir. Sanığın daha önce aynı suçtan kesinleşmiş bir hükümle karşılaştığı ortaya çıktığı için, cezadan mahsup yapılıp yapılmaması tartışılmıştır. Ayrıca, sanığa hak yoksunluklarına hükmedilmiş olsa da, Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nin 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal etmesi nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Gümrük İdaresi'nin davaya katılması ve vekalet ücretine hükmedilmesi kararlaştırılmıştır. Karara göre, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereği 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hüküm bozulmuştur. Bu karara göre, Gümrük idaresi'nin doğrudan zarar görmediği için davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, Gümrük İdaresi'nin vekalet ücretine hükmedilmesi uygun değildir. Kanun maddeleri: 4733 sayılı Kanun, TCK'nin 43/1. maddesi, TCK'nin 53. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/
19. Ceza Dairesi 2020/1077 E. , 2020/2203 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 4733 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: A- Şikayetçi Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük idaresi"nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından Gümrük idaresi vekilinin vaki temyiz talebininin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, B- Sanığın temyiz istemine yönelik incelemede; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 14/08/2012 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Bor Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2012/328 (E) - 2012/387 (K) sayılı hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;
Anılan dosya getirtilip incelenerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanık hakkında TCK"nin 43/1. maddesi uygulanarak cezadan mahsup yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, 2-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu ve TCK"nin 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, 3-Atılı suçun tarihi ve niteliğine göre suçtan zarar görmeyen Gümrük İdaresinin davaya katılmasına karar verilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.