Esas No: 2020/566
Karar No: 2021/864
Karar Tarihi: 22.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/566 Esas 2021/864 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/566
Karar No : 2021/864
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI): … Sendikası
VEKİLİ: Av. …
II-(DAVALILAR) :
1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ :Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 tarih ve E:2017/972, K:2019/5283 sayılı kararının, davacı tarafından esas yönünden, davalı idareler tarafından yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden, karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 18/06/2014 tarih ve 29034 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik'in, 25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesi ile değiştirilen 4. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinin ve 12. maddesi ile değiştirilen 23. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "proje okullarının" ibaresinin 10. maddesi ile değiştirilen 21. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Özel eğitim anaokulları hariç olmak üzere", (b) bendinde yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ve 3. fıkrasında yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ibarelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 tarih ve E:2017/972, K:2019/5283 sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124.; 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 36. ve 38. madde düzenlemelerine yer verildikten sonra,
Yönetmelik'in 21. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Özel eğitim anaokulları hariç olmak üzere", (b) bendinde yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ile 3. fıkrasında yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ibareleri yönünden;
02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 4. maddesi ile dava konusu Yönetmelik'in 21. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Özel eğitim anaokulları hariç olmak üzere", (b) bendinde yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ile 3. fıkrasında yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ibareleri değiştirildiği, karar tarihi itibarıyla değişmiş olan Yönetmelik hükümlerinin iptali istemiyle açılan davanın konusuz kaldığı,
Yönetmelik'in 4. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinin ve 23. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "proje okullarının" ibaresi yönünden;
01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nin "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, söz konusu Yönetmelik'in amacının, yurt içinde ve yurt dışında yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşmaları çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar ile belirli eğitim reformu ve programları uygulayan okulların proje okulu olarak belirlenmesi ve Bakan tarafından onaylanması, bu okul ve kurumlara yapılacak öğretmen atamaları, yönetici görevlendirmeleri ile bu kapsamda tanımlanan proje okullarının bünyesindeki ortaokullara öğrenci seçilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğunun belirtildiği; "Proje okullarının belirlenmesi" başlıklı 6. maddesinde ise, hangi okulların proje okulu olarak belirlenebileceğine ilişkin kriterler sayma suretiyle belirtildiği, seçimin objektif kriterler esas alınarak yapılacağının düzenlendiği,
Bahse konu düzenleme ile, dava konusu Yönetmelik'in 4. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde yer alan, proje okullarının, ulusal projeler ile uluslararası ikili ya da çok taraflı olarak yapılan anlaşma veya protokollere göre proje uygulaması yapılan eğitim kurumları şeklindeki tanımında, yukarıda değinilen Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak sadeleştirme yapılarak, proje okullarının, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen eğitim kurumları olarak tanımlandığı; keza, 23. maddesinin, 1. fıkrasında yer alan proje okullarının tanımının madde metinden çıkarıldığı dikkate alındığında, idarenin takdir yetkisi çerçevesinde tesis ettiği dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
Yönetmelik'in, 25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilen 21. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Özel eğitim anaokulları hariç olmak üzere", (b) bendinde yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ile 3. fıkrasında yer alan "Anaokulları hariç olmak üzere" ibarelerinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Yönetmelik'in 4. maddesinin, 1. fıkrasının, (i) bendinin ve 23. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "proje okullarının" ibaresinin iptali istemi yönünden davanın reddine, yargılama giderlerinin yarısı olan 218,85-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine; 2.475,00-TL avukatlık ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, 2.475,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelerden Milli Eğitim Bakanlığına verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, Usul hükümlerine göre davanın açıldığı andaki maddi ve hukuki esaslar çerçevesinde hükme bağlanacağı, düzenlemenin daha sonra değiştirilmesi veya yürürlükten kaldırılması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava konusu düzenleyici işlemin hukuka uygun olup olmadığının incelenerek esasa ilişkin karar verilmesinin gerektiği, bir eğitim kurumunun proje okulu olarak belirlenmesi için, o eğitim kurumunda ulusal veya uluslararası anlaşma veya protokollere göre bir proje uygulanmasına karar verilmesinin gerekmediği, eğitim kurumunu Milli Eğitim Bakanının, hiçbir ölçüte bağlı olmadan ve bir proje uygulanmayacak olsa bile proje okulu olarak seçmesinin yeterli olacağı, proje okulu olarak belirlediği bu eğitim kurumunun yöneticileri ile öğretmenlerinin norm kadrolarını, Yönetmeliğin diğer hükümlerine bağlı kalmadan 23. maddeye göre belirleyebileceği, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nde öğretmen atamalarında ve yönetici görevlendirmelerinde duyuru ve başvuru koşullarına yer verilmediğinden, istediği kişiyi öğretmen ve yönetici olarak atayabileceği, bu durumun hukun genel ilkelerine ve Anayasa’nın 70. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, karar verilmesine yer olmadığı kararına bağlı olarak idareleri aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idareler tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 22/10/2019 tarih ve E:2017/972, K:2019/5283 sayılı kararının esası ile yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 22/04/2021 tarihinde karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısım yönünden oyçokluğu, davanın reddine ilişkin kısım yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında; idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin, ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
İptal davasının amacı, hukuka aykırı idari işlemin uygulamadan kaldırılması, geçersiz kılınması ve işlemin hukuksal geçerliliğine son verilmesidir. Burada sağlanmak istenen, hukuk düzeninde hukuka aykırı işlemlerin bulunmamasını sağlayarak, hukuk devletinin korunmasıdır. İdare Hukuku ilkelerine göre, iptal kararları, iptali istenilen işlemi, tesis edildiği tarih itibarıyla ortadan kaldırarak, işlemin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlar.
Bir idari işlemin hukuki irdelemesi yapıldığında, tespit edilen duruma göre dava konusu işlemin iptali ya da davanın reddi yolunda hüküm kurulması gerekmektedir. Hukuka uygunluk denetimi yapılan işlem yönünden "karar verilmesine yer olmadığına" hükmedilmesi, usulde yeri olmayan bir uygulama olup, işin esasının incelenmesinin sonucu olarak esas hakkında bir hüküm kurulması zorunlu bulunmaktadır.
Bir yönetmelik kuralına dava açıldıktan sonra, idarenin yeni yönetmelik çıkarma konusunda yetkisi bulunduğu açık olmakla birlikte, bu durum, idari yargı yerinin yargısal incelemesinde bulunan yönetmelik kuralı hakkında, hukuka uygun olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılıp sonuca varılmasına hukuken engel değildir. Aksi halde, idare bu şekilde yeni yönetmelik yürürlüğe koyarak, mevcut yönetmeliğin yargı denetimine tabi tutulmasından muaf kılınmasına neden olacaktır. Ayrıca, davacılar şeklen değiştirilen her düzenlemeye karşı dava açmak zorunda bırakılarak, hak arama özgürlüğünün kullanılması da zorlaştırılacaktır.
Bu durumda, davacı tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülen düzenlemelerin hukuki irdelemesi yapılarak Dairece işin esası hakkında, "ret" ya da "iptal" hükmü kurulması gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabul edilerek, Danıştay İkinci Dairesinin 22/10/2019 tarih ve E:2017/972, K:2019/5283 sayılı kararının, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.