10. Hukuk Dairesi 2015/20721 E. , 2015/21160 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun"un 4,b/4. maddesi kapsamında ... sigortalılığının tespiti ile ile 6111 sayılı Kanun kapsamında prim borçlarının yapılandırılmasından yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, ilamında belirtildiği şekilde, sigortalılık talebine dair davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, 6111 sayılı Kanundan yararlanma talebinin saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 2012/ 7406-17827 sayılı bozma ilamına uyulması sonrası, geri çevirme kararımız ile, Kurumun mahkemeye hitaben yazdığı 11.07.2013 tarihli yazıda, davacı vekilinin yaptığı başvuru üzerine, kesintilere istinaden verilen hizmetlerin geçici olduğu, ... ... İl Müdürlüğünden alınacak cevaba göre sigortalılık sürelerinin kesinleştirileceğinin bildirildiği, dolayısıyla şarta bağlı bilgi verilmiş olması karşısında, davalı Kurumdan, 6270 sayılı Kanun sonrasında davacı tarafça yapılan başvuru üzerine, davacının hangi tarihten itibaren geriye dönük olarak tescil edildiği, 5510 sayılı Kanunun Geçici 17. maddesi kapsamında varsa hangi tarih itibariyle sigortalılığının durdurulduğu, hangi tarihler arasının Kurumca ihya edilebilir kabul edildiği ve ayrıca varsa sonrasında yeniden tescil ve terk tarihleri, kesinleştirilmiş haliyle sorulup, alınacak cevabın eklenmesinin istenildiği, ancak yine Kurumun 25.02.2014 tarihli cevabı ile benzer bilgiler verdiği, davacı vekilinin 03.5.2013"de 6270 sayılı Kanun gereği başvuruda bulunduğu, ancak 1994, 1997, 1998, 1999, 2000, 2001, 2002 yılları kesintilerine ait hizmetlerin geçici olarak yapıldığı, tevkifat tutarlarının ... ..."dan sorulduğunu, oranın cevabına göre sigortalılık sürelerinin kesinleştireleceği, buna göre sigorta giriş tarihinin 01.8.1994 olup devam ettiği, ancak askıya alınan hizmet sürelerinin 01.5.1994-30.4.2008 dönemi olup ihya hakkı bulunduğu bildirilmiştir.
Yukarıda bildirilen cevaba göre, davacıya ait ve aşamada oluşturulmuş bir sigortalılık süresi bulunmadığı, zira henüz sürelerin kesinleştirilmediği anlaşılmaktadır.
Eldeki davaya konu somut olayda; Mahkemece dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir.Yapılacak değerlendirmede, Kurumca,aşamada davacının hangi tarih itibariyle tescil edildiği veya edilmediği, edilmiş ise 5 yılı aşan prim borcu bulunması nedeni ile 5510 sayılı Kanunun Geçici 17. Maddesinin Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. …” hükmü gereğince, hangi tarih itibariyle sigortalılığının durdurulduğu ve hangi tarihinden itibaren yeniden başlatıldığı belirlenmeli, talebe göre Kurumca kabul edilmeyen dönem tespit edilmeli, bozma ilamımızda belirtilen ihtilaf konusu olan döneme yönelik, yine bozma ilamımızda açıklanan ilkeler çerçevesinde, davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.12.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.