Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20950
Karar No: 2021/4171
Karar Tarihi: 31.03.2021

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20950 Esas 2021/4171 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/20950 E.  ,  2021/4171 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkeme : HAKKARİ 1. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet ve araç müsaderesi


    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Temyiz incelemesi, sanık ... hakkında hükmedilen cezanın süresi dikkate alınarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1, 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve CMK"nın 299. maddeleri uyarınca sanık ... hakkında duruşmasız, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen sanıklar ... ve ... müdafii duruşmaya gelmediğinden sanıklar ... ve ... hakkında duruşmasız, sanık ... müdafiinin süresindeki istemi nedeniyle sanık ... hakkında duruşmalı yapılmıştır.
    1- Malen sorumlu vekilinin, ...plakalı aracın müsaderesine ilişkin karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
    17.05.2016 tarihinde tefhim edilen hükmün, CMUK’nın 310/1. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal temyiz süresinden sonra malen sorumlu vekili tarafından 20.07.2016 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, malen sorumlu vekilinin temyiz isteğinin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
    2- Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği ve kolluk görevlilerince Cumhuriyet savcısına haber verilerek alınan talimat doğrultusunda önleme arama kararına istinaden arama yapıldığından yapılan aramanın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Suç tarihi “sanık ... yönünden 21.05.2012” olarak belirtilmesi yerine her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeden sanık ayrımı yapılmaksızın karar başlığında suç tarihinin “2012 yılı” olarak belirtilmesi,
    2- Sanığa verilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, TCK’nın 52/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, ayrıca 24 taksitte ödenmesine karar verildiği halde taksit aralıklarının gösterilmemesi ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmemesi suretiyle TCK’nın 52/4. maddesine aykırı davranılması,
    3- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenlerle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
    1- Gerekçeli karar başlığında “2012 yılı” olarak belirtilen suç tarihinin çıkarılarak yerine “Sanık ... yönünden; 21.05.2012” olarak yazılması,
    2- Sanığa verilen adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin hüküm fıkrasının A-) bendinin 2. bölüm 4. paragrafının son cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “TCK’nın 52/4. maddesi gereğince adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına” ibaresinin yazılması,
    3- Hüküm fıkrasının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili paragrafın hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine "Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler gözetilerek TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3- Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    Suç konusu eroin maddesinin miktarına bağlı olarak önem ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, TCK"nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ve aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere göre, temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri ve aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Suç tarihi “sanık ... yönünden; 07.04.2012” olarak belirtilmesi yerine, her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeden sanık ayrımı yapılmaksızın karar başlığında suç tarihinin “2012 yılı” olarak belirtilmesi,
    2- Gerekçeli karar başlığında tutuklama ve tahliye tarihlerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-d maddesine aykırı davranılması,
    3- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
    1- Gerekçeli karar başlığında “2012 yılı” olarak belirtilen suç tarihinin çıkarılarak yerine “Sanık ... yönünden; 07.04.2012” olarak yazılması,
    2- Gerekçeli karar başlığına sanığın kimlik bilgilerinden sonra gelmek üzere “Tutuklama tarihi: 13.02.2013 Tahliye tarihi: 12.03.2013” ibaresinin yazılması,
    3- Hüküm fıkrasının TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili paragrafın hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine "Sanık hakkında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı ve 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler gözetilerek TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    4- Sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği ve kolluk görevlilerince Cumhuriyet savcısına haber verilerek alınan talimat doğrultusunda önleme arama kararına istinaden arama yapıldığından yapılan aramanın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Sanık hakkında, iddianamede ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanmasının talep edildiği anlaşıldığından, bu maddenin uygulanmama ihtimali nedeniyle sanığa ek savunma hakkı verilmeden ve herhangi bir gerekçe de gösterilmeden TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    2- Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkûmiyeti olduğu halde hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
    3- Suç tarihi “sanık ... yönünden 21.05.2012” olarak belirtilmesi yerine her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeden sanık ayrımı yapılmaksızın karar başlığında suç tarihinin “2012 yılı” olarak belirtilmesi,
    4- Gerekçeli karar başlığında gözaltı, tutuklama ve tahliye tarihlerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-d maddesine aykırı davranılması,
    5- Sanığa verilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, TCK’nın 52/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, ayrıca 24 taksitte ödenmesine karar verildiği halde taksit aralıklarının gösterilmemesi ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmemesi suretiyle TCK’nın 52/4. maddesine aykırı davranılması,
    6- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bozma nedenine göre CMUK’nın 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine,
    5- Sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği ve kolluk görevlilerince Cumhuriyet savcısına haber verilerek alınan talimat doğrultusunda önleme arama kararına istinaden arama yapıldığından yapılan aramanın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Sanıkların 07.04.2012 ve 21.05.2012 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eylemleri nedeniyle, mahkemece her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verildiği, sanıkların 07.04.2012 ve 21.05.2012 tarihli eylemleri arasında, her iki eylemin de iddianame tarihinden önce işlenmesi nedeniyle hukuki kesinti oluşmadığı, sanıkların yenilenen kasıt ile ikinci suçu işlediklerinin söylenemeyeceği, aynı suç işleme kararı ile hareket ettikleri anlaşıldığından, sanıklar hakkında tek bir uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet kararı verilip, zincirleme suç nedeniyle haklarında TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Suç tarihlerinin sanıklar yönünden “07.04.2012 ve 21.05.2012” olarak belirtilmesi yerine, her bir sanık yönünden suç tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği gözetilmeden sanık ayrımı yapılmaksızın karar başlığında suç tarihinin “2012 yılı” olarak belirtilmesi,
    3- Gerekçeli karar başlığında gözaltı, tutuklama ve tahliye tarihlerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-d maddesine aykırı davranılması,
    4- Sanıklara verilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, TCK’nın 52/4. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, ayrıca 24 taksitte ödenmesine karar verildiği halde taksit aralıklarının gösterilmemesi ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilmemesi suretiyle TCK’nın 52/4. maddesine aykırı davranılması,
    5- TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    6- Suça konu uyuşturucu maddelerden Erzurum ve Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce alınan şahit numunelerin müsaderesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden şahit numunelerin imhasına karar verilmesi,
    7- Suça konu uyuşturucu maddelerin müsaderesine karar verilirken TCK’nın 54. maddesinin 4. fıkrasının gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükümlerin BOZULMASINA,
    31.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    TEFHİM TUTANAĞI


    31.03.2021 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı....ün katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Av. ... ...ın yokluğunda, 08.04.2021 tarihinde, açık olarak okundu.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi