13. Hukuk Dairesi 2017/3544 E. , 2020/2712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalı tarafından inşa edilen “... II.Etap” den A Blokta 14 nolu konutu satın aldığını, konutun bulunduğu blokta, sitenin ortak alanlarında ve konutta birçok eksik ve ayıplı imalatın bulunduğunu, kat malikleri olarak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/20 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda ortak alanlarda bulunan eksik ve ayıplı imalatların bedelinin 396.419,35 TL olarak tespit edildiğini, davalıya ihtar yapılmasına rağmen eksik ve ayıplı imalatların giderilmediğini, davalının yaptığı ilân ve tanıtımlarla kendisini yanılttığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik eksik ve gzili imalatlara ilişkin 3.000,00 TL maddi zararın temerrüt ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah ile 4.228,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.928,00 TL"nin dava tarihi olan 03.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK"nın 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK"nın 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, Mahkemece, kararın gerekçe kısmında bilirkişi raporunda ortak alanlara ilişkin eksik ve ayıplı imalatların giderim bedelinin 202.997,00 TL olduğu, ancak giderim bedeli 12.600,00 TL olan asansörlere ilişkin eksikliğin tamamlanması sebebiyle bu bedel düşülmek suretiyle davacının arsa payı dikkate alınarak davacının alacağının tespit edildiği bildirilmiş, ancak anılan bedel düşülmeksizin 202.997,00 TL üzerinden davacının arsa payı dikkate alınmak suretiyle davanın kabulüne 2.928,00 TL"nin dava tarihi olan 03.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu şekilde hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Kabule göre de; dava konusu konuta ilişkin arsa payı 56/2288 olmasına rağmen, davacının arsa payının 33/2288 olduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.