8. Hukuk Dairesi 2019/6292 E. , 2020/242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Eskişehir 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 02.11.2017 tarihli ve 2016/573 Esas, 2017/809 Karar sayılı kararıyla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı alacaklı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili; borçlunun ... Bank A.Ş ... Şubesindeki hesabına haciz konulduğunu, davalı Banka tarafından yazılan cevapta davalı borçluya ait hesapta 01.06.2016 tarihi itibari ile 247.103,54 TL olduğu, rehinli meblağın icra dosyasına celbinin haksız olduğunun belirtildiğini, İcra Müdürlüğünce cevabın istihkak iddiası olarak kabul edilerek müvekkiline dava açmak üzere 7 günlük süre verildiğini, davalı Banka tarafından herhangi bir mahkeme kararı, icra takibi veya noter sözleşmesi ibraz edilmeksizin istihkak iddiasında bulunulmasının haksız olduğunu belirterek, istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, müvekkili Bankaya gönderilen haciz yazısına karşı süresi içerisinde cevap verilerek borçlunun imzalamış olduğu sözleşmeler gereği şube nezdindeki hesapları ile doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarının bankaya rehinli olduğunu, bu nedenle bankanın rehin, hapis, takas ve mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile hesaba haciz uygulandığının bildirildiğini, ardından İcra Müdürlüğü dosyasına 30.06.2016 tarihinde ve 01.07.2016 tarihinde ödemeler yapıldığını belirterek, konusuz kalan ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava konusuz kalmış ise de vekalet ücreti yönünden yargılamaya devam edilmiş, bilirkişinin 20.12.2016 tarihli raporunda haciz yazısının tebliğ tarihi itibariyle hesaplar üzerinde Bursa 4.İcra Müdürlüğünün 2016/7376 E. ve İstanbul 36.İcra Müdürlüğünün 2016/292 Esas sayılı dosyalarından hacizlerin olduğu, borçlu ... Özel Sağlık Hiz. Tur. San. ve Tic. A.Ş ile davalı banka arasında düzenlenen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine göre, banka müşterisinin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi veya üçüncü şahıslar tarafından icra takibi başlatılması halinde müşterinin kalan borcunun tamamının herhangi bir ihbar ve ihtara gerek kalmadan muaccel hale getirilebileceği, Bursa ve İstanbul İcra Dairelerinin hacizlerinin fekkinden sonra davacının alacaklı olduğu Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2016/7266 Esas sayılı dosyasına 3 kalemde ödeme yapıldığı, davalı Bankanın dayandığı rehin, hapis, takas ve mahsup hakkının anılan kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte doğduğunun kabulü gerektiği, bununla birlikte üçüncü kişi Bankanın borçlusuna karşı ileri sürebildiği rehin, hapis, takas ve mahsup hakkını, borçlusunun alacaklısına karşı da ileri sürebilmesinin mümkün olduğu, davalı Bankanın haciz kararının alındığı tarih itibarı ile kredi borcunun tamamının ödenmediği, bankanın doğmuş ve doğacak alacakları için rehin, hapis, takas, virman hakkını kullandığı, bu durumda davalı Bankanın istihkak iddiasının yerinde olduğu gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş, davacı alacaklı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 18.04.2018 tarihli ve 2018/120 Esas, 2018/725 Karar sayılı kararı ile; davalı Bankaya çıkartılan haciz ihbarnamelerine davalı Banka tarafından itirazda bulunulduğu, dolayısı ile davalı borçlunun hesabı üzerine konulmuş geçerli bir haczin bulunmadığı, her ne kadar dava istihkak davası olarak açılmış ise de hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu, istihkak davasından bahsedebilmek için geçerli bir haczin bulunması gerektiği, davalı üçüncü kişi Bankanın İİK"nin 89/1 vd. maddelerince gönderilen haciz ihbarnamelerine itirazda bulunduğu, dolayısıyla davalı borçlunun hesabı üzerine konulmuş bir haczin varlığından söz edilemeyeceği, bunun sonucunda da davanın haciz ihbarnamesine itiraz davası olarak nitelendirilerek hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın konusu kalmadığı için karar verilmesine yer olmadığına ilişkin mahkeme kararının yerinde olmadığı, ancak istinaf başvurusunu alacaklı vekilinin yapmış olması ve istinaf başvurusunda bulunanın aleyhine karar verilmesinin mümkün olmaması sebebi ile alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nin 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. İstinaf kararı davacı alacaklı vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 353/1-b .2. maddesinde "2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yazılı olduğu şekilde kararın gerekçesi değiştirilmiş olduğundan yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken kararın sonuç itibari ile doğru olduğunun kabulü ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; takip hukukunun ilkeleri kapsamında usulüne uygun olarak yapılan hacze üçüncü kişinin itirazda bulunması haczin geçerliliğini ortadan kaldıran hallerden değildir. Hal böyleyken; Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde, "Bankaya çıkartılan haciz ihbarnamelerine davalı Banka tarafından itirazda bulunulduğu, dolayısı ile davalı borçlunun hesabı üzerine konulmuş geçerli bir haczin bulunmadığı " ifadesine yer vermiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.