12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/30790 Karar No: 2010/30782 Karar Tarihi: 21.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/30790 Esas 2010/30782 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/30790 E. , 2010/30782 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 11/03/2010 NUMARASI : 2009/401-2010/146
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Menfi tespit ilamının, İİİK. nun 72/5. maddesi uyarıca kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi(olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 5.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı) Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/185 esas, 2008/79 karar sayılı 20.03.2008 karar tarihli menfi tesbit ilamının 30.01.2009 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında, anılan ilamda yer alan tazminat ve vekalet ücreti alacağının da bu tarih itibariyle hesaplamaya dahil edilmesi ve kesinleşme tarihinden itibaren 3095 sayılı 1.maddesine göre yasal faiz uygulanması gerekir. Buna göre borçlu vekilince de kabul edilen bilirkişi tarafından düzenlenen 05.03.2010 tarihli ek raporda, anılan alacak kalemlerinin menfi tesbit ilamının kesinleştiği tarih itibariyle hesaba katıldığı ve yukarıda yapılan açıklamalara uygun olduğu anlaşılmış olmakla, mahkemece anılan rapor esas alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, menfi tesbit ilamının karar tarihini esas alarak hesaplama yapan bilirkişi A.K.’ın 10.03.2010 tarihli raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 21.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.