11. Ceza Dairesi 2016/6520 E. , 2019/667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
.... ergi Dairesi Müdürlüğünün 350 004 0383 vergi kimlik numaralı mükellefi olan sanığın, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği ve yapılan tebligata rağmen defter ve belgelerini ibraz etmediği iddiasıyla açılan kamu davasında;
1)Sahte fatura düzenleme suçu yönünden; 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; ....Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.04.2011 tarihli iddianamesi ile 213 sayılı VUK’nin 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak sanık hakkında, "2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanma” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve “sahte fatura kullanma” suçlarının birbirine dönüşemeyeceği gözetilmeden, hükmün gerekçe bölümünde “aynı yıl içerisinde birden fazla beyanname ile sahte ve yanıltıcı belge kullanıldığından birden fazla vergi döneminde sahte fatura kullanıldığı anlaşılmaklı" denilip kullanma fiiline yer verilmesi, hüküm fıkrasında ise düzenleme suçundan hüküm kurulması suretiyle hükmün karıştırılması,
2)Defter ve belge ibraz etmeme suçu yönünden; 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesine göre, incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden, faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken geçerli olmayacağı, ayrıca; defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve 5 yıllık saklama zorunluluğu bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesi için istenmesi ve yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluşacağı dikkate alınarak; 06.05.2010 tarihli yoklama fişinde, sanığın işyerini 03.05.2010 tarihinde terk ettiği belirtilmesine rağmen, tebligatın 31.03.2010 tarihinde yapıldığının anlaşılması ve isteme yazısının da dosyada bulunmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle dosya içerisinde bulunmayan 30.03.2010 tarihli VDENY-2010-1853/44-41 sayılı isteme yazılarının aslı ya da onaylı örneklerinin getirtilerek dosya arasına konulması, hangi yıla ilişkin defter ve belgelerin hangi amaçla istendiğinin tespit edilmesi, defter ve belgelerin istendiği 30.03.2010 tarihi itibarıyla işyerinin faal olup olmadığının araştırılması, hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, varsa buna ilişkin belgenin istenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)Kabule göre de;
a)Defter ve belge ibraz etmeme suçu yönünden; 5271 sayılı CMK"nin 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, zarar değil tehlike suçu olan defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı, sanık hakkında takdiri indirim maddesi uygulanarak cezasının ertelendiği gözetilmeden, “hazinenin zararının giderilmediği” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b)Her iki suç yönünden; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 21.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.