8. Hukuk Dairesi 2018/10145 E. , 2019/11774 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, paydaşı oldukları 281 ada 6 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 numaralı bağımsız bölümün işyeri olarak davalı tarafından gerek bizzat gerekse kiraya verilmek suretiyle işgal edildiğini, açtıkları elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilerek kararın da kesinleştiğini ileri sürerek ecrimisile ve dükkan niteliğindeki taşınmaza kullanımdan dolayı verilmiş olan zararların da tazminine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, harici satıma dayalı olarak taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesince "... Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile davacıların 6 parsel 12 nolu bağımsız bölümün maliki oldukları, davalının haklı ve geçerli bir neden olmadığı halde çekişme konusu yeri kullandığı saptanmak suretiyle ecrimisil isteğinin kabul edilmesi kural olarak doğrudur. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davalının öteki temyiz itirazları ve davacıların temyiz itirazlarına gelince; ...mahkemece mahallinde 31.03.2008 tarihli keşif sonucunda alınan emlakçı bilirkişinin raporunda 2002 yılı için yıllık kira bedelini 5684,00 TL olarak tespit ettikten sonra %20 artırım yaparak sonraki yılların kira bedelini belirlediği, hukukçu bilirkişinin 13.05.2008 tarihli raporunda 17.07.2002-17.07.2006 dönem için toplam 46.030,00 TL ecrimisil belirlediği, aynı bilirkişinin 17.07.2008 tarihli ek raporunda toplam 30.384,00 TL ecrimisil tespit ettiği, tarafların itirazı üzerine 14.05.2010 tarihinde yeniden yapılan keşif sonrasında inşaat mühendisi bilirkişinin 15.01.2011 tarihli raporunda 2003 yılı için yıllık kira bedelini 6.030,00 TL tespit ettiği, hukukçu bilirkişinin 15.06.2011 tarihli raporunda 29.08.2003-29.08.2004 dönemi için 6.030,00 TL, 29.08.2004-29.08.2005 dönemi için 6818,00 TL, 29.08.2005-29.08.2006 dönemi için 7.452,00 TL ve 29.08.2006-02.07.2007 dönemi için 8.022 TL ecrimisil belirlediği, mahkemece hükme esas alınan hukukçu bilirkişinin 17.01.2012 tarihli raporunda ise her yılı bir dönem kabul ederek toplam 32.971,30 TL ecrimisil belirlediği, bilirkişi raporları arasındaki çelişki olduğu gibi, soyut ve genel ifadelerle ecrimisil hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, yeniden üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturmak suretiyle mahallinde keşif yapılması, yukarda belirtilen ilkeler çerçevesinde somut emsaller de incelenerek ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, taşınmaza verilen zararla ilgili usulüne uygun harçlandırılarak açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli, kat irtifakı kurulu dükkan nitelikli 281 ada 6 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 numaralı bağımsız bölümde davacıların paydaş oldukları, davacıların önceden davalı ve dava dışı Oğuz aleyhine açtıkları elatmanın önlenmesi istekli davada, davalının karşı dava olarak harici satım nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilerek, tapu iptal ve tescil isteğinin reddedildiği, kararın derecattan geçerek Dairenin 2006/8138E – 2007/1174K sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; hükme esas alınan 20.08.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, 17.07.2002 ile 02.07.2007 tarihleri arasında belirlenen ecrimisil için; 2008 tarihinde tespit edilen kira bedeline ÜFE artış oranlarının geriye yönelik uygulanması sonucu ecrimisil hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yukarıda yazılı ilkeler gözetilerek, bilirkişilerden ek rapor almak suretiyle, ilk dönem olan 2002 yılı için belirlenen/belirlenecek ecrimisile sonraki dönemler için ÜFE artış oranlarının yansıtılması sonucu tespit edilen ecrimisilin karar altına alınması gerekirken, 2008 yılı için belirlenen ecrimisile önceki dönemler için ÜFE oranlarının uygulanması sonucu geriye yönelik hesapla tespit edilen ecrimisilin karar altına alınması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26/12/2019 tarihinde oy biriliğiyle karar verildi.