Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7299
Karar No: 2018/852
Karar Tarihi: 12.02.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/7299 Esas 2018/852 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 55-60 yıldır fındık tarlası olarak kullandıkları taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek tescilini talep etmiştir. Ancak mahkeme, orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olan davada, dava edilen taşınmazın konumu net olarak belirlenmeden hüküm kurulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu karar, gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda taşınmaz başında keşif icra edilmesinin gerekliliği ve taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı hususlarını ihlal etmektedir. Bu nedenle, mahkemece çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmış mı araştırılmalı, yapılmışsa ilgili belgeler göz önünde bulundurularak yeniden keşif yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Bu durumda, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükümleri, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesi, 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliği'nin \"Teknik İşler\" başlıklı Sekizinci Bölümü gereğince işlemden geçirilmelidir
20. Hukuk Dairesi         2016/7299 E.  ,  2018/852 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı 13/07/2015 tarihli kadastro mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içinde bulunan 55-60 senedir fındık tarlası olarak yararlandıkları taşınmazı orman sınırları içerisinde bırakıldığını ileri sürerek taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 109 ada 1 parsel sayılı orman parseli içinde kaldığı ve anılan parselin 16/10/2006 tarihinde kesinleştirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Mahkemece, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; gayrimenkulün aynına ilişkin davaların çözümü için taşınmaz başında keşif icra edilmesi ve dava edilen taşınmazın konumun net olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece keşif yapılmadan hüküm kurulmuştur. Ayrıca, dava edilen taşınmazın konumu net olarak belirlenmediği için taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu öncesinde yapılıp kesinleşmiş başkaca orman kadastrosu bulunup bulunmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur. Bu hali ile, Mahkemece taşınmaz başında orman bilirkişi marifetiyle keşif yapılmadan, taşınmaza ait tüm kayıtlar zemine uygulanıp konumunu gösterir denetime elverişli rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
    Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın konumu net olarak belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmışsa tahdit ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri ve yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örneklerinin getirtilerek dosya içerisine konulmalı sonrasında, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulaması haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, yukarıda belirtilen usule uygun olarak yapılacak inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı saptandığında görev hususu da gözönüne alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi