Esas No: 1999/34
Karar No: 1999/51
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 1999/34 Esas 1999/51 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 1999/34 E., 1999/51 K.
"İçtihat Metni"
OLAY : Kütahya-Tavşanlı karayolu üzerinde bulunan D.D."e ait benzin istasyonu, 17.5.1995 tarihinde tapu ve ferağ işlemleri yapılmak suretiyle, Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğünce kamulaştırılmış ve adıgeçene kamulaştırma bedeli olarak 4,397,166,000.- TL. ödenmiştir.
D.D. vekilince, kamulaştırmaya konu taşınmaz hakkında kıymet takdir komisyonunca takdir edilen 4,318,000,000.- TL. bedelin 9,551,000,000.- TL. arttırılarak 13,869,000,000.- TL."na yükseltilmesine ve tapuda intikal tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 24.5.1995 gününde adli yargı yerinde tezyidi bedel davası açılmıştır.
Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce, 21.5.1996 gün ve E: 1995/355, K: 1996/205 sayı ile, kıymet takdir komisyonunca takdir edilen 4,397,166,000.- TL. kamulaştırma bedelinin 6,016,834,000.- TL. arttırılmak suretiyle 10,414,000,000.- TL."na yükseltilmesine ve böylece 6,016,834,000.- TL. kamulaştırma bedelinin tapuya ferağ tarihi olan 17.5.1995 gününden itibaren %30 yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; bu karar, davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin 15.10.1996 günlü, E: 1996/7877, K: 1996/8900 sayılı kararıyla bozulmuş olup, anılan Mahkeme"ce bozma kararına uyulmak suretiyle verilen 30.1.1997 gün ve E: 1996/818, K: 1997/34 sayılı karar ile, kamulaştırma bedeli 4,982,205,000.- TL. artırılmak suretiyle 9,379,371,000.- TL."na yükseltilmiş ve bu karar Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin 22.5.1997 günlü, E: 1997/4237, K: 1997/5112 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
D.D. vekili tarafından, ilama bağlı alacağın icra takibi yoluyla 8.10.1997 gününde tahsil edilebildiği; kamulaştırılan taşınmazın gerçek değerinin kamulaştırma tarihinde 25 Milyar, tezyidi bedelin tahsil edildiği tarihte 40 Milyar ve halihazırda ise 60 Milyar TL. olduğu; kamulaştırmanın yapıldığı 17.5.1995 tarihi ile bedelin tamamının ödendiği 8.10.1997 tarihi arasındaki dönemde enflasyon oranının %100"ler düzeyinde olmasına karşın, davalı idarenin yıllık %30 hesabıyla 3,170,000,000.- TL. faiz ödediği dikkate alındığında, geç ödeme yapılması sonucunda müvekkilinin 8,870,000,000.- TL. fakirleşmesine sebebiyet verildiği; kamulaştırma bedeline güvenerek yeni bir benzin istasyonu inşa ettiren müvekkilinin, bir kısım gayrımenkullerini rayicinden düşük değerlerle elinden çıkarmak, zamanında ödeyemediği inşaat malzemesi bedellerini faizli olarak ödemek ve yakın çevresine 68.000 DEM. borçlanmak suretiyle maddi zarara uğradığı; bu sıkıntılı dönemde ruh ve beden sağlığının bozulduğu ileri sürülerek, tezyidi bedel için ödenen faizle enflasyon oranlarına göre hesaplanacak faiz arasındaki fark karşılığı olarak 8,870,000,000.- TL. ile bilirkişi incelemesi sonucu bulunacak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5,000,000,000.- TL. maddi ve ayrıca 5,000,000,000.- TL. manevi tazminat olmak üzere şimdilik toplam 18,870,000,000.- TL."nın, enflasyon onanındaki faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 21.5.1998 gününde adli yargı yerinde tazminat davası açılmıştır.
KÜTAHYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ; 20.10.1998 gün ve E: 1998/313, K: 1998/391 sayı ile, idarenin eylem ve işlemleri nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini için açılan davanın 2577 sayılı İ.Y.U.K."nun 2. maddesinde öngörülen tam yargı davası olduğu ve aynı Kanun"un 3. maddesine göre idare mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı vekilinin istemi nedeniyle adli yargı dosyasının gönderilmesi üzerine, Eskişehir İdare Mahkemesi"nce 24.2.1999 gün ve 1999/80-158 sayı ile, 2577 sayılı İ.Y.U.K."nun 3. maddesinde öngörüldüğü şekilde Mahkemelerine hitaben yazılmış bir dilekçeyle dava açılmadığı nedeniyle, aynı Yasa"nın 15/1-d. maddesi uyarınca dilekçenin reddine karar verilmiştir.
D.D. Mirasçıları vekilince, usulüne uygun olarak düzenlenen ve 5.5.1999 gününde mahkeme kaydına giren dilekçe ile, D.D."in yaşamış olduğu sıkıntıların sonucunda 18.7.1998 tarihinde öldüğünden bahisle, aynı istekle idari yargı yerinde dava açılmıştır.
ESKİŞEHİR İDARE MAHKEMESİ; 20.5.1999 gün ve E: 1999/330 sayı ile, 2942 sayılı Yasa"nın, kamulaştırma işlemleri ile bedel takdiri ve bedele ilişkin uyuşmazlıkları birbirinden ayırarak kamulaştırma işlemine kadar olan aşamayı idari yargı, bundan sonraki bedel ve maddi hata uyuşmazlıklarını adli yargı ile ilişkilendirdiği; olayda, davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin, kamulaştırma bedelinin ödenmesinden sonra tezyidi bedel davasına konu edilen aşamada oluştuğu ileri sürülen zararlardan ibaret olduğu; bu itibarla, idari bir işlem ve eyleme dayalı olarak meydana geldiğinin kabulü mümkün bulunmayan, kamulaştırma işleminin kesinleşmesinden sonra adli yargıda devam eden tezyidi bedel davası sırasında ve bu dava ile ilgili uğranıldığı ileri sürülen toplam 18,870,000,000.- lira tazminatın ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan bu davanın çözümünün de adli yargının görevine girdiği; ancak, adli yargı yerince görevsizlik kararı verildiğinden bahisle, görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına karar vermiş; adli ve idari yargı dosyaları, anılan Mahkeme Başkanlığının 9.7.1999 günlü, 1999/330 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ali HÜNER"in Başkanlığında, Üyeler: Yılmaz DERME, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Dr. Erol ALPAR ve Ertuğrul TAKA"nın katılımlarıyla yapılan 27/12/1999 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU"nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK"ün davanın çözümünün adli yargının görevine girdiği yolundaki yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kamulaştırılan taşınmazına ilişkin tezyidi bedel davasında hükmedilen bedelin idarece geç ödenmesi nedeniyle ve uygulanan yasal faizin çok üzerinde seyreden enflasyon etkisiyle fakirleştiğini öne süren davacının, uğradığı maddi ve manevi zararların idare tarafından tazmin edilmesine hükmedilmesi isteminden ibarettir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar bakımından karma bir esası benimsemiş olup, kamulaştırma işlemlerine karşı idari yargıda; takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı da adli yargıda dava açılmasını ve idari yargıda açılan davaların öncelikle görülmesini öngörmüş bulunmaktadır.
Olayda, taşınmazı kamulaştırılan davacı, kamulaştırma işlemlerine karşı dava açmayıp doğrudan tezyidi bedel davası açmış olmakla, kamulaştırmadan doğan dava hakkını idari aşamaya değil adli aşamaya yöneltmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, tezyidi bedel davasında hükmedilen bedelin, tapu ve ferağ işlemlerinin yapıldığı tarihten 2,5 yıl sonra tahsil edilebildiği; bu bedele uygulanan yasal faiz oranı, aynı dönemdeki enflasyon oranına göre çok düşük olduğundan taşınmazın gerçek değerini korumadığı; bu bedele güvenilerek ticari yatırım yapılması nedeniyle, eldeki taşınmaz varlıkların gerçek değerlerinin altında satılmak ve piyasaya borçlanmak zorunda kalındığı; yaşanan bu sıkıntılar nedeniyle müvekkilinin ruh ve beden sağlığını yitirdiği ve bu dava sırasında üzüntü ile öldüğü; tezyidi bedele ilişkin mahkeme kararının icra yoluyla takibine geçilmiş ise de, davalı idarenin çeşitli yollarla tahsili geciktirme çabaları ve geç ödeme yapması sonucunda bu duruma sebebiyet verdiği iddialarıyla, uyuşmazlığa konu edilen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, davalı idarece, kamulaştırma konusu taşınmazın bedelinin artırılmasına ilişkin mahkeme kararı üzerine, tetkik merciinden, temyiz edildiği nedeniyle ilamın icrasının geri bırakılması hakkında karar alınması ve bu nedenle ödeme yapılmaması hususu İcra İflas Kanunu"nda düzenlenen yasal bir olanağın kullanılmasıyla ilgili olup; ortada, idarenin kamu gücüne dayanan, re"sen, tek yanlı ve yürütülmesi zorunlu idari nitelikte bir işlem veya eyleminin bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlığını taşıyan 2. maddesinin (1-b) bendinde, idari dava türleri arasında sayılan tam yargı davası; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış olup, olayda idari nitelik taşıyan eylem ve işlem bulunmadığından, davanın görüm ve çözümü idari yargının görevine girmemektedir.
Öte yandan, kesinleşen ilam ile doğan para alacağının, ödendiği tarihe kadar geçen süre içerisinde enflasyonun etkisiyle değerini yitirdiği ve bu suretle doğan zararı yasal faizin gidermediği yolundaki iddia, ancak bu konuya ilişkin düzenlemeleri içeren Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde dinlenebilir.
Esasen, kamulaştırma bedelinin gerçek değeri itibariyle azamileştirilmesini amaçlaması nedeniyle, adli yargı yerinde görülen tezyidi bedel davasının devamı niteliğini taşıyan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, Eskişehir İdare Mahkemesi"nce yapılan başvurunun kabulü ile Kütahya Asliye 2. Hukuk Mahkemesi"nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Eskişehir İdare Mahkemesi"nin başvurusunun KABULÜ ile Kütahya Asliye 2. Hukuk Mahkemesi"nin 20.10.1998 günlü, E: 1998/313, K: 1998/391 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 27.12.1999 gününde kesin olarak OYBİRLİĞİ ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.