Esas No: 2019/2973
Karar No: 2022/3176
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/2973 Esas 2022/3176 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/2973 E. , 2022/3176 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, mühür bozma
Hüküm : I- Sanık ... hakkında;
a- 2013/164 Esas sayılı asıl dosyada; 2863 sayılı Kanunun
65/1, TCK'nın 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b- 2013/222 Esas sayılı birleşen dosyada; 2863 sayılı
Kanunun 65/1, TCK'nın 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince
mahkumiyet
c- 2013/298 Esas sayılı birleşen dosyada; 2863 sayılı
Kanuna aykırılık ve mühür bozma suçlarından açılan davanın
reddi
II- Sanık ... hakkında; 2013/222 Esas sayılı
birleşen dosyada; 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve mühür
bozma suçlarından beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...'ün 2013/164 Esas sayılı asıl dosyada ve 2013/222 Esas sayılı birleşen dosyada mahkumiyetlerine, 2013/298 Esas sayılı birleşen dosyada 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve mühür bozma suçlarından hakkında açılan davanın reddine ilişkin hükümler ile sanık ...'ün 2013/222 Esas sayılı birleşen dosyada 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve mühür bozma suçlarından beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I - Mühür bozma suçundan 2013/298 Esas sayılı birleşen dosyada sanık ... hakkında açılan davanın reddine, 2013/222 Esas sayılı birleşen dosyada sanık ...’ün beraatine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının mühür bozma suçundan açılan davaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
II - 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...’ün beraatine yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince:
Uzungöl Belediye Başkanlığı tarafından yapılan denetimler sonunda, 109 ada 10 parselde kaçak 3 katlı yapı inşa edildiği tespit edilerek 01/08/2013 tarihli yapı tatil zaptı düzenlendiği, anılan tutanağa istinaden sanık ... ile eşi olan diğer sanık ... hakkında açılan davada sanıkların aşamalardaki birbiriyle uyumlu savunmalarında, sanık ...’in tüm itirazlarına rağmen dava konusu inşaatın sanık ... tarafından yaptırıldığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, sanık ...’in 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ile beraat kararı verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
III - 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2013/298 Esas sayılı birleşen dosyada sanık ... hakkında açılan davanın reddine yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde ise;
Kolluk kuvvetleri tarafından yapılan denetimler sonunda, Uzungöl Beldesi, Yenimahalle, Gölbaşı Mevkiinde kain 109 ada 10 parsel üzerinde 1. kat betonarme üzerine tuğladan, 2. ve 3. katlar prefabrik olacak şekilde 3 katlı yapı inşa edildiğinin 11/06/2013 tarihli kaçak yapı görgü tespit tutanağı ile tespit edilmesi üzerine, Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığının 05/08/2013 tarih ve 2013/220 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında 3. derece doğal sit alanına inşai ve fiziki müdahalede bulunduğundan bahisle 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açıldığı, Çaykara Asliye Ceza Mahkemesince 20/11/2013 tarihinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, 11/06/2013 tarihli kaçak yapı görgü ve tespit günü ile keşif günü arasındaki seviyeler kıyaslandığında, yapıda inşai faaliyetlerin devam ettiğinin belirlenmesi üzerine mahkemece sanık hakkında gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulduğu, Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2013 tarih ve 2013/383 Esas sayılı iddianamesi ile dava açıldığı, Çaykara Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/298 Esasına kaydedilen dosyanın, anılan mahkemenin 06/01/2014 tarihli kararı ile aynı mahkemenin 2013/164 Esas sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verildiği,
Uzungöl Belediye Başkanlığı tarafından yapılan denetimler sonunda, 109 ada 10 parselde kaçak 3 katlı yapı inşa edildiğinin tespit edilmesi üzerine tanzim edilen 01/08/2013 tarihli yapı tatil zaptına istinaden, Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığının 23/10/2013 tarih ve 2013/289 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar ... ile ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve mühür bozma suçlarından açılan davanın ise, Çaykara Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2013 tarih ve 2013/222 Esas sayılı karar ile aynı mahkemenin 2013/164 Esas sayılı dosyasında birleştirilmesine karar verildiği,
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, “Sanık hakkında ilk olarak 05/08/2013 tarihinde iddianame tanzim edildiği, 20/11/2013 tarihinde mahallinde keşif yapıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre sanığın inşaata devam ettiğinin tespit edildiği, bunun üzerine 17/12/2013 tarihli celsede Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurunda bulunulduğu, suç duyurusuna istinaden 24/12/2013 tarihinde dava açıldığı ve mahkememizin 2013/298 Esasına kaydedildiği, ancak sanık hakkında suç duyurusunda bulunulmadan önce Çaykara Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/10/2013 tarihinde iddianame düzenlendiği ve sanık hakkında dava açıldığının anlaşıldığı, yapılan suç duyurusu üzerine açılan davanın 2013/222 Esas sayılı dosyası gözönüne alındığında mükerrer olduğu” değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda sanık ... hakkında açılan davanın, aynı eylem nedeniyle önceden açılmış bir dava bulunduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, katılan vekilinin, yapı kaldırılmadığı sürece suçun işlenmeye devam edeceğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
IV- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 2013/164 Esas sayılı asıl dosyada ve 2013/222 Esas sayılı birleşen dosyada sanık ...’ün mahkumiyetlerine yönelik, adı geçen sanık müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde de;
T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
11/06/2013 tarihli kaçak yapı görgü ve tespit tutanağı ile 01/08/2013 tarihli yapı tatil zaptı, mahkemece yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporları ve sanığın aşamalardaki savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 04/12/1998 tarih ve 3332 sayılı kararı ile tescilli 3. derece doğal sit alanında kalan taşınmaz üzerine sanık tarafından izinsiz olarak 3 katlı yapı inşaa edildiğinin sabit olduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, iki kez mahkumiyet hükmü tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğuna, tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğine, eylemin 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi kapsamında olduğuna, cezanın ertelenmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA; 21/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.