12. Hukuk Dairesi 2019/5234 E. , 2019/7088 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklının temyiz istemi üzerine kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 24/04/2017 tarihli, 2015/4648 Esas 2017/6030 Karar sayılı kararı ile borçlunun daha mütevazi semtte haline münasip evin değerinin belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma ilamına uyan mahkemece alınan yeni rapora göre tespit edilen bedellere göre şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, karara karşı alacaklı vekilinin duruşma talepli temyiz isteminde bulunduğu görülmüştür.
1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK"nun 438. ve İİK"nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2- Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınabileceği haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda; bozma öncesi mahkemece aldırılan ve kurulan hükme dayanak yapılan 09/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda; borçlu ve ailesi olmak üzere toplam dört kişinin ikamet ettiği hacizli taşınmazın keşif tarihi itibari ile değerinin 130.000,00 TL olduğu ve söz konusu meskenin borçlunun haline münasip ev olduğu tespit edilmiştir. Bozma sonrası alınan ve hükme dayanak yapılan 26/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda ise, hacizli taşınmazın keşif
tarihi itibari ile değerinin 300.000,00 TL olduğu, borçlu ile birlikte sekiz kişilik aile için haline münasip ev değerinin 320.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli değildir. Borçlunun mutlaka şikayete konu meskenin bulunduğu yerde taşınmaz edinmesi gerekli olmayıp, borçlunun bulunduğu ... ili ... ilçesinin daha mütevazi semtlerinde haline münasip eve yönelik tespit yapılabileceği gibi, ayrıca borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin haciz tarihi itibari ile tespiti zorunlu olup, borçlu tarafından itiraz edilmeyen ve bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısının dört olarak tespit edildiği 09/06/2014 tarihli bilirkişi raporundan sonra, bozma sonrası aldırılan 26/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda ve dosyaya sunulan ikametgah evrakında kişi sayısının sekiz olarak kabul edilmiş olmasının da sebebi anlaşılamamıştır.
O halde, mahkemece, icra hukukunda asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu da gözönünde bulundurularak, borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı haciz tarihi itibari ile tespit edilip, ... ili ... ilçesinin daha mütevazi semtlerinde haline münasip bir evin değerinin mahallinde keşif yapılarak tespit edilmek suretiyle oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun olmayan rapora dayalı olarak hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.