15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4218 Karar No: 2017/3918 Karar Tarihi: 13.11.2017
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/4218 Esas 2017/3918 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2016/4218 E. , 2017/3918 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ile kar kaybının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı vekili zamanaşımı def"inde bulunmuşsa da, 2009 yılında ödemelerin devam ettiği anlaşıldığından BK"nın 133/1. maddesi uyarınca 5 yıllık müruruzamanın kesildiğinin anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuş ise de, iş bedeli konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İş bedeli konusunda anlaşmanın varlığı taraflarca kanıtlanamamıştır. Bu durumda işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK"nın 366. maddesi uyarınca işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiciyle hesaplama yapılmalıdır. Mahalli piyasa rayici ile hesaplama yapılırken de, KDV"nin piyasa fiyatına dahil olması nedeniyle ayrıca KDV ilave edilmemelidir. Öte yandan davacı taraf keşif sırasında, ödemenin 55-56.000,00 TL olduğunu bildirdiğine göre, davalı tarafın yapmış olduğu ödemenin 56.000,00 TL olarak kabulü gerekir. Mahkemece hükme esas alınan 3. bilirkişi raporunda SGK"ya ödenmesi gereken işçi prim bedeli iş bedelinden mahsup edilmiştir. Oysa taraflar arasında imzalanan ve itiraza uğramayan tarihsiz sözleşmede sigorta bedellerinin iş sahibine ait olacağı kararlaştırılmış olup, bu düzenleme tarafları bağlayacağından bu bedelin iş bedelinden mahsubu doğru olmamıştır. Öte yandan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesine göre, “tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise, avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilecek ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesi bulunduğundan, reddedilen miktar üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, maktu ücrete hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, mahkemece asıl alacağa fesih tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır. Oysa, mülga 818 sayılı BK"nın 101/1. maddesi uyarınca taraflar arasında kesin vade kararlaştırılmadığından ihtarname ile davalı temerrüte düşeceğinden, ihtarname de bulunmadığından faizin dava tarihinden itibaren uygulanması zorunludur. Mahkemece fesih tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenlerle taraflar yararına bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 13.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.