Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12056
Karar No: 2019/4182
Karar Tarihi: 08.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/12056 Esas 2019/4182 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, komşusunun taşınmazındaki ağaçların bahçesine zarar verdiği ve renk değişikliğine neden olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve kal isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, davalının taşınmazındaki ağaçların kesilmesine karar vermiştir. Ancak, bu kararın dava konusu taşınmazların yazlık olarak kullanıldığı ve ağaçların budanması yoluyla giderilebileceği göz önüne alınmadan verildiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Kararda, mülkiyet hakkının kısıtlanmasının kanunla toplum yararına kabul edilebileceği ve komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için zararın doğmuş olması gerektiği, istisnai durumlarda ise henüz zarar doğmadan zararın doğacağı kesinse dava açılabileceği belirtilmiştir. Kararda, TMK'nin 683, 730, 737, 740, 751, 761. maddelerine de yer verilerek açıklamalarda bulunulmuştur.
14. Hukuk Dairesi         2016/12056 E.  ,  2019/4182 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.10.2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
    Davacı, 1731 parselde bulunan 1 ve 2 No"lu bağımsız dubleks meskenlerin maliki olduğunu, davalının ise 1732 parsel 1 No"lu bağımsız bölümün maliki olduğunu, davalının taşınmazında bulunan 3 adet fıstık çamının ibrelerini sürekli bahçesine döktüğünü, bahçesinin kirlendiğini, yağmur oluklarının tıkandığını, kendi taşınmazına taşan dallara konan kuşların gübreleri nedeniyle seramik yolun renklerinin bozulduğunu, yine davalının sınıra yakın şekilde kendi taşınmazına 14 adet mazı ağacı diktirdiğini, bunların da hava akımını kestiğini, ağaçların köklerinin bahçe ihata duvarını patlatabileceğini, bu sebeplerle 3 adet fıstık çamı ağacının ve hava akımını engelleyen 14 adet mazı ağacının kestirilmesini, mümkün olmazsa bahçeye dökülen çam ibrelerinin toplama ücreti ile rengi değişen seramiklerin değiştirilme ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının taşınmazında bulunan ağaçlardan dökülen yaprakların çevre kirliliğine neden olacak boyutta zarar vermediğini, evlerin temelinin ya da bahçe duvarlarının zarar görmesine neden olmadığını, ağaçların hava akımını kesmediğini, davalının ağaçların budanmasına itiraz etmediğini, seramiklerin renk değişikliği ile davalının bahçesindeki ağaçlar arasında illiyet bağı olmadığını, davacının davasının haksız olduğunu, reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının komşuluk hukukuna dayalı müdahalesinin meni talebinin kabulü ile; ziraat bilirkişisinin 09.03.2016 tarihli raporunda belirttiği 1731 parsele yakın durumda bulunan A ve B harfleri ile belirtilen fıstık çamlarının kesilmesine, 1732 parsel 1 No"lu bağımsız bölümde bulunan sınıra dikilmiş 14 adet limoni selvi ağacının sökülmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nin 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir. Malikin kendi taşınmazı üzerine diktiği ağaçların dalları ve kökleri komşunun taşınmazına geçip zarar verdiği takdirde, ikaz üzerine münasip bir müddet içerisinde bu dal ve köklerin kesilmesi gerekir. Malik tarafından kesilmediği takdirde, komşunun bu dal ve kökleri kesip zaptetmek hakkı doğar. Ancak tüm ağaçların kesilmesine ilişkin hüküm kurulmamalıdır.
    Taşkınlığın belirlenebilmesi için mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında ziraatçi bir bilirkişi de hazır bulundurulmalıdır. Davalının kendi taşınmazı içerisine diktiği ağaçların gölge yapmak suretiyle davacının taşınmazı üzerindeki bitkilere, katlanma sınırını aşacak şekilde zarar verdiği yapılan keşif ve uzman bilirkişi raporu ile belirlendiği takdirde, bu zarar ağaç dallarının budanması veya seyreltilmesi ile giderilebiliyorsa bu önlemlere, buna rağmen davacının zararı önlenemiyorsa ağaçların kökten kesilmesine veya sökülmesine karar verilmelidir.
    Ancak davalının kendi taşınmazı içerisine diktiği ağaçların, ileride büyüyüp davacının taşınmazına gölge yapıp zarar vereceği iddiası ile açılan davaların reddi gerekir. Uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması, mülkiyetin genel kurallarına ve bizzat Medeni Kanunun 737. maddesi hükmüne ters düşer.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulü ile ziraat bilirkişisinin 09.03.2016 tarihli raporunda belirtilen 1731 parsele yakın durumda bulunan A ve B harfleri ile gösterilen fıstık çamlarının kesilmesine, 1732 parsel 1 No"lu bağımsız bölümde bulunan sınıra dikilmiş 14 adet limoni selvi ağacının sökülmesine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazların yazlık olarak kullanıldığı, kal"ine karar verilen davalıya ait ağaçlardan kaynaklanan şikayetlerin komşular arasında hoşgörülebilirlik sınırını aşmadığı, müdahalenin ağaçların budanması yoluyla giderilebileceği anlaşıldığından, ağaçların kesilmesi ve sökülmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi