Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/7749 Esas 2020/4997 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7749
Karar No: 2020/4997
Karar Tarihi: 08.06.2020

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/7749 Esas 2020/4997 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve yapılan temyiz sonucu kararın onandığı görülmektedir. Dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği ancak uzlaşma sağlanamadığı belirlenmiştir. Sanığın bir traktörünü satmak için anlaşma sağladığı katılanın para vermesine rağmen traktörünü teslim etmediği ve daha sonra başka bir traktöre bakmak bahanesiyle katılan ile bir cafede buluşup parayı alarak ortadan kaybolduğu iddia edilmektedir. Mahkeme, sanığın eylemi sonucu dolandırıcılık suçu işlediği kabulünde bulunmuştur. Ancak adli para cezası durumunda da, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bu açıdan bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri TCK'nın 157/1, 52/2-4, 58, 53 ve CMUK'un 321 ve 322. maddeleridir.
15. Ceza Dairesi         2018/7749 E.  ,  2020/4997 K.

    "İçtihat Metni"


    İNCELENEN KARARIN;
    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK."nın 157/1, 52/2-4, 58, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, ancak; uzlaştırmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanığın 16.000 TL karşılığında traktörünün satışı konusunda katılan ile anlaştığı, sanığın ...ilçesinde bir traktörünün daha olduğunu ona da bakılmasını teklif ettiği, birlikte ...ilçesine giderken yemek için mola verdikleri, burada katılanın 350 TL yi kapora olarak sanığa verdiği, daha sonra sanığın bir intermet cafeye gidip geleceğini söyleyerek, ayrıldığı ve bir daha da dönmediği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanıkların anlatımları, teşhis tutanakları, uzlaştırmanın sağlanamadığının belirlenmesi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemi sonucu dolandırıcılık suçunun sübuta erdiği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 tam gün olarak tayin edilmesi;
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm
    fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “30 gün” ve “600 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün“ ve “100 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.