Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1969 Esas 2015/624 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1969
Karar No: 2015/624
Karar Tarihi: 14.04.2014

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1969 Esas 2015/624 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/1969 E.  ,  2015/624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
    Ankara tren garında gişe görevlisi olarak görev yapan katılan ile tanışan sanığın kendisinin, Başbakanlık kurumunda çalıştığına dair yalan söyledikten ve ele geçirilemeyen görev kimlik kartını gösterdikten sonra anılan kurumda işe yerleştireceği vaadinde bulunup, bu duruma inanan katılandan sözde işe yerleştirme işlemlerinin karşılığı olarak para talep ettiği, akabinde türlü sebeplerle muhtelif miktarlarda haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
    Tüm dosya kapsamına göre; sanığın, kendisini Başbakanlık Kurumunda çalışan görevli olarak tanıtması ve bu şekilde katılan ile yakın ilişki kurarak menfaat temin etmesi nedeniyle, sanık hakkında basit dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu zincirleme şekilde işlemesi nedeniyle, cezanın 5237 sayılı TCK"nun 43/1. maddesi gereğince artırım yapılmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 gün" ve “600 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak, yerlerine sırasıyla "5 gün" ve "100 TL" adli para cezası ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/04/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.