22. Hukuk Dairesi 2014/6233 E. , 2015/17394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve ihtarname giderinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde 23.09.1981-05.01.2012 tarihleri arasında 25.08.1986-14.03.1988 tarihleri arasındaki askerlik dönemi hariç 930,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve ihtarname giderinin faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, tazminata esas hizmet süresinin yirmisekiz yıl sekiz ay yirmiüç gün, ücretinin 1.768,79 TL olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret ve davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır.
Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası prim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan pirim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir. İşçiye sağlanan koruyucu elbise, işyerinde kullanılmak üzere verilen havlu, sabun yardımı, arızi fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili alacakları dikkate alınmaz.
Somut olayda, kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücrete yemek ücretinin dahil edilmesi doğru ise de günlük yemek ücretinin tutarının ne kadar olduğu araştırılarak, bulunacak miktarın eklenmesi gerekirken yemek ücretinin günlük 11,00 TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması hatalıdır.
Öte yandan, ücret, 2012/1. ayında işverence davacıya ödenen ücret esas alınarak belirlenmiştir. Davalı bu ücretin içinde Aralık/2011 ayına ait asgari geçim indirimi ücretininde bulunduğunu ileri sürmektedir. Bu durumda, asgari geçim indirimi ücretinin, ücretin eki niteliğinde olmadığından kıdem tazminatı hesabında dikkate alınamayacağı gözetilerek, 2012/1. ayda davacıya ödenen beş günlük ücret içinde asgari geçim indirimi ücreti olup olmadığı araştırılarak, var ise bu miktar düşüldükten sonra günlük ücretin tesbiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz.
Somut olayda, davacı, davalıya ait işyerinde 23.09.1981-25.08.1986, 14.03.1988-05.01.2012 tarihleri arasında iki dönem halinde çalışmıştır. İlk dönem çalışması askerlik sebebiyle sona ermiştir. Davacı, ilk dönem çalışması sonucunda tüm alacaklarını aldığına dair 25.08.1986 tarihli ibraname vermiştir. İşverene gönderdiği 20.01.2012 tarihli ihtarnamede de askerlik sebebiyle kıdem tazminatını aldığını beyan etmiştir. Bu durumda bu dönemin tasfiye olduğu ve hesaplama dışı bırakılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.