15. Hukuk Dairesi 2021/2797 E. , 2021/1306 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, enerji sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin, maliyetlerin artması, döviz kurundaki dalgalanmalar ve enflasyon nedeniyle ekonomik darboğaza girdiğini, sundukları konkordato projesinin uygulanması halinde borçları ödeyebileceklerini ileri sürerek, konkordato tedbirlerine hükmedilmesini, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesini ve sonucunda konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, konkordato projesinin ve revize projenin uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, davacının iflasa tabi olduğu, rayiç değerlere göre hazırlanan bilançoda ki rakamsal verilerden davacı şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimalinin çok zor olduğu gerekçesiyle, konkordato talebinin reddine, davacı şirketin iflasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
1-İİK’nın 287 /5. maddesinin yollaması ile 292/son fıkrası gereğince “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı şirketin yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 23.10.2019 tarih ve 2020/1331 esas 2020/1338 karar sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.03.2021 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... Üretim A.Ş."nin nakit döngüsünün bozulduğunu ve gelinen noktada taahhütlerin yerine getirilememesi riski ile karşı karşıya kalındığını, şirketin banka kredilerini ve güncel cari borçlarını bir süre öteleyerek nakit akışını rahatlatmak ve bu sayede yüksek faiz baskısından uzak bir şekilde borçlarını ödeme gayesinde olduğunu belirterek İcra ve İflas Kanunu"nun 286.ve 287. maddesi uyarınca geçici mühlet kararı verilmesini, daha sonra geçici mühletin 2 ay süreyle uzatılmasını ve ardından da kesin mühlet verilmesini ve son olarak da konkordatonun tasdik edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda alınan davacının konkordato projesinin ve revize projenin uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, davacının iflasa tabi olduğu, rayiç değerlere göre hazırlanan bilançodaki rakamsal verilerden davacı şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimalinin çok zor olduğu gerekçesiyle iflasına karar verilmiş, Davacının istinaf talebi görevli ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından reddedilmiştir.
İİK 287/5. maddesinin yollaması ile 292/son fıkrası gereğince “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içermekte ise de aynı Kanun"un 308. maddesi gereğince, koşuları oluştuğu takdirde mahkemeye gecikmeksizin iflas kararı verme yükümlülüğü de yüklemektedir. Dosya kapsamına göre olayda İİK’nın 308. maddesi şartlarının gerçekleştiği bu durumda iflas kararı dışında bir karar verilemeyeceğinden ve bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı da dikkate alındığında ayrıca kamu düzenine ilişkin bir durum bulunmadığından istinaf incelemesinde de re’sen dikkate alınamayacağı gerekçesiyle usul ve yasaya uygun bulunan kararın onanması gerektiği düşüncemle sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.