6. Ceza Dairesi Esas No: 2015/1309 Karar No: 2018/1332 Karar Tarihi: 05.02.2018
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/1309 Esas 2018/1332 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2015/1309 E. , 2018/1332 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma HÜKÜM : Zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
765 sayılı TCK’nun 2/2. maddesinde 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun “zaman bakımından uygulama başlıklı 7. maddesinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere her iki düzenlemede ceza hukukunun en önemli ilkelerinden birisi olan ceza hukuku kurullarının yürürlüğe girdiği andan itibaren işlenen suçlara uygulanacağına ilişkin” ileriye etkili olma prensibi ile bu ilkenin istinasını oluşturan ve failin lehine olan yasanın geçmişe etkili olması anlamına gelen “geçmişe etkili uygulama” veya geçmişe yürürlük ilkesine yer vermiştir.
Somut olaya ilişkin lehe kanunun belirlenmesinde sadece belirli bir hüküm göz önünde bulundurulamaz. Kanun hükümlerinin olaya bir bütün olarak uygulanması sonucuna bakılmak suretiyle lehe kanun belirlenmesi yoluna gidilmelidir. Bu düşünceyle 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi ile özel hüküm de konulmuştur.Bu arada suç ile sanık arasındaki bağlantısını kesen ve sanığın cezalandırılmasını önleyen yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunlu olan zamanaşımına ilişkin hükümlerin zaman bakımından uygulamasında da vardır.
1982 Anayasanın 38/2. maddesinde dava ve ceza zamanaşımına ilişkin kanun hükümlerinde değişiklik yapılması durumunda maddi ceza hukukuna ilişkin zaman bakımından uygulama kurallarının geçerli olacağı kabul edilmiştir. Buna göre genel yargılaması devam eden dava için dava zamanaşımına ilişkin sürelerde değişiklik yapan sonraki kanun lehe hüküm içeriyorsa bunun da geçmişe etkili olarak 03.06.1942 gün 36/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ana hatları ile açıklandığı üzere, zamanaşımı süresi ceza bağımsızlığını koruyan her suç için ayrı ayrı uygulanacaktır. Tek İstisnası 5252 sayılı Yasanın 9/4. maddesidir. Bu bağlamda somut olaya gelince;
Sanığın eylemi, 765 ve 5237 sayılı Yasaların her ikisinde de suç olarak tanımlanmıştır. Sanığa isnat edilen eylem 765 sayılı TCK’nın 497/1, 522, 81/2; 5237 sayılı TCK’da ise 149/1-d-h. maddeleri kapsamında kalmaktadır.
02/10/2002 günlü iddianame ile açılan kamu davası nedeniyle sanığın 10.12.2002 günlü duruşmada yapılan sorgusu zamanaşımını kesen en son işlem olduğu dikkate alındığında;
Sanığın sorgusunun yapıldığı 10.12.2002 tarihinden, 30.01.2014 günlü karar tarihine kadar 765 sayılı Kanunun 102/2,104/3. maddelerinde öngörülen 15 yıllık olağan zaman aşımının süresinin dolmadığı gözetilmeden yazılı şekilde kararı verilmesi kanuna aykırı ise de;
Sanığın 10.12.2002 tarihinde yapılan sorgu tarihinde, temyiz davasının incelenme tarihine kadar 765 sayılı TCK.nın 102/2. maddesinde öngörülen olağan zamanaşımı sürenin geçmiş olduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının 765 sayılı TCK"nın 102/2. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.