(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/5191 E. , 2012/10963 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2002 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü, 122 ada 3 parsel sayılı 10416,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiş, itirazsız kesinleşmiştir. Davacı Hazine; çekişmeli taşınmazın orman kadastro komisyonunca 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokili raporda (B) ile gösterilen 4978,00 m²’lik bölümünün 2/B niteliği ile Hazine adına, (A) ile gösterilen 5438,00 m²’lik bölümünün ise davalı gerçek kişi adına tapuya tesciline, davalının (B) ile gösterilen bölüme yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmiş, mahkemece verilen bu ilk hüküm davacı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.07.2009 tarih ve 2009/8987-11064 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın (A) ile işaretlenen bölümünün Henüzçakırı köyü, (B) ile işaretlenen kesiminin ise ... köyü çalışma alanı içinde kaldığı açıklandığı halde ... köyünde yapılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, işi bitirme ve sonuçları ilan tutanakları ile çekişmeli taşınmazı ve komşularını gösterir şekilde orijinalinden renkli tahdit haritası örneği dosyada bulunmamaktadır. Bu sebeple orman bilirkişi tarafından yapılan hat uygulaması denetlenememektedir. Kaldı ki; Henüzçakırı köyüne ait orman rejimi dışına çıkarma haritası ile orman bilirkişi tarafından yapılan hat uygulaması da uyumsuzdur. Mahkemece bu yönler üzerinde durularak çelişkiler giderilmemiştir. Orman rejimi dışına çıkarma haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu haliyle uzman bilirkişinin orman tahdit ve orman rejimi dışına çıkarma haritaları ve tutanaklarını nasıl uyguladığı net olarak anlaşılamamaktadır.
O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin ... ve ... köylerinde yapılan orman kadastrosu ve orman rejimi dışına çıkartma haritaları, işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarını askı ilân tutanakları ile çekişmeli taşınmazı ve komşularını gösterir şekilde geniş kadastro paftası bulundukları yerlerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosunun bulunup bulunmadığı belirlenmeli, kesinleşen orman tahdidinin varlığının tespiti halinde 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum
gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılması, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmesi, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağının sağlanması, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek ve çekişmeli taşınmazın X ve Y değerlerini gösterir şekilde koordinatlı müşterek imzalı rapor ve krokinin alınması, orman kadastro haritası ile tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceğinin düşünülmesi, taşınmazın kesinleşen tahdit içinde, dışında ve 2/B alanında kalan bölümlerinin tereddüte olanak vermeyecek şekilde belirlenmesi,
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce kesinleşen orman tahdidinin bulunmadığının tespit edilmesi halinde bu kez eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; fen ve uzman orman bilirkişilerden, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte krokinin düzenlettirilmesi, bilimsel verileri bulunan yeterli raporun alınması, keşifte, çekişmeli taşınmazın hâkim tarafından gözlemlenmesi, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılması, komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarının getirtilip uygulanması, çekişmeli yeri sınır olarak nasıl nitelendirdiklerinin araştırılması, açıklanan konular gözönünde bulundurularak çekişmeli yerin çevresindeki taşınmazların niteliğine göre, taşınmazın etrafı ormanla çevrili ise mülkiyet belgesi, tapu kaydı olmadığı takdirde bu tür yerlerin 6831 sayılı Yasanın 17/1-2 maddesine aykırılık teşkil ettiğinin düşünülmesi, bütün bu konuları kapsayacak, duraksamaya yer vermeyen ortak imzalı rapor ve kroki alınıp çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesin biçimde saptanması ve oluşacak sonuca göre aleyhteki hükmü davalı kişi temyiz etmediğinden Hazine yararına oluşan usulü kazanılmış hak ilkesi gözetilerek karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyü, 122 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydını iptali ile 23.01.2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen 4978,00 m²’lik bölümün 2/B niteliğiyle aynı ada ve son parsel sayısı ile Hazine adına, aynı parselin 18.10.2011 tarihli rapora ekli krokide (A) ile gösterilen 238,647 m²’lik bölümünün orman vasfı ile aynı ada ve son parsel sayısıyla Hazine adına, yine 18.10.2011 tarihli rapora ekli krokide (C) ile gösterilen 4790,622 m²’lik bölümün 122 ada 3 parsel sayısıyla tespit gibi davalı kişi adına tapuya kayıt ve tescillerine ve krokide (A) ve (B) ile gösterilen bölümlere yönelik davalı gerçek kişinin elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından çekişmeli 122 ada 3 parsel sayılı taşınmazın krokide (C) ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Çekişmeli taşınmazın krokide (C) ile gösterilen bölümü yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 122 ada 3 parselin temyize konu krokide (C) ile gösterilen bölümü kesinleşen orman tahdidi dışında olduğu belirlenerek kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, çekişmeli parselin krokide (C) ile gösterilen bölümüne yönelik kurulan usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Çekişmeli 122 ada 3 parselin krokide (B) ile gösterilen bölümü yönünden;
6831 sayılı Orman Yasasının 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa ”, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Yasayla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Yasa ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasa yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Yasanın bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, bu cümleden olarak, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre, görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için yerel mahkeme kararının krokide (B) ile gösterilen bölümüne yönelik kurulan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre ise, mahkemece, çekişmeli taşınmazın krokide (A) ve (C) ile gösterilen bölümleri hakkında bozma sonrasında alınan 18.10.2011 tarihli bilirkişi raporu esas alındığı halde, krokide (B) ile gösterilen bölümü hakkında bozma öncesi alınan 23.01.2009 tarihli bilirkişi raporunun esas alınması doğru değildir. Zira, 23.01.2009 tarihli bilirkişi raporunda, taşınmazın krokide (B) ile gösterilen 4978,00 m²’lik bölümü 2/B madde uygulama alanında kaldığı, bozma sonrasında alınan 18.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise çekişmeli taşınmazın krokide (B) ile gösterilen 5386,624 m²’lik bölümünün kesinleşen 2/B madde uygulaması alanında kaldığı ifade edilmiştir. Mahkemenin belirtilen karma uygulamasıyla çekişmeli taşınmazın krokide (A), (B) ve (C) ile gösterilen bölümlerinin toplamı çekişmeli taşınmazın yüzölçümünü vermemekte ve taşınmazın 10416,00 m² olan yüzölçümüne göre 408,71 m² eksik kalmaktadır.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1 numaralı bentde gösterilen nedenler ile davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli parselin krokide (C) ile gösterilen bölümü yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) Yukarıda 2 numaralı bentde gösterilen nedenler ile Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile taşınmazın krokide (B) ile gösterilen bölümüne yönelik kurulan hükmün BOZULMASINA, 01/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.