Esas No: 2017/9377
Karar No: 2018/841
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9377 Esas 2018/841 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacıları ..., ... ve ... vekili, birleşen dosya davacısı ... ve birleşen dosya davacıları ..., ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü, 102 ada 1 parsel sayılı 25.685.473,44 m² ve 103 ada 1 parsel sayılı 9362,64 m² yüzölçümündeki taşınmazlar orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., 31/10/2005 havale tarihli dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazının orman parseli içinde bırakıldığı, taşınmazı 1993 yılında satın aldığı ve o günden beri zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla tespitin iptali ile taşınmazın kendi adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, birleşen dosya davacıları tarafından aynı parsellere karşı açılan davalarda, bu dava ile birleştirme kararı verilmiştir.
Mahkemece, birleşen dosya davacısı ... tarafından dava edilen ve fen bilirkişi raporunda krokide 3 numara ile gösterilen yerin kendi adına tespit edilen 102 ada 1102 parsel kapsamında kalması nedeniyle bu taşınmaz yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen dosya davacılarının davalarının ayrı ayrı reddine, 102 ada 1 ve 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacıları ..., ... ve ... vekili, birleşen dosya davacısı ... ve birleşen dosya davacıları ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosu ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, davanın devamı sırasında yapılıp bitirilen 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamasına ilişkin sonuçlar 26/04/2007 günü ilan edilmiştir.
1- Birleşen dosya davacıları ..., ... ve ...’ın temyiz itirazları yönünden;
Birleşen dosya davacıları mahkemece verilen hükmün kendilerine tebliğinden sonra süresi içerisinde temyiz dilekçelerini mahkemeye sunmuş ise de temyiz harcının alındığını gösteren kayıt ve belgenin dosyada bulunmadığının temyiz incelemesinde görülmesi üzerine Dairenin 02/03/2015 günlü iade kararı ile 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 434. maddesi uyarınca işlem yapılması istenmiş, mahkemece taraflara ayrıntılı dökümü verilen temyiz masraflarını tebliğden itibaren 7 gün içinde yatırması aksi takdirde temyiz talebinden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin muhtıra tebliğ edilmiş, buna karşın birleşen dosya davacıları tarafından temyiz masrafı yatırılmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36. maddesi ile kadastro davaları yargı harcına tâbi tutulmuştur. Birleşen dosya davacılarının temyiz harcını yatırmadığı anlaşıldığından birleşen dosya davacılarının temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Birleşen dosya davacısı ...’ın temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, birleşen dosya davacısı ... tarafından dava konusu edilen ve 18 nolu taşınmaz olarak gösterilen taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. madde hükmüne göre orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacak yerlerden olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Birleşen dosya davacıları ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, birleşen dosya davacıları ... ve ... tarafından dava konusu edilen ve 9 nolu taşınmaz olarak gösterilen taşınmaz ile ... tarafından dava konusu edilen ve 19-20 ve 50 nolu taşınmaz olarak gösterilen taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas fen bilirkişi raporunda dava edilen taşınmazların 102 ada 1 parsel sayılı orman parselinde kaldığı bildirilmiş olup taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının dosyada yer almadığının temyiz incelemesi sırasında fark edilmesi üzerine Dairenin 02.03.2015 günlü iadesi ile tutanak aslının dosyaya konulması istenilmiş, iade kararı sonrasında dosya kapsamına alınan 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak aslının incelenmesinde tutanağın üzerine “Davalı 2005/65-56” şeklinde belirtme yapıldığı görülmüştür.
Kadastro davalarında, tutanak aslının dosyada bulundurulması ve çelişkili kararların verilmemesi ve infaz sırasında tereddüt yaratılmaması bakımından aynı parseller hakkında açılan davaların birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında tek sicil (kayıt) oluşturulması usûl hükmü gereğidir. Bu nedenle, aynı parselin dava konusu olduğu dava dosyalarının HUMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek mahkemece taşınmaz hakkında derdest dava olup olmadığı araştırılarak eğer var ise parsellerin dava konusu olduğu dava dosyaları ile temyize konu iş bu dosya arasında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunması nedeniyle bu dosyaların HMK’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Mahkemece tutanak aslı dosya kapsamına alınmadan ve taşınmaza ilişkin dava dosyası bulunup bulunmadığı eğer var ise halen derdest olup olmadığını araştırmadan hüküm kurması yerinde değildir.
Ayrıca; davacılarca dava edilen 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş olup, dava yalnızca Orman Yönetimine karşı açılmış, Hazine ise davada yer almamıştır. Ormanların mülkiyeti Hazineye, intifa (kullanım) hakkı Orman Yönetimine aittir. Bu nedenle, husumetin tespit maliki olan Hazineye de yaygınlaştırılıp taraf olması sağlandıktan sonra, taraflarca gösterilecek delillerle birlikte lüzum görülen diğer delillerin mahkemece toplanmadığı, usûlünce zilyetlik ve orman araştırması yapılmadığı, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığına ilişkin hüküm kurmaya yeterli rapor alınmadığı, taşınmazların eğiminin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediğinin açıklanmadığı görülmüş, yörede yapıldığı anlaşılan 2/B uygulamalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri gösterir harita örneğinin getirilerek taşınmazların 2-b maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda kalıp kalmadığı hususunda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığının farkedilmesi üzerine taşınmazların 2-b madde uygulamasındaki konumlarının belirlenmesi için dosya yerel mahkemeye 02.03.2015 ve 20.03.2017 günlü iade kararları ile gönderilmiş, fen ve orman bilirkişiden ek raporlar alınmış ise de taşınmazların 2-b maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda kalıp kalmadığı hususunda dosya kapsamında netlik sağlanamamıştır. Çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle Hazine davaya dahil edilerek gösterilecek delillerle birlikte lüzum görülen diğer deliller toplanmalı, dava konusu 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tutanağı üzerine “Davalı 2005/65-56” şeklinde yapılan belirtmenin sebebi, taşınmaza ilişkin dava dosyası bulunup bulunmadığı eğer var ise halen derdest olup olmadığını araştırmalı, eğer dosya halen derdest ise, aralarında hukukî ve fiilî yönden irtibat bulunan ve biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği dikkate alınarak, başkaca dosyada, dava konusu olan taşınmaza karşı açılan dava dosyadan tefrik edildikten sonra, mahkemenin temyize konu bu dosyası ile HYY’nın 166. maddesi gereğince birleştirilmeli, yörede yapılan bütün orman tahdit ve 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneği ile haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritaları, dava konusu taşınmazları ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik yada fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tarihi olan 2005 yılından 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarına dayanılarak üretilen (1985-1991’lı yıllara ait, yok ise 1980 ve sonraki yıllara ait) memleket haritaları bulunduğu ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespiti tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazların eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve taşınmazların orman içi açıklık olup olmadığını değerlendirecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor düzenlettirilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli,
Açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, ziraat bilirkişisi tarafından taşınmazların toprak örnekleri alınıp, bilimsel analizleri yapılarak kaç yıldır tarımda kullanıldığı konusunda rapor alınmalı, taşınmazların her bir bölümünün toprak yapısı ve üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, dağılımı, tarım bitkileri yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, hangi tür tarım bitkileri yetiştirilmesine uygun olduğu ayrıntılı açıklanmalı, taşınmazların eğimi münhaniler ve eğim ölçer aletler yardımıyla bilimsel yöntemler ile belirlenmeli, keşif sırasında hâkim gözetiminde, taşınmazların ayrı ayrı dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dava dosyası içine konulmalı; mahalli bilirkişiler, tesbit tutanağı bilirkişileri ve zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; davacıların dayanağı satış senetleri zemine uygulanmalı, çekişmeli taşınmazlara göre konumu belirlenmeli, taşınmazların kimler tarafından kullanıldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kimden kime geçtiği kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; taşınmazların komşu parseller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların 2-b maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda kalıp kalmadığı net olarak belirlenmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; dosya içerisinde kadastro tutanak aslı bulunan ancak dava konusu olmadığı anlaşılan 102 ada 972 sayılı parselle ilgili tutanak aslının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; birleşen dosya davacıları ..., ... ve ...’ın temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; birleşen dosya davacısı ...’ın 18 nolu taşınmaz olarak gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmaza ilişkin hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ..."a yükletilmesine,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; birleşen dosya davacıları ... ve ..."un 9 nolu taşınmaz olarak gösterilen taşınmaza, ..."in 19-20-50 nolu taşınmaz olarak gösterilen taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu taşınmazlara ilişkin hükmün BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 12/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.