Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/32888
Karar No: 2016/7135
Karar Tarihi: 24.03.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/32888 Esas 2016/7135 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/32888 E.  ,  2016/7135 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak

    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının iş akdine haklı nedenle son verildiğini ve davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının iş akdine haklı olarak son verildiği ve davacının fazla çalışmasının ve ulusal bayram ve genel tatil ücretinin karşılığının ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasında iş akdine haklı nedenle son verilip verilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Davacının iş akdine 08.10.2012 tarihli fesih bildirimi ile başka bir işçiden şirkete karşı yalancı şahitlik yapmasını isteyerek şirketi zor durumda bırakmış olduğunun tutanaklar ile tespit edilmiş olması nedeniyle tazminatsız olarak son verilmiş olup fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina etmesi nedeniyle sözü edilen bildirim 10.10.2012 tarihinde noter kanalıyla gönderilmiştir.
    Dosya içerisinde bulunan 04.10.2012 tarihli .... isimli işçi tarafından el yazısı ile yazılan dilekçede, davacı ve ... isimli işçinin .... tarafından davacının yaptığı şikayet nedeniyle yapılacak teftişte kendisinden yalancı şahitlik yapmasını fazla çalıştıklarını ancak mesailerini alamadıklarını söylemesini istedikleri beyan edilmiştir.
    04.10.2012 tarihli ... tarafından işverene verilen dilekçede, fazla mesailerini aldığı halde davacının çalışma arkadaşlarına yalancı şahitlik yapar mısın diyerek şirketi zarara uğratmak istediği belirtilmiş olup bu kişi halen çalışan davalı tanığı olarak dinlenmiş ve tutanak içeriğini doğrulamıştır.
    04.10.2012 tarihli ... tarafından verilen dilekçede, ... isimli işçinin davacı ve ... isimli işçinin kendisine gelerek yalan söylemesi için baskı yaptıklarını bildirdiği beyan edilmiş olup bu kişi halen çalışan davalı tanığı olarak dinlenmiş ve tutanak içeriğini doğrulamıştır.
    04.10.2012 tarihinde ..., ... ve .... tarafından tutulan bir başka tutanakta ise, davacının ... isimli işçi ile ...."a yalan tanıklık konusunda baskı yaptığının tespit edildiği belirtilmiş olup bu tutanağın içeriği de halen çalışan davalı tanıklarınca doğrulanmıştır.
    05.10.2012 tarihli savunmasında davacının devamlı gece vardiyasında çalıştığı ve mesailerin eksik ödendiği gerekçesiyle ...."na şikayette bulunmuş olduğunu ifade ettiği görülmektedir.
    Davacı, yapmış olduğu şikayet nedeniyle iş akdine son verildiğini iddia etmekte iken davalı diğer çalışanların yalan tanıklıkta bulunmaları için davacı tarafından kışkırtıldığını iş akdine bu nedenle son verildiğini savunmaktadır.
    Davacının gerçekten 13.07.2012 tarihinde ....."na şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, tutanak tutan yetkililerin davalı tanığı olarak dinlendiği ve tutanak içeriğini doğruladığı anlaşılmakta ise de, davacının iş akdine son verilen diğer işçi ... ile birlikte yalan tanıklıkta bulunması için baskı yapıldığı iddia edilen ... isimli işçi dinlenmeden hüküm kurulduğu görülmektedir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31.maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
    Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir (Pekcanıtez H., Atalay O., Özekes M., age, s. 248 vd).
    Somut olayda davacı hakkında şikayette bulunan ve dilekçe veren .... İsimli işçi hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında resen dinlenmeli bu kişinin beyanı dosyadaki tüm deliller ile birlikte değerlendirilip işveren feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hakkında bir karar verilmelidir.
    2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de araştırma yapılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının yada ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı ve ulusal ve genel tatil günlerinde çalışma yaptığını yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı yönünden imzalı ücret bordrolarının incelenmesinde, örneğin 11/2010 ayı ücret bordrosunda 4 gün genel tatil karşılığı ücretin ödendiği, genel tatil çalışması olarak 4 saat gösterildiği ve bu saat karşılığı ücretin ayrıca tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Sözü edilen bu ay için hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı 1 saat çalışmış olsa bile 1 tam genel tatil gününde çalıştığının kabulüne göre ödeme yapılması gerektiği, dolayısıyla zamlı ücretin eksik ödendiğinin gözetilmediği anlaşılmaktadır. Yine bu aya ait ücreti bordrosu fazla çalışma ücret alacağı bakımından irdelendiğinde, fazla çalışma tahakkuku bulunmadığı, bordronun altına "" fazla mesai yapılmamıştır"" şeklinde şerh düşüldüğü, bilgisayar çıktısı şeklinde olan ücret bordrosundaki bu ibareye değer verilerek bu ay için fazla çalışma yapılmadığının kabul edildiği fark edilmiştir. Yine örneğin, 12/2010 ayında fazla çalışma tahakkuku olmadığı, 2011/1 ayında ise resmi tatil günü olan 1 Ocak için hem çalışılmasa da ödenmesi gereken ücretin hem de zamlı ücretin ödenmiş olduğu, 2011/4. ayında zamlı fazla çalışma tahakkuku olduğu görülmektedir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tüm dönem için fazla çalışma ve genel tatil tahakkuku olduğu kabulüyle fazla çalışma ve genel tatil ücret alacağı hesaplaması yapılmamış ise de, davacının tüm çalışma dönemine ait bordroların teker teker incelenmesi suretiyle fazla çalışma ve genel tatil tahakkuku olup olmadığının tespit edilmesi, varsa ödemenin zamlı olup olmadığının belirlenmesi, genel tatil günlerinde 1 saat çalışılmış olsa dahi 1 tam gün karşılığının ödenmesi gerektiğinin gözetilmesi, ücret bordrolarında tahakkuk bulunmadığında "" fazla çalışma yapılmamıştır"", ""genel tatilde çalışılmamıştır "" ibarelerine itibar edilmemesi, buna göre fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacağının bulunup bulunmadığının ve miktarının yeniden tespit edilmesi gerekmektedir.
    Dosyadaki tanık beyanları, ...."nın teftiş sonucu hazırlanan teftiş raporu birlikte değerlendirildiğinde ise, fazla çalışma ve genel tatil tahakkuku bulunmayan aylar için davacının haftanın 6 günü sürekli gece 22.30-09.30 arası çalıştığı ve 1.5 saat ara dinlenme süresi olduğu bu şekilde haftada 12 saat gece çalışması bulunduğu ve davacının sadece resmi tatillerde çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
    Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi