(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/8873 E. , 2012/10910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... mirasçıları vekili ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 1481 parsel sayılı 390.780.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliği ile köy tüzel kişiliği adına tesbit edilmiş, davacıların itirazı komisyonca reddedilmiş, tesbit gibi özel siciline yazılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın Hazine tarafından 1937 yılında üçüncü kişilere tevzi edildiğini, Ağustos 1937 tarih 6 numarada kayıtlı olduğunu ve satış yolu ile müvekkillerine ve hissedarlarına intikal ettiğini ileri sürerek tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek tapu malikleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava konusu 1481 parselin tesbitinin iptali ile 18.06.2008 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 200.354,22 m2"lik alanın 1481 parsel numarası ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline, aynı krokide (B) harfiyle gösterilen 110.238,32 m2 ve ( C ) harfiyle gösterilen 80.187,46 m2"lik alanların adanın son parsel numarası verilmek süretiyle intifa hakkı Çakrak Köyü tüzel kişiliğine ait olmak üzere mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydına karar verilmiş, hüküm davacı ... mirasçıları vekili ile Orman Yönetimi temsilcisi tarafından taşınmazın (B ve C) bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
1) Orman Yönetiminin, taşınmazın (B ve C) bölümlerine ilişkin temyizi yönünden; Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın 766 sayılı Yasaya göre yapılan mera tesbitine itiraz etmediği gibi, 3402 sayılı Yasanın 26/D maddesi bağlamında harcını yatırmak suretiyle usulünce davacı sıfatı ile davaya bir katılımı da yoktur. Mahkemenin ihbar yolu ile yönetimi davaya katmış olması, Orman Yönetimine gerçek anlamda taraf sıfatı kazandırmaz. Temyiz yetkisi, kararın taraflarına ait olup, uslünce taraf sıfatı bulunmayan Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vemek gerekmiştir.
2) Davacı Gerçek kişiler vekilinin temyizine gelince; davacılar vekili, dava konusu taşınmazın Hazine tarafından 1937 yılında üçüncü kişilere tevzi edildiğini, Ağustos 1937 tarih 6 numarada kayıtlı olduğunu ve satış yolu ile müvekkillerine ve hissedarlarına intikal ettiğini ileri sürerek dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz başında yapılan keşifte, davacıların dayandığı tapu kaydı uygulanmış, hudut itbariyle taşınmazı kapsadığı fen bilirkişi krokisinde gösterilmişse de toprak tevzi komisyonunca düzenlenen dağıtım cetveli, tablendikatif cetveli, tevzi haritası getirtilerek yerinde usulünce uygulanmamış, tevzi haritası kadastro paftası ile çakıştırılmak süretiyle davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamı belirlenmemiştir. Ayrıca, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime geçtiği, kullanımın süresi ve kullanımın ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın tesbitteki niteliğinin mera olması nedeniyle komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmamış ve ayrıca usulünce mera araştırması da yapılmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece; öncelikle, davacıların dayandığı tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve revizyonları ile yörede 1937 yılında çalışma yapan toprak tevzi komisyonunca düzenlenen dağıtım cetveli, tablendikatif cetveli, tevzi haritası getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir ziraat mühendisi ve iki fen elemanı aracılığıyla ve komşu köylerden seçilecek yaşlı yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşif ve incelemede, davacı tarafın dayandığı tapu kaydı uygulanmalı, mevki ve hudutları irdelenmeli, varsa komşu parsellerin kayıtları da uygulanmak suretiyle denetlenmeli ve böylece tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, tevzi cetveli ile varsa tablendikatif cetvelindeki adı geçen isimler sorulmalı, tevzi haritası uygulandıktan sonra kadastro paftası ile tevzi haritası çakıştırılmak süretiyle yapılan uygulamayı gösteren ve keşfi denetlemeye olanak veren rapor ve kroki bilirkişilere düzenlettirilmeli, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı ve ne şekilde kullanıldığı davacılara ne şekilde geçtiği, kullanımın süresi ve kullanımın ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın tespitteki niteliğinin mera olması nedeniyle komşu köylerden seçilen yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı ve ayrıca usulünce mera araştırması da yapılmalıdır. Meraların kuru mülkiyeti Hazineye ve kullanım hakkı köy tüzel kişiliğine ait olup, süresi neye ulaşırsa ulaşsın kadim meraların zilyetlik yolu ile kazanılamıyacağının da düşünülmesi gerekir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişilerin yetersiz uygulama ve raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davada usulünce taraf sıfatı bulunmayan Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, Yönetimin yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine 01.10.2012 günü oy birliği ile karar verildi.