17. Hukuk Dairesi 2013/2899 E. , 2014/2487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2012
NUMARASI : 2007/486-2012/506
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet ve yargı yolu yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu yaya olan müvekkilinin yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü, tedavinin devam ettiğini, maddi ve manevi zararının oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, daimi sakatlık (iş göremezlik) olarak 3.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı S.. Ç.. aleyhine açılan davanın husumetten reddine, davalı İç İşleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, trafik kazası nedeni ile yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Dava konusu olay, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası"nda yer alan düzenlemelere aykırı davranış nedeniyle meydana gelen zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davalı, adı geçen kanun hükümlerine göre işleten konumundadır. Aynı Yasa"nın 106. maddesinde genel ve katma bütçeli daireler ile özel idare, belediye ve iktisadi kamu teşebbüslerine ait motorlu araçların neden oldukları zararlardan dolayı bu yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin düzenlemelerinin uygulanacağı belirlenmiştir. İşletenin hukuki sorumluluğunu düzenleyen 85 ve izleyen maddelerinde ise motorlu araçların trafik kurallarına aykırı davranışları nedeni ile doğan zararlardan gerçek ve özel kişiler ile kamu tüzel kişileri ayrımı yapılmaksızın aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası"nın bu düzenlemeleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, "işleten" sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulmalıdır. Bu durumda, resmi aracın verdiği zararın ödetilmesi isteği ile açılan davanın, bu kuralları uygulamakla görevli adli yargı yerinde görülmesi gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeyerek, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalılardan İç İşleri Bakanlığı yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2-Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalı sürücünün salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Mahkemece bu husus göz önünde bulundurulmayarak davalılardan S.. Ç.. yönünden husumetten red kararı verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenlede bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.