13. Hukuk Dairesi 2013/19671 E. , 2013/29163 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı idare, kendilerine bağlı ... ve Araştırma Hastanesinin ilaçlama ve temizlik işi ihalesini davalı şirketin kazandığını, davalı şirkette işçi olarak çalışan dava dışı işçinin davalı tarafından işten çıkarılması üzerine işçi tarafından işçilik haklarının tahsili için İş Mahkemesinde açılan davada kendilerinin üst işveren olması nedeniyle davalı şirketle birlikte sorumlu bulunduklarını, kesinleşen iş mahkemesinin kararı sonunda davalı işçiye toplam 16.500,54 TL ödediklerini, sözleşme ve eklerinin hükümlerine göre işçiye ödenen tüm miktardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 4.998,54 TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini, sorumluluklarına karar verilse dahi tazminatlardan ve işçi alacaklarından yarı oranında sorumlu olmaları gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak ve davalının sadece ödenen bedelin yarısından sorumlu olması gerektiği gerekçe gösterilerek 2.499.27 TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı idareye bağlı ... Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ilaçlama ve temizlik işlerine dair ihalesini davalı şirketin kazandığı ve akabinde taraflar arasında 14.1.2009 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, davalı idarenin sözleşme konusu işi yürütürken kendilerinde çalışan dava dışı işçinin iş akdini feshettiği, işçinin de Eldeki dosyanın tarafları aleyhine işçilik alacaklarına dayalı olarak iş mahkemesin de dava açtığı, iş
mahkemesince işçinin haklarından asıl işveren olan davacı idare ile alt işveren olan davalı şirketin birlikte sorumlu olacakları benimsenmek suretiyle idare ve şirketin sorumluluklarına karar verildiği ve davacı idarenin kesinleşen iş mahkemesi kararı neticesinde dava dışı işçiye ödeme yaptığı ve ödemeden davalı şirketin sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmakta olup, esasen bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Davada çözülmesi gereken husus, davacı idare tarafından dava dışı işçiye ödenen miktardan kimin ve hangi oranda sorumlu olması gerektiği hususudur. Öncelikle belirtmek gerekir ki ihtilafın çözümünde asıl gözetilmesi gereken taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve sözleşmenin eki olan belgelerdir. Bu bağlamda sözleşmenin eki olduğu ve tarafları bağlayacağı sözleşmede kararlaştırılan şartnamelerin incelenmesi zorunludur. Sözleşmenin eki olan ve davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan “....malzemeli temizlik hizmeti ve hastane destek hizmeti teknik şartnamesi” nin 7.maddesinin son fıkrasında “işçilerin işe alınması, işten çıkarılması, çıkarılması neticesinde doğabilecek tüm yükümlülükler, iş kazaları sonucunda meydana gelecek olan sorumluluklar, sigorta prim sorunu, Çalışma Bakanlığı mevzuatı ile ilgili tüm sorumluluklar yüklenici firmaya ait olacaktır. Bu konuda idaremiz taraf ve muhatap değildir” hükmü bulunmakta olup, tacir olan davalı serbest iradesiyle imzaladığı sözleşmenin eki niteliğindeki Şartnamenin bu hükmü ile bağlıdır. Bu itibarla da uyuşmazlığın çözümü için az yukarıda belirtilen şartname hükmünün esas alınması gerekir. Anılan hükümde ayrıca ve açıkça çalışan işçilerin işe alınması ve işten çıkarılması neticesinde doğabilecek tüm yükümlülüklerden davalının sorumlu olduğu belirtilmiş olduğu için, davalının ödenen bedelin yarısından değil, işçinin kendi yanında çalıştığı döneme tekabül eden miktarın tamamından sorumlu olacağının kabulü zorunludur. Mahkemece, dava dışı işçinin davalı yanında çalıştığı döneme tekabül eden tüm miktardan davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.