Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3636
Karar No: 2020/4559
Karar Tarihi: 28.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3636 Esas 2020/4559 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/3636 E.  ,  2020/4559 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... ve ...vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ... ..."in mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak maliki olduğu iki parça tapulu taşınmazı 1990 tarihinde gelini olan davalı ..."e satış suretiyle temlik ettiğini, davalı ...’in de 109 ada 9 parsel sayılı taşınmazı eşi olan davalı ..."e devrettiğini, ayrıca 101 ada 26, 101 ada 27, 127 ada 3, 129 ada 15, 136 ada 64, 32, 67, 153 ada 1, 127 ada 15, 129 ada 16 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti esnasında davalıların yönlendirmesi ile hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada 129 ada 15 parsel sayılı taşınmazın ...’e devri üzerine anılana davayı yöneltmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, satış suretiyle devredilen taşınmazlar açısından temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise zilyetlik devrinin yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ilişkin olarak verilen karar, Dairece “... davacı tanığı dinlenerek, 2 ve 9 sayılı parseller bakımından muris muvazaası yönünden mirasbırakanın amacının yukarıdaki ilkeler ışığında açıkça saptanması, kadastro öncesi nedene dayanılarak dava konusu edilen diğer taşınmazlar bakımından ise taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde olup, nasıl tasarruf edildiği, zilyetliğin mirasbırakan tarafından davalılara devredilip devredilmediği, varsa zilyetliğin başlangıç tarihi ve davalıların ne sıfatla zilyet oldukları terekenin mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği husularının maddi olaylara dayalı olarak kesin olarak belirlenmesi gerekirken davacı tanığı dinlenilmeden resen mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilen kişilerin beyanları ile yetinilerek noksan soruşturma ile sonuca gidilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 101 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 20.03.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1994 tarihinde oğlu ..."ya hibe ettiği ve ...’nın da zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 101 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 20.03.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1994 tarihinde oğlu ..."ya hibe ettiği ve ...’nın da zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 136 ada 64 parsel sayılı taşınmazın 22.02.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1995 tarihinde oğlu ..."ya hibe ettiği ve ...’nın da zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 153 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 13.02.2007 tarihli tespit ile senetsizden ... adına tescil edildiği, 127 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 08.02.2007 tarihli tespit ile senetsizden ... adına tescil edildiği ve tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 129 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 20.03.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1992 tarihinde oğlu ..."ya hibe ettiği ve ...’nın da zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği ve ...’nın taşınmazı 20.04.2018 tarihinde ...’un eşi ...’ya satış suretiyle temlik ettiği, 127 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 09.02.2007 tarihli tespit ile senetsizden ... adına tescil edildiği ve tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 129 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 20.03.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1995 tarihinde oğlu ..."e hibe ettiği ve ...’in de zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 136 ada 32 parsel sayılı taşınmazın 26.02.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1995 tarihinde oğlu ..."e hibe ettiği ve ...’in de zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 136 ada 67 parsel sayılı taşınmazın 22.02.2007 tarihli tespit ile ..."e ait iken haricen 01.01.1995 tarihinde oğlu ..."ya hibe ettiği ve ...’nın da zilyetliğini alarak malik sıfatıyla kullandığı gerekçesiyle senetsizden ... adına tescil edildiği, tespitin 10.05.2007 tarihinde kesinleştiği, 111 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 28.06.2004 tarihli tespitte 07.03.1990 tarih ve 5 sıralı tapu kaydı ile ..."in oğlu ...’in eşi ..."e temlikine istinaden ...adına tescil edildiği ve ayrıca beyanlarda 1985 tarihinde ... tarafından taşınmaza 2 katlı kargir ev yapıldığı, taşınmazdaki binanın ..."e ait olduğu ve ölümü ile de mirasçılarına intikal ettiğinin belirtildiği, 109 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 29.07.2004 tarihli tespitte 07.03.1990 tarih ve 6 sıralı tapu kaydı ile ..."in ..."e satışına istinaden ...adına kayıtlı iken 1995 tarihinde ...’in eşi ..."e hibe ettiğini, tespit esnasında huzurda muvafakat verdiği belirtilerek ... adına tescil edildiği ve taşınmazdaki 1 katlı kargir binanın 1993 yılında yapıldığının belirtildiği, mirasbırakan ...’in 24.11.2000 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları ...,...,...,...,...,...,...,...,...,...,... ve ...’in kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK"nın 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
    Somut olayda, dinlenilen tanıklar mirasbırakanın diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir problemi olduğu şeklinde beyanda bulunmadıkları gibi davalı ...’in, keşifte adına kayıtlı taşınmazlar yönünden davayı kabul ettiğini, ancak mirasbırakan babasının 111 ada 2 ve 109 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki ahırı yaparken borçlandığını ve icralık olduğunu, ağabeyi ...’in gönderdiği para ile borçlarını kapattığını, aldığı para karşılığı da ... yurt dışında olduğu için taşınmazları eşi ...’e temlik ettiğini beyan ettiği, davalı ...’nın da 26.02.2019 tarihli celsede benzer beyanlarda bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla davacı, mirasbırakan ...tarafından davalı ...’e yapılan temliklerin muvazaalı olduğu iddiasını kanıtlayamamıştır. Öte yandan, bedeller arasındaki fark da tek başına muvazaanın kanıtı değildir.
    Hal böyle olunca, davacının davalı ... ve ... yönünden iddialarını HMK’nin 190. ve TMK’nin 6. maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile anılanlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı ... ve ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi