Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1043 Esas 2020/2182 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1043
Karar No: 2020/2182
Karar Tarihi: 27.02.2020

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1043 Esas 2020/2182 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, marka hakkına tecavüz suçundan mahkum edilmiştir. Ancak temyiz başvurusu sonucunda, marka sahibi firmaların şikayet hakkı bulunmadığı için davanın düşürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosyada marka sahibi firmaların sanık hakkında hukuken geçerli bir şikayetinin bulunmadığı göz önünde bulundurularak, hüküm bozulmuştur. Kanun Hükmünde Kararname'nin 61/A-1 maddesi marka hakkına tecavüz suçlarının şikayete bağlı olduğunu belirtir ve bu hak münhasıran marka sahibine aittir. Şikayet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir. Şikayet hakkı kişisel bir hak olduğundan başkaları tarafından kullanılamaz. Vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddelerinde düzenlenmiştir ve vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Kanuna aykırı olduğu belirtilen ve temyiz başvurusu sonucu bozulan kararda, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hüküm bozulmuş ve dosya mahkemesine gönderilmiştir.
19. Ceza Dairesi         2020/1043 E.  ,  2020/2182 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi,
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi olup, katılanlar vekilinin şikayeti üzerine, sanığa ait işyerinde yapılan aramada üzerlerinde katılan firmalar adına tescilli markaların bulunduğu, taklit ürünlerin satışa arz edilmiş halde ele geçirildiği iddiası ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmış ise de;
    Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, münhasıran marka sahibine ait olup, tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir.
    Diğer bir ifade ile şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir.
    Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir.
    Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince;
    Dosya içerisinde mevcut olan ve ... ile Samsung Elektronics Co. Ltd. şirketlerinin yetkilileri tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletnamelerin içeriğinde “Bir gümrük davasını ya da diğer davaları takip etme anlaşması vaka bazında mektup, telefaks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” şeklindeki kısıtlamanın bulunması ve Dairemizin 05.11.2019 tarihli tevdii kararına rağmen katılan firmalar vekilinin, sanık hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikâyet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firmaların yetkilileri tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, telefaks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği, suç tarihinden sonra düzenlenen vekaletnamelerin de sonuca etki etmeyeceği anlaşıldığından, marka sahibi firmaların sanık hakkında suç tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmadığı gözetilmeden, davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.