23. Hukuk Dairesi 2016/5363 E. , 2019/4627 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
DAVALILAR :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olup davalıların kooperatifin eski yöneticileri olduğunu, B2 Blok, K1, 8 nolu dairenin kendisine verileceğine ilişkin taahhütname düzenlendiğini, davalıların aslında başkasına ait olan her bir daireyi en az dört beş farklı kişiye satmak suretiyle dolandırıcılık yaptıklarını, daha sonra davalıların nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemiyle dava açıldığını ve yargılamanın sürdüğünü, müvekkili tarafından 48.000,00 TL kooperatif başkanı durumundaki ..."in banka hesabına yatırılmış olsa da, paranın yapılan tüm işlemler itibariyle kooperatif adına ve kooperatif üyeliği için tahsil edildiğini, kooperatif başkanının bu parayı kooperatif hesaplarına aktarıp aktarmadığının müvekkili tarafından bilinemeyeceğini, kooperatifin müvekkilinden tahsil edilen bu paradan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, 48.000,00 TL"nin 15.12.2005 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 18.05.2010 tarihli duruşmada davalı ... ile ilgili davayı takip etmeyeceklerini açıklamıştır.
Davalı kooperatif vekili ile davalı ... ve davalı ..., davanın reddini istemiş, davalı ..., davaya cevap vermemiş, davalı ..."a tebligat yapılamamıştır.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 03.06.2015 tarih ve 2015/2407 E., 2016/4189 K. sayılı ilamıyla kararda kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde ödediği miktarın da belirtilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, davacının ihracı yönünde alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava tarihinden önce davacının kooperatiften istifa ettiğine dair herhangi bir belge ve iddia da ileri sürülmediğinden, davacının bu aşamada kooperatif ortaklığı adına yatırdığı parayı isteme hakkının henüz doğmadığı, öte yandan davalı olarak gösterilen gerçek kişilerin kooperatif yöneticisi oldukları gözönünde bulundurulduğunda kooperatif ortağı olarak yatırılan para ve aidatların iadesi talepli davada, iade ile yükümlü olan kooperatif hükmü şahsiyeti olup kooperatif yöneticilerinin şahsen sorumlu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, davalılarca yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece verilen karar HMK"nın 327/1. maddesi hükmü koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılarak yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olacağının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen yargılama giderlerindeki sorumluluk değerlendirilmeden bozmanın gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiştir. Yargılama giderleri ile ilgili sorumluluk belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.