Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/5708 Esas 2017/11373 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5708
Karar No: 2017/11373
Karar Tarihi: 19.04.2017

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/5708 Esas 2017/11373 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2016/5708 E.  ,  2017/11373 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    - K A R A R –

    Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın terkini istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Kamulaştırılan taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak , değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur.Ancak;
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; emsal alınan taşınmazların imar durumlarına ilişkin belediyeden alınan ilk yazıda imar parseli oldukları belirtildiği halde, ikinci yazıda kadastral olduklarının belirtildiği, bu yazılar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yazılan üçüncü yazıda ise emsallerin kadastral olduğunun belirtilmesine rağmen gerekçesi açıklanmadan hükme esas alınan raporda emsallerin imar parseli kabul edidiği, üstelik emsallerden 706 parsel sayılı taşınmazın satış aktinde davalının (temsilci sıfatı ile)taraf olduğu, 772 parsel sayılı taşınmaz satışının ise anonim şirkete yapılan özel nitelikli satışı olduğu olduğu gözetildiğinde yeterli, inandırıcı, somut gerekçelere dayandırılmadan ve bilimsel olmayan yöntem ile değer biçen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmazlara yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar
    ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.