Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1585
Karar No: 2020/3095
Karar Tarihi: 25.06.2020

Nitelikli dolandırıcılık - zimmet - güveni kötüye kullanma - terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/1585 Esas 2020/3095 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2020/1585 E.  ,  2020/3095 K.

  •  


"İçtihat Metni"



I-TALEP;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2019 tarih ve 2019/93301 sayılı Yargıtay 5.Ceza Dairesine hitaben tanzim edilen yazısı ile; Nitelikli dolandırıcılık, zimmet, güveni kötüye kullanma ve terör örgütüne üye olma suçlarından şüpheliler ..., ...... Vakfı ve Uluslararası Antalya Üniversitesi yetkilileri haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/05/2018 tarihli ve 2016/7411 soruşturma, 2018/6123 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin merci Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/08/2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı kararını müteakip, bu kez aynı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/05/2018 tarihli ve 2016/7411 soruşturma, 2018/6123 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müştekiler vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/09/2018 tarihli ve 2018/3340 Değişik iş sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre;
1- Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/08/2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğince, soruşturma için gerekli bilgi ve belgelerin toplanmadan denetime elverişsiz rapora dayanarak, etkin soruşturma yapılmadığından bahisle itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 6545 sayılı Kanunun 71. maddesi ile değişik 173/3. maddesinde yer alan, “Sulh ceza hakimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder...” şeklindeki düzenleme karşısında, Sulh Ceza Hakimliğince soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi ve Cumhuriyet savcılığınca söz konusu bu hususlarla ilgili eksiklikler giderildikten sonra şüpheliler hakkında itirazla ilgili bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde,
2- Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/09/2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14/08/2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararını müteakip, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, anılan kararın müştekilerin itiraz hakları bulunup bulunmadığı araştırılıp tartışılmadan verildiği, ayrıca etkin soruşturma yapılmadığının kabulü halinde dahi anılan Hakimlik tarafından 5271 sayılı Kanunun 173/3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine, anılan hakimlikçe verilen 14/08/2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı kararın kaldırılmasına ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/05/2018 tarihli ve 2016/7411 soruşturma, 2018/6123 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müştekiler ... ve ... vekili tarafından yapılan itirazın reddine karar verilmiş ise de; anılan hakimliğin 14/08/2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı kararının kesin nitelikte olduğu, bu karar olağanüstü kanun yolu ile bozulmadan, adı geçen hakimlik tarafından aynı konuda yeni bir karar verilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 17/09/2019 günlü, 94660652-105-07-14602-2018-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakın Yargıtay 1. Ceza Dairesinin görevsizlik kararıyla Yargıtay 5 Ceza Dairesine gönderilmesine müteakip, Yargıtay 5 Ceza Dairesinin görevsizlik kararı ile dosya Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
..."in yetkilisi olduğu, Ege Ural Gayrimenkul İnşaat Turizm Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekillerince Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 05.05.2015 havale tarihli dilekçe ile özetle, 2014 yılında Soçi şehrinde yapılacak olan Kış Olimpiyatlarında gerekli tesislerin inşası işinin Rusya Federasyonu tarafından JSC Krasnaya Polyana şirketine verildiği ancak şirketin işleri ana müteahhit olarak Transcomstroy Ltd.Şti"ne verdiğini, bu şirketin ortağı olan Sml Rus Ltd. Şti"nin sahibinin ..., yöneticilerinin ise diğer şüpheliler olduğunu, belirtilen şirkete ..."nin genel müdür atadığını, süreçte ayrıca ... ve Fine Otelcilik AŞ"nin ek taleplerinin de karşılandığını ve imal edilen bir kısım binaların bu şirketlerce işletildiğini, yöneticisi olduğu bir vakıf üniversitesinin kuruluşu için topladıkları ve kendisinden de alınan bağışlar karşılığında, gerçek muhataplarının kendileri olduğuna inandırarak yaptıkları alt taşeronluk sözleşmesi gereği yapılan iş karşılığı olan bedelin hileli iflas ve çeşitli hukuk oyunları ile ödenmeyerek zarara uğratıldığını, Transcomstroy şirketince imalat bedellerinin JSC Krasnaya Polyana şirketinden tahsil edilmesine rağmen iflas senaryosunu gündeme alınarak ödemelerin gerçekleştirilmediğini, ihtarnamelerden sonuç alınamadığını belirtilerek, ...,...... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunulması üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/28514 sayılı soruşturmasına başlanılmıştır.
Süreçte bilgi sahibi sıfatı ile beyanları alınan; Mustafa Tunç Arıcan"ın özetle, Transcomstroy firmasında iki ay proje müdürlüğü akabinde Sembol İnşaat"ın patronu Tufan"ın ataması ile koordinatörlük yaptığını, işlerin büyüklüğü nedeni ile Türk inşaat firmalarına bölünerek verildiğini, bu iş ve ödemeler ile de resmi olarak şirkette görev ve yetkisi bulunmamakla birlikte Sembol inşaatın yetkilendirdiği ......"nin ilgilendiğini, süreçte firmaların hak edişlerini tam olarak alamadıklarını, kontrat dışı işlerinde yapılmasının istenildiğini belirtmeleri üzerine durumu......ye aktardığını ancak çözüm bulunulamadığını, şirket temsilcilerinin ödemeleri Transcomstroy firmasına yaptığını belirttiklerini, Transcomstroy firmasına başvurulduğunda da yetkili olan Sembol inşaattan ......"in parayı işverenden alamadıklarını söylediğini, söz konusu işin taşeron firmalara bölündükten sonra herkesten iş bedeline göre üniversiteye rakam belirtilerek bağış istenildiğini, bunu ......"in organize ettiğini, şantiyedeki organizasyonu ise ......"un yaptığını, ödemeyen firmalara işlerin bozulacağının bildirildiğini, Koray İnşaatın ödemeyi yapmaması nedeni ile işlerinin başka bir firmaya verildiğini; ......"ın özetle, Koray İnşaat şirketi bünyesinde çalıştığını, süreçte hak edişlerin Sembol inşaat elemanı olan ......tarafından yapıldığını, üniversiteye bağış toplanıldığını duyduğunu ancak kendilerinden istenilmesi hususunda bilgisinin olmadığını fakat şirket tarafından bağış yapılmadığını bildiğini, Sembol İnşaat tarafından bağışların istenildiğini düşündüğünü, sözleşme gereklerini yerine getirmelerine rağmen alacaklarının bir kısmının ödenmediğini ve süreçte danışıklı iflas yoluyla bu ödemelerin yapılmadığını hukuki sürecin devam ettiğini;
Müşteki sıfatı ile beyanları alınan; ......"in özetle, üniversiteye bağış yapmaz ise alacağının ödenmeyeceğinin ......tarafından kendisine söylenmesi üzerine..."a çek verdiğini, Sembol İnşaat isimli şirket aracılığı ile Transkomstroy firması ile sözleşme imzaladığını, bir kısım alacaklarını alamadığını, hileli iflas yolu ile dolandırıldığını, ..., ......"den şikayetçi olduğunu;......"ın özetle, 2012 yılında Sembol AŞ aracılığı ile sözleşme imzaladıklarını, alacağını alamadığını, dolandırıldığını, borçları nedeni ile de Transcomstroy firmasındaki alacağına tedbir konulduğunu, sorunu çözmek için Sembol AŞ ile protokol yapıldığını ve alacaklarını Sembol AŞ"den aldığını, üniversiteye inşaatlar devam ederken bağışta bulunmasının istenildiğini, Koray inşaatın bağış ödememesi nedeni ile işlerinin başka firmaya verildiğini duyduğunu, ...... ile görüştüğünde de kendisine de bu yönde bir uygulama yapılabileceği korkusu duyduğundan bağışta bulunduğunu, süreçte... ile görüşerek yurt dışında olması nedeni ile arkadaşı olan Hasan Altıntaş"tan ödemeyi yapmasını istediğini ve yaptığını, Transcomstroy firmasının vergi kaçırmak sureti ile Türkiye ve Rusya"yı zarara uğrattığını duyduğunu, ..., ...... ......"den şikayetçi olduğunu; ..."in ise özetle, ... ve ......"nin teklifi ve isteği ile ...... firması ile 2012 yılında sözleşme imzaladığını, hak edişlerinin bir kısmını alamadığını, başvurularından sonuç alamadığını, iflası öğrendiğinde başvuru yaptığını ve en çok alacaklının SML Rus Ltd Şti olduğunu öğrendiğinde dolandırıldığını anladığını, şüphelilerin resmi ortak ve fiilende ana işveren olduklarını, inşaatlar ile ilgili sözleşme yapılırken ..."nin kendisinden üniversiteye bağışta bulunmasını rica ettiğini, bağışta bulunmayanların iş yapamadığını öğrendiği için bağışta bulunduğunu ancak bunu ..."nin açıkça söylemediğini, hissettirdiğini, Sinan"ın maili üzerine bir miktar bağışta bulunduğunu ve iş aldığını ancak bir otel işi için istenilen bağış miktarını ödeyemeceğini belirtmesi üzerine işi küçültüp hak edişlerini ödememeye başladıklarını, ...,...... hakkında şikayetçi olduğunu beyan ettikleri görülmüştür.
Şüpheliler ..., T......"nin şüpheli sıfatı ile alınan ifadelerinde özetle, atılı iddiaları kabul etmediklerini, şüpheli Semih"in bir kısım müştekilerin ..."den daha fazla iş alabilmek ve yakın olmak amacı ile rızaları ile bağışta bulunduklarını, şüpheli ..."nin ise bağış toplanması konusunda talimat vermediğini, kimseyi zorlamadığını ancak çevresine tavsiyelerde bulunduğunu, bağışlarında resmi olarak yapıldığını, üniversite yönetimince harcandığını, iddiaların asılsız olduğunu beyan ettikleri; süreçte müdafiice sunulan dilekçede ise özetle, sözleşmenin tarafı olmadıklarını, şirketin iflasının istenildiğini, Rusya mahkemelerinde sürecin devam ettiğini ancak bu sürece dahil olmadıklarını, işveren şirketçe ödemelerin tamamının ödenmediğinden uyuşmazlıklarının mahkeme aşamasında olduğunu, müştekilerin daha önceden sözleşme imzaladıklarını, belgelere göre iddialarının aksine belirtilen şirkete borçlu olduklarını, edimlerini gereğince ifa etmediklerini, SML Rus Ltd şirketinin Rusya"da iş yapabilmek için zorunlu olarak kurulan yasal bir şirket olduğunu, iş yapabilmek için bağış yapılmasının mecbur kılınmasının söz konusu olmadığını, bağışlarında sözleşme imzalanmadan önce değil sonrasında yapıldığını, müştekinin rızası ile bağışta bulunmak istediğine dair maillerini sunmadığını, ..."un imalata dair süreçte bir talebinin olmadığını ve bahse konu yerdeki otellerin bir tanesinin işletildiğini, Rus devleti sınırları içerisinde yapılan ve Rus frmaları ile sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan varlığı tartışmalı, Rus Mahkemelerinde devam eden davaya konu alacak ilişkisi nedeni ile suçlanılmalarının genel hukuk kaidelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Soruşturma kapsamında Rusya"da bulunan şirketler ile ilgili belge ve bilgilerin temin edilmediği, Türkiye"de bulunan şirketlerin İTO ve ATSO belgelerinin temin edildiği, temin edilen bağış makbuz suretlerinin sunulduğu ayrıca 01.02.2012-11.07.2013 tarihleri arasında Uluslararası Antalya Üniversitesinin... hesabına bağış olarak yatan meblağların toplam tutarının belirtilerek, üniversite çalışanı olan... ile para yatıran bir kısım şirketlerin belirtilerek "Tunçel Otelcilik Seyahat Turizm" şirketinin de bağışta bulunulduğunu belirtir tahkikat evrakları “Nitelikli Dolandırıcılık TCK-158” suçundan düzenlenen Mali Suçlar Büro Amirliğinin 05.11.2015 tarihli fezlekesiyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
06.02.2015 tarihinde "...... ......" adı ile konusunun "paralel yapı" olarak belirtildiği Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne gönderilen mail ile özetle; "...Antalya ili Manavgat mevkiinde 3. Derece sit alanı içerisinde yer alan 200 dönümlük 2 parsel halinde bulunan yerin bir parselinde Club Macig life Jakaranda Imperial Otelin faaliyet göstermekte, diğer parsele ise paralel yapı adına faaliyet gösteren Uluslararası Antalya Üniversitesi tarafından Turizm Fakültesi, Uygulama Oteli ve Sivil Havacılık Yüksek Okulu yapılmak için hazırlıkların yapıldığını, bu arazi içerisinde üniversite inşaatına ait tabela ve iş makinalarının olduğunu ancak inşaata başlanmadığını bilmekteyim. Burada inşaat yapılmak yerine içerisine barakalara yerleştirilmiştir ve bu barakalarda Jakaranda otelde çalışan işçiler kalmaktadır. Zaten yerinde inceleme yapıldığında bu hususlar açıkça görülecek ve anlaşılacaktır. Club Macig life Jakaranda Imperial Otele gelince ise bu otel paralel yapı kontrolünde bulanan Öge Seyahat Turizm firmasına kiraya verilmiştir. Bildiğim kadarıyla da son dönemde Uluslararası Antalya Üniversitesi bu otele turizm işletme belgesi almıştır. Bu otel ile ilgili olarak dile getirmek istediğim bir diğer durum ise bu otelin bulunduğu yer yakın geçmişte 1 .derece sit alanı iken 3.derece sit alanına çevrilerek paralel yapının hizmetine sunulduğu hakkında bilgi sahibi oldum..." ihbarında bulunulması ve 2015/28514 sayılı devam eden soruşturmada tanzim edilen 09.07.2015 tarihli araştırma tutanağı içeriğinde yer alan tespitlerin ihbar olarak değerlendirilmesine müteakip, 2015/59964 sayılı soruşturma dosyası başlatılmıştır.
Bu soruşturma dosyası kapsamında, 09.07.2015 tarihli araştırma tutanağında özetle, 27.07.2012 tarihinde muhtarın başvurusu üzerine sit alanı değişikliğinin istenildiği, 10.12.2012 tarihinde kurul kararı ile 1 derece sit alanı yerlerinin 3 derece sit alanına çevrildiği, 235 sayılı adada yer alan parselin sit alanı dışında kaldığı, kurul kararında karşı oyun yer aldığı, 235 adaya kayıtlı arsanın güncellenerek 143 ada, 236 sayılı adanın ise 144 ada olduğu, her iki ada kayıtlarında eski eser şerhi bulunmakla 49 yıllığına Uluslararası Antalya Üniversitesine verildiği, üst kullanım hakkının ..."nin başkanlığını yaptığı Gaye Vakfının üstlendiği, 144 ada ile ilgili... ve ortaklarına ait Öge Seyahat Turizm AŞ "nin borçlandığı, bu parselde bulunan otelin Öge Seyahat Turizm AŞ"ye ait olduğu, Uluslararası Antalya Üniversitesinin... hesapları incelendiğinde..."e ait şirketin ortağı olan ..."in sit alanı değişikliğinden 5 gün önce üniversiteye bağışta bulunduğu, 27.07.2012 tarihinde muhtar İsmail Yardan"ın arazinin sit alanından çıkartılması için müracaatta bulunduğu, 11.10.2012 tarihinde başkasına devre imkan tanıyacak şekilde madde eklenerek üst hakkı sözleşmesinin imzalandığı, 12.10.2012 tarihinde Öge Turizm tarafından kredi ipotek gösterilerek tapu tescilinin yapıldığı, 06.12.2012 tarihinde ..."in bağış yaptığı, 10.12.2012"de arazinin 3 derece sit alananına çevrildiği belirtilmiştir. Süreçte 11.09.2015 tarihli tutanakla özetle, 27.07.2012 tarihinde muhtar İsmail Yardan"ın başvurusu üzerine sit alanı değişikliğinin istenildiği, 10.12.2012 tarihinde kurul kararı ile 1. derecede yer alan sit alanı yerlerinin 3. derece sit alanına çevrildiği, 235 sayılı adada yer alan parselin sit alanı dışında kaldığı belirtilmiş ise de tapu kaydında eski eser şerhinin bulunduğu, 235 adaya kayıtlı arsanın güncellenerek 143 ada, 236 sayılı adanın ise 144 ada olduğu, her iki ada kayıtlarında eski eser şerhi bulunmakla 49 yıllığına Uluslararası Antalya Üniversitesine verildiği, üst Kullanım hakkının ..."nin başkanlığını yaptığı Gaye Vakfının üstlendiği, 144 ada ile ilgili... ve ortaklarına ait Öge Seyahat Turizm AŞ"nin borçlandığı, bu parselde bulunan Magiclife Jakaranda isimli otelin Öge Seyahat Turizm AŞ"ye ait olduğu, resmi senetlerde ise her iki parsel için Milli Emlak Müdürü ... ve Üniversite adına ...... arasında üniversite lehine başkalarına devri mümkün olmak üzere irtifak hakkı sözleşmesi imzalandığı, üniversite inşaatının 6 ay içerisinde başlayıp iki yıl içerisinde bitirileceğinin belirtildiği halde henüz bitirilmediği, 06.03.2015 tarihinde Milli Emlak müdürü ... ile Üniversiteyi temsilen...... imzası ile hazırlanan senet ile ada ve pafta bilgilerinin güncellendiği, irtifak bedelinde değişiklik yapılmasının da talep edildiği, irtifak sözleşmesi ile resmi senet tarihi 11.10.2012 olmasına rağmen 10.12.2012 tarihinde kurul kararı ile sit alanı değişikliği yapıldığı, ..."nin Uluslararası Antalya Üniversitesi kurucu vakfı olan ...... Vakfının Mütevellli Heyeti başkanı olduğu, ...... Vakfı mütevelli heyeti üyesi ve Öge Seyahat AŞ"nin yetkilisi olduğu, ..."nin Milli Emlak Müdürü olduğu da belirtilerek kimlik tespitlerinin yapıldığı görülmüştür.
Cumhuriyet Başsavcılığınca, 2863 sayılı Kanuna muhalefet edilip edilmediği, işlemlerde usulsüzlük yapılıp yapılmadığı, kamunun zarara uğratılıp uğratılmadığı hususunda araştırma yapılmasının istenildiği; 06.07.2011 tarihli irtifak hakkı ihalesi sonucunda projelerin tamamlanmasına yönelik ön iznin uzatılmasına dair talebin ve 16.06.1989 tarihli mülkiyetin hazinede kalması kaydı ile taşınmaz tahsisine izin verildiğine dair olurun, 22.08.2011 tarihli 3 adet taşınmazın arkeolojik sit alanları dışında kalan kısmı üzerinde turizm fakültesi ve sivil havacılık yüksek okulu ile uygulama oteli yapılmasına dair işlemler ile imar planının yapılması, değiştirilmesi, uygulama projelerinin hazırlanması, onaylatılması hususunda bir yıl izin verilmesi, yapılmaması durumunda üniversitenin ön izin bedelinin iade edilmeyeceğine dair ön izin sözleşmesinin, 05.10.2012 tarihli Phaselis Antik kentinin imara açılması yönündeki kurul kararının ve bu kararda yer alan muhalefet şerhinin, Üniversite ile Öge Seyahat Turizm İnşaat Nakliyat ve Ticaret AŞ arasında hazine adına kayıtlı üzerinde 5 yıldız özelliğinde üniversiteye ait uygulama otelinin 13.03.2014 tarihinden itibaren 1 yıl süreli kiralanmasına dair sözleşmenin, 19.01.2016 tarihinde yapılan ve 144 ada 1 parselde otelin bulunduğu, sit alanında sabit yapının bulunmadığı, 143 ada 1 parselde ise lojman, atölye, depolar ve ATM"nin bulunduğu, 1. derece sit alanında yapı bulunmadığının tespit edildiği teknik raporun, kamu zararının bulunup bulunmadığı ve işlemlerin usulünce yapılıp yapılmadığına dair yapılan inceleme raporunun, 143 ada yapı, tesis yapılmaması nedeni ile bilgi ve gereği için Milli Emlak Müdürlüğünce tanzim edilen yazışmaların, üniversitenin kuruluşuna dair Resmi Gazetenin ve taşınmazlarla ilgili iskanların, tapu kayıtlarının celp edildiği; ayrıca özetle,......"in ifadelerine istinaden..."un üniversiteye ait... hesabına, 07.08.2013-11.11.2013 tarihleri arasında maaşının çok üzerinde meblağ yatırdığının, irtifak hakkı sözleşmesinin yapıldığı süreçte üniversitenin mali işler müdürü olduğunun, ..."e ait firmanın sit alanı değişikliğinden beş gün önce üniversiteye bağış yaptığının ve... ile de geçmiş dönemde ortaklıklarının bulunduğunun; oteli işleten..."e ait bir şirketin hesabından para yatırıldığına, soruşturmanın detaylandırılması ve olası menfaat birlikteliğinin ortaya konması için 01.01.2011-01.01.2014 tarihleri arasında adı geçen firma ve şahısların hesap hareketlerine ihtiyaç duyulduğunun belirtildiği de görülen 31.12.2015 tarihli tutanağın bulunduğu, bilgi sahibi sıfatı ile talepte bulunan muhtarın beyanının alındığı görülmüştür.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 01.02.2016 tarih, 2015/59964 soruşturma, 2016/211 karar sayılı "silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tespit edilemeyen şüpheli" hakkında verdiği ayırma kararında özetle, şüpheliler hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan 2015/28514 sayılı soruşturmanın devam ettiği belirtilerek, dosya kapsamında; "1-Maliye hazinesine ait taşınmaz üzerine ... faaliyeti içerisinde otel yapılabilmesi için maliye tarafından irtifak hakkı sözleşmesi ile taşınmazın Uluslararası Antalya Üniversitesine 49 yıllığına kiralandığı, taşınmazın 1. Derece sit alanından üçüncü derece sit alanına çevrildiği, Uluslararası Antalya Üniversitesi"nin taşınmaz üzerine otel yapılması için Öge Turizm isimli firma ile anlaştığı, bu firmanın Uluslararası Antalya Üniversitesine bağışta bulunduğu, firmanın oteli inşa ederek kullanmaya başladığı, 2-Uluslararası Antalya Üniversitesine yapılan bağışların ... faaliyetlerinde kullanıldığı iddiaları kapsamında soruşturmanın başlatıldığı ve her iki iddianın farklı niteliklerde olduğu, 1. paragrafta açıklanan iddia kapsamında soruşturmanın tamamlandığı, usul ekonomisi gözetilerek 2 numaralı paragrafta açıklanan iddia kapsamında soruşturmanın 2015/59964 sırasından ayrılarak 2016/7411 sırasına kaydolunmasına karar verilmiştir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/59964 soruşturma, 2016/4880 karar sayılı, 01.02.2016 tarihli, davacının kamu, ihbar edenin ...... suç tarihinin ve yerinin 06.02.2015, Antalya olarak belirtildiği, "silahlı terör örgütüne üye olma, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma" suçlarına yönelik özetle; 06.02.2015 tarihli ihbar tutanağı kapsamında yapılan araştırmalar sonucunda taşınmazlar ve işlem dosyalarında yer alan belge ve kararlar, mahallinde yapılan tespitler, tanzim edilen teknik rapor ve Defterdarlık Uzmanları Koordinatörlüğünün inceleme rapor içerikleri de belirtilerek, şüphelilerden ..."nin Milli Emlak Müdürü olduğu, Maliye Hazinesi adına ......’nun Uluslararası Antalya Üniversitesini temsilen süreçte işlemlere katıldıkları, ..."nin Uluslararası Antalya Üniversitesinin kurucu vakfı olan Gaye Vakfının Mütevelli Heyeti Başkanı, ...... ......"ün Öge Seyahat Turizm İnşaat Nak. Tic. A.Ş sorumlusu olduğu, söz konusu taşınmazlar üzerinde üniversite lehine irtifak hakkı kurulmasında herhangi bir engelin bulunmadığı, kamu zararına sebep olabilecek herhangi bir unsura rastlanılmadığı, yapılan sit alanı değişikliği ve imar uygulamasında usulsüzlük tespit edilmediği ve kamunun zarara uğramadığı, taşınmazlarda Milli Emlak Genel Tebliğ Hükümlerine göre 1. derece Arkeolojik Sit Alanındaki bölümleri dışında kalan kısımları üzerinde bağımsız ve sürekli nitelikte 49 yıl süreli irtifak hakkı tesis edildiği, 2806 sayılı Kanununa 14.07.2010 tarih ve 6005 sayılı Kanunla eklenen ek 132. maddeyle Antalya’da Gaye Eğitim Sağlık Spor ve Çevre Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip Uluslararası Antalya Üniversitesi adıyla vakıf üniversitesi kurulduğu, tahsis konusu olan uygulama oteli inşaatının tamamlandığı ve iskan belgesi ile uygulama otelinin 1 yıllığına aynı zamanda yapı müteahhidi olan Öge Seyahat Turizm İnşaat Nakliyat ve Ticaret AŞ"ye sözleşme ile kiralandığı, 143 ada 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı veya tesis bulunmadığı, bu husus ile ilgili olarak kurumlarca bilgi ve gereğinin yapılmasının istenildiği, ihbar üzerine soruşturmaya başlanmış ise de kurum yazıları, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan inceleme ve düzenlenen teknik rapor, Defterdarlık Uzmanları Koordinatörlüğünün raporu birlikte değerlendirildiğinde 144 ada 1 parselin bir kısmının 3. derece arkeolojik sit alanında kaldığı, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 27.06.1990 tarih ve 864 sayılı kararı ile yine aynı kurulun 10.12.2012 tarih ve 1206 sayılı kararında belirtilen 1. derece Arkeolojik Sit sınırında ilgili otelin herhangi bir yapısının bulunmadığı, 1. derece Sit alanından 3. derece Sit alanına çevrildiği yönündeki iddianın doğru olmadığı, taşınmazların üzerinde turizm fakültesi ve sivil havacılık yüksekokulu ile uygulama oteli yapılmak amacıyla üniversite lehine irtifak hakkı kurulması ile ilgili irtifak senedi, yapılan Sit alanı değişikliği ve imar uygulamasının mevzuata uygun olduğu, suç ihtiva etmediği anlaşıldığından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına, savunması alınmayan şüphelilere kararın tebliğine yer olmadığı belirtilerek, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Süreçte devam eden diğer dosya kapsamında ise; müştekilerin ... ve Ege Ural Gayrimenkul İnş.Tur.San ve Tic.Ltd.Şti, ......; 2012-2014 yıllarının suç tarihi ve suç yerinin ise Antalya olduğu belirtilen, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 01.07.2016 tarih, 2015/28514 soruşturma ve 2016/26049 karar sayılı kararı ile; şüpheliler ...... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, dolandırıcılık suçlarından yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/42482 soruşturma sayılı 18.03.2016 tarih ve 2016/1312 karar numaralı yetkisizlik kararı ile gönderilen, müştekilerden ......"ın şüphelilerden ... ve ...... hakkında Antalya"da faaliyet gösteren üniversiteye bağış yapmasını istedikleri, bu kapsamda insanları kandırarak paralel devlet yapılanması olarak nitelendirilen cemaat üniversitesine finansal destek sağladıklarına dair şikayeti üzerine terör örgütüne finansman sağlama suçundan başlatılan soruşturma dosyası ile şüpheli ... hakkında .../... terör örgütü üyeliği suçundan yürütülen 2015/15900 numaralı soruşturma dosyalarının birleştirilmesine karar verildiği de belirtilen kararda ise özetle; işadamları Mütevelli Heyeti içerisinde faaliyet gösterdiğini beyan eden ... ..."nun şüphelinin örgüt içerisinde yer aldığına, ......"ün ise 1979 yılında vakıfta tanıştığını ve birlikte sohbetlerde bulunduklarına dair beyanlarda bulundukları, .../..."ye ait tüzel kişiliklerden 1996 yılında Gaye Vakfında Danışma Kurulu üyesi olarak görev yaptığı, 2009 yılından itibaren vakfın başkanlığını yürüttüğü, 2004-2009 yılları arasında Körfez Dershanelerinin sahibi konumunda olan... Eğitim A.Ş"nin ortağı konumunda olduğu, hisselerini 2009 yılında devrettiği, 2010 yılından itibaren Uluslararası Antalya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürüttüğünün 2015/15900 sayılı soruşturma dosyası kapsamında tespit edildiği, başkaca bir somut bulguya rastlanılmadığı, süreçte özetle kimseye zorla bağış yaptırmadığını, bağışların üniversitenin banka hesabına makbuz karşılığı resmi olarak yapıldığını, SML Rus Ltd. Şirketinin, Transcomstroy Ltd. Şirketinin küçük ortağı olduğunu, yönetimde söz hakkı bulunmadığını, taşeron şirketlere hak edişlerin nasıl ve kim tarafından ödendiğini bilmediğini, cemaate ait her meslek grubunun bir mütevelli heyetinin olduğunu duyduğunu ancak kimler olduğunu, nerelerde toplandıklarını bilmediğini, Antalya ilindeki iş adamları ile bir kaç kez toplantıya katıldığını, Körfez Dershanelerinin de sahibi olduğu... Eğitim AŞ"nin ortağı olarak göründüğünü ve ortaklığını daha sonra cemaatin Antalya sorumlularından olan ... isimli şahsa devrettiğini soruşturma sırasında öğrendiğini, Gaye Vakfının kurucularından olduğunu 2012 yılında üniversiteyi kurarken öğrendiğini, kuruluş aşamasında toplanan bağışların üniversite için harcandığını düşündüğünü, paraların amaç dışında kullanılması durumunda kullanan şahıslardan davacı ve şikayetçi olduğunu, üniversitenin kuruluşundaki tüm resmi işlemlerin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini, kaynağın %95’ini kendisinin karşıladığını, 17-25 Aralık sürecinden sonra üniversiteyi cemaatten temizlemek adına Tarık ve Saim isimli şahısların üniversiteden istifa ederek ayrılmalarını istediğini, cemaatle bağlantısı olduğunu bildiği şahısların üniversiteden ilişkilerinin kesilmesini sağladığını, 2015 yılı Mayıs ayında yaptığı basın toplantısında cemaatin doğru işler yapmadığını belirterek durumunu ve olaylara bakışını net bir şekilde ortaya koyduğunu, bu süreçten sonra cemaatten tamamen uzaklaştığını, safını belli ettiğini, söz konusu üniversiteyi eğitime verdiği önem nedeniyle sahiplendiğini beyan ettiği görülen şüpheli ... hakkında .../... üyesi olduğuna ilişkin olarak KOM Şube Müdürlüğü tarafından yapılan tespitlerin soyut nitelikte olduğu belirtilerek, Uluslararası Antalya Üniversitesine yapılan bağışların Borçlar Kanununa göre yapılan bağışlama sözleşmesi çerçevesinde yapıldığı, müştekilerin ticari iş nedeni ile olan sorun kapsamında Tahkim Mahkemesinde dava açıldığı ve karar verilerek Rusya Federasyonu Tahkim Muhakeme Usulü Kanunununda belirtilen süre içinde temyize götürülebileceğinin belirtildiğinin anlaşıldığı, uyuşmazlığın hukuki mahiyette olduğu, dolandırıcılık suçunun yasal ve zorunlu unsurlarının oluşmadığından, şüpheliler hakkında .../... örgüt üyeliği suçu yönünden kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Bir kısım müşteki vekillerince özetle, ..."un dinlenilmediğini, ... Altay"ın konuşmasını içerir "cd" dinlenildiğinde savunmaların çürüdüğünün anlaşılacağını, eksik soruşturma yapıldığını, dosya içerisine gelen belgeler ile ifadeler kapsamında atılı suçlar yönünden sorulması gereken soruların şüphelilere sorulmadığını, birleşen dosyasının muktezaya bağlanmaması nedeni ile yeni delillerin ortaya çıkabileceği hususu gözetilmeden karar verilmesi nedeni ile eksik soruşturma yapıldığına dair itirazlar kapsamında yapılan inceleme neticesinde, Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 11.10.2016 tarih 2016/2447 değişik iş sayılı kesin kararı ile itirazların ayrı ayrı reddine karar verildiği belirtilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığınca 2016/7411 sayılı soruşturma dosyası kapsamında; 2015/59964 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın KOM Şube Müdürlüğüne gönderilerek üniversiteye yapılan bağışların, .../... silahlı terör örgütüne aktarıldığı iddiasına yönelik olarak araştırma yapılması talimatı verilmiştir. 2016/7411 sayılı soruşturma dosyasının 01.02.2016 tarihinde 2015/59964 soruşturma dosyasından tefrik edildiği, ana dosya kapsamında takipsizlik kararı yazıldığı, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarına ait dosya eklerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ait dosyada kaldığından evrakların dosyasına gönderilmesine dair Cumhuriyet savcısınca 05.08.2016 tarihli tutanağın tanzim edildiği görülmüştür.
Süreçte soruşturma dosyası kapsamında özetle; ..."in 09.08.2016 tarihinde Bimer"e yaptığı başvurusuna; 08.08.2016 tarihli gazete haberlerine; 20.11.2016 tarihli 112 ihbarına, 05.05.2017 tarihinde yapılan ihbara, 10.02.2017 tarihinde yapılan ihbar ve Antalya Körfez Gazetesinde yer alan habere, şüpheli ..."in etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteği ile verdiği ifadesine, ...... Madencioğlu tarafından yapılan ihbara, ..."nün sunduğu programa dair video ve patronlar dünyası adlı siteye ait habere, ..."ın ifadesine, ..."nun Uluslararası Antalya Üniversitesi hakkında yaptığı ihbara, ......r"e yapılan ihbara, ......"ın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteği ile verdiği kolluk ve savcılık ifadeleri ile teşhis tutanağına yönelik evraklar kapsamında verilen tefrik ve birleştirme kararlarını içerir birleşen soruşturma dosyaları ile delil bildirimlerinin dosyaya gönderildiği, yine bu kapsamda 2017/5757 soruşturma sayısından tanzim edilen araştırma tutanaklarında şüpheli ... hakkında sorgulama modüllerinde dernek ve sendika kayıtlarında Yedi ... Sanat Vakfına, SGK kayıtlarında ise... Eğitim AŞ"ye ait kayıtlara rastlanıldığının, Konya Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturmasının bulunduğunun, diğer sorgulamalarda ise kaydına rastlanılmadığının belirtildiği araştırma tutanaklarının bulunduğu görülmüştür.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/238 esas sayılı dava dosyası kapsamında, müşteki sıfatı ile ..."ın özetle, şüpheli ..."nin süreçte verdiği ifadelerinde suçunu ikrar ettiğini, beyanlarında internet ortamında yapılacak bir araştırma ile bulunabilecek bilgiler dışında bir bilgi vermediğini, 10.05.2014 tarihli gazete haberinde örgütle hükumet arasındaki kavgadan söz ettiğini, 26.05.2015 tarihli röportajında örgütle bağını kopardığını beyan etmiş ise de Konya"da hakkında açılan soruşturmada ifadesi alındıktan sonra cezadan kurtulmak amacı ile bu yönde ifade verdiğini, örgütle ilgili bilgisi olmasına rağmen bilmediğine dair aynı zamanda çelişkili beyanlarda bulunduğunu, beyanlarında geçen ve kırmızı bültenle aranan kişilerin de ismini vererek zımnen örgüt içerisinde yer aldığını kabul ettiğini, sohbetlerde siyasi konular açıldığında müdahalede bulunarak uyardığını beyan etmesinin örgüt içerisindeki konumunu gösterdiğini, himmet verdiğini zımnen kabul ettiğini, mütevelli heyetinde kimlerin olduğunu belirtmeyerek yalan söylediğini, ... ile birlikte hareket ederek üniversiteyi zarara soktuğunu, görevini kötüye kullandığını, üniversitenin kuruluşuna yönelik beyanları dikkate alındığında Gaye Vakfının .../..."ye ait olduğunu belirttiğini, mütevelli heyetinde yer aldığını, üniversite kurulması fikrinin cemaatten geldiğini, 17-25 Aralıktan sonra örgütle bağını görüntüde kestiğinin beyanlarından anlaşıldığını, terör örgütü üyeliğinden tutuklanan rektörü beyanlarında gizlemeye çalıştığını, kendisini ... ile tanıştırmak isteyen kişiyi, mensup ve yöneticilerini beyanlarında gizlediğini, rektör ve örgüte finans desteği veren kişiler hakkında bilgi vermediğini, Gaye Vakfı, ... Vakfı, Türk Rus Kültür Vakfının kurucu veya yöneticisi olarak görev alan; Akdim, Sugiad, İzsiad, İziad gibi toplantılarda konuşmacı olan, örgüt tarafından kurulan üniversitenin mütevelli heyetinde yer alan kişileri çıkarıp almaya, ... ..."yı ve ... Başkanı ..."ı azarlayacak kadar yetkili, ..."i defalarca ziyaret eden şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilmesinin örgütle mücadelede yetersiz kalındığı kanaatini oluşturduğunu beyanla takdire sunduğu dilekçesine istinaden başlatılan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2017 tarihli 2017/27678 soruşturma ve 2017/2500 sayılı kararı ile iddialara konu eylemlerin Antalya ilinde gerçekleşmesi nedeni ile yetkisizlik kararı ile gönderilen dosyanın Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/3709 sayılı soruşturmasına kaydına müteakip 2015/28514 sayılı soruşturma kapsamında şüphelinin verdiği ifade tutanaklarının istenildiği, CMK"nın 153/2 maddesi uyarınca kısıtlama kararı alındığı, 15.07.2016 suç tarihli silahlı terör örgütüne üye olma suçuna yönelik iş bu dosyanın 13.09.2017 tarihli birleştirme kararı ile dosya ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
06.02.2017 tarihli dilekçe ile 2011-2015 yılları arasında ihtilasen zimmet suçuna yönelik olarak ...... Vakfı ve Uluslararası Antalya Üniversitesinin ihbara konu işlemlerin yapıldığı tarihteki isimleri zikredilen kişiler dışında kalan Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında özetle; 2015/28514 soruşturma nolu dosya kapsamında bağış adı altında yatan meblağlar ile üniversitenin kurulduğu alanda yapılan binaların 2012 yılı birim fiyatları ile yaklaşık maliyeti dikkate alındığında, kararda ...’nin ifadesinde tüm işlemlerin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini, maddi kaynağın %95"ini kendisinin karşıladığını beyan ettiğine göre bağış olarak toplanan paraların üniversite inşaatında harcanmadığını, savcılık ifadesinde de bu paraların amacı dışında kullanılması durumunda davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiğini, ..."un 2015/15900 soruşturma nolu dosyada beyanında bağışların üniversite mütevelli heyetince harcandığını belirttiğini, bu kapsamda..."ya ve Denizbank"a yatan paraların akıbetinin açıklanmadığını, inşaatın maliyetine ilişkin bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra bu bağışların kimlere ve nerelere harcandığının Masak raporları alınarak tespit edilmesini; ifadesinde beyan ettiği kaçak olan ......"a çekilen kredi nedeni ile üniversiteyi borçlandırdığı ve şahsın bu parayı alarak kaçması nedeni ile yetkisi olmadığı halde üniversiteyi borçlandırarak devleti zarara uğrattığı; turizm uygulama oteli yapmak üzere tahsis edilen arazi üzerine yapılan otel ile tahsisli arazi üzerine ipotek tesisi suretiyle çekilen paraların nereye nasıl harcandığının bilinmediğini, üniversiteye tahsis edilen araziye üst hakkı kurulduktan 1 gün sonra ipotek tesis edilerek üniversitenin borçlandırıldığını, parayı alanın ise..."e ait şirket olduğunu, henüz üniversite ile sözleşme yapmamış olan şirkete paranın ödendiğini oysa 02.01.2013 tarihinde inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığını, şirket sahibi..."ün aynı zamanda mütevelli heyeti üyesi olduğunu, alınan kredilerin nereye ve nasıl harcandığının bilinmediğini, Maliyenin de bu suretle borçlandırıldığını, devletin nitelikli olarak dolandırıldığını, haricen yaptığı araştırmada 2013 yılı bayındırlık birim fiyatına göre 5 yıldızlı otel metrekare maliyet fiyatı ile toplam inşaat alanı ve yaklaşık maliyeti dikkate alındığında ipotek tarihindeki döviz kuru da gözetilerek bağış olarak toplanan para ve kredi olarak çekilen paranın toplam tutarı ile karşılaştırıldığında arada fark bulunduğunu, mütevelli heyetine bu fark tutarın sorularak, paraları nereye ve nasıl kullandıklarının açıklattırılmasını ve Masak araştırması yaptırılarak varsa haklarında zimmet nedeniyle kamu davası açılmasını, kira sözleşmesinin yasal dayanağının ne olduğunun, ......"ün örgüt üyeliğinden haklarında dava açılan diğer mütevelli üyeleri ile ilişkisinin, avukatının mütevelli üyesi olup olmadığının, otelin tahsis gayesi dışında yapılmasına rağmen neden tahsis işleminin iptal edilmediğinin, ......"da yaptığı bağışın ve devlete ödediği vergilerin araştırılmasını, mütevelli heyetinin memur gibi yargılanması gerektiğinden kamu davası açılmasına dair ihbarda bulunduğu ayrıca süreçte Uluslararası Antalya Üniversitesi rektörünün 07.02.2017 tarihinde basın toplantısında beyanlarını içerir gazete haberlerini sunarak yeni atanan rektörün yanlış bilgilendirildiğini, Şükrü Yunak adlı kişinin tanık olarak dinlenilmesini, üniversitenin Denizbank ve Albaraka Türk Bankalarında bulunan hesaplarının incelenmediğini, belediyenin iskan belgelerinde inşaat alanının yapım maliyetinin belirtildiğinin dikkate alınmasını, Ömer Gür"ün avukatının mütevelliye atanması nedeni ile delillerin karartılmasının önüne geçilmesini talep ettiği ve 19.04.2017 tarihinde Cumhuriyet savcılığında müşteki sıfatı ile alınan ifadesinde mağduriyetinin bulunmadığını ancak vatandaş olarak şikayetçi olduğunu beyan ettiği görülen ..."ın ihbarına istinaden zimmet suçundan başlatılan 2017/9484 nolu soruşturma dosyasının 18.05.2017 tarih 2017/970 birleştirme nolu karar ile dosya ile birleştirildiği görülmüştür.
..."ın dilekçesi ekinde süreçte ... tarafından da sunulan; 01.04.2016 tarihinde müşteki sıfatı ile kollukta müdafii eşliğinde kendiliğinden gelerek beyanda bulunduğu belirtilen şüpheli ..."nin özetle; 1986 yılında cemaat ile ilişkisinin başladığını, dini saikle süreçte burs ve sair yardımlarda bulunduğunu,1999 yılında Antalya"da otel açan ilk muhafazakar insan olarak adının ön plana çıktığını, bu nedenle bir çok muhafazakar yapının kendisini organizasyonlar nedeni ile aradığını, irtibata geçtiğini, 2002 yılında ismini hatırlayamadığı bir şahsın tavsiyesi üzerine sürekli iş nedeni ile gittiği ABD "de ... ile tanıştığını, süreçte ziyaret ettiğini, 2009-2010 yıllarında Türkçe olimpiyatları ve bürokraside cemaatin kadrolaşması nedeni ile rahatsız olmaya başladığından yapıyı sorgulamaya ve uzaklaşmaya başladığını, 2013 yılında dershane olayı nedeni ile durumu germenin ve cemaatin duruş şeklinin haksız olduğunu düşündüğünü..."ya söylediğini, 17-25 Aralık sürecinden önce yapıya karşı düşüncesinin değiştiğini, 17-25 Aralıkta gerçekleri gördüğünü, dershane krizinden sonra ..."ın kendisinden cemaatten yana tepkisini koymasını istediğini ancak koymadığını, 2014 yılında cemaatin doğru işler yapmadığına dair basın açıklaması yaptığını, 2015 yılında ......"na röportaj verdiğini, net bir biçimde hükumetten yana tavır aldığını, 2014 yılında Rusya"da bulunduğu süreçte ......"e hükumeti kötülediğini duyması nedeni ile tepki koyduğunu ve tartıştığını, ......"in sosyal medyadan kendisine gönderdiği mesajlarda uyarıldığını, süreçte yapıda olduğunu bildiği kişileri belirterek Körfez dershanelerinden... Eğitim AŞ"de ortak olduğunu ve buradaki hissesini......"e devrettiğini yeni öğrendiğini, Rasanet Gençlik Vakfının cemaat bağlantılı bir vakıf olduğunu, dini saikle yardımlarda bulunduğunu, iş adamlarını ve sorumlu kişilerden bildiklerinin de isimlerini belirterek mütevelliden kimseyi tanımadığını, ofis bloğunun ...... tarafından üniversiteye bağışlamak istediğini ve finansal sorunu nedeni ile geri ödeyeceğini beyan ettiğinden kredi çekildiğini ancak şahsın bir miktar ödemede bulunduğunu, ...... Vakfının kurucusu olduğunu üniversiteyi kurarken öğrendiğini, cemaatin Antalya sorumlusunun isteği üzerine üniversiteyi kurduklarını ancak mütevellide cemaatten olmayan kişilerin de olduğunu, eğitime önem vermesi nedeni ile projeye dahil olduğunu, süreçte vaad edilen meblağların ödenmemesi nedeni ile kendisinin bunları karşıladığını, 17-25 Aralıktan sonra mütevellide yer alan cemaatçilerin ayrılmalarını sağladığını, bağışların üniversite inşaatında kullanıldığını düşündüğünü ancak komisyon kurulursa bu bağışların üniversiteye harcanıp harcanmadığı hususunda kendisinin gerekli alt yapıyı hazırlayacağını, salih duygular ve dini saikle yardımlarda bulunduğunu, 17-25 Aralıktan sonra bağını kopardığını, cemaat tarafından aleyhine kampanyalar başladığını, üniversiteye yapılan bağışların amaç dışı kullanımı söz konusu ise davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiğine dair ifadesinin bir örneğinin ve 07.04.2016 tarihinde şüpheli sıfatı ile kollukta müdafii eşliğinde özetle, örgüt ile ilgili suçlamaları kabul etmediğini, bilgisinin olmadığını, üniversite çalışanı olması nedeni ile ... adlı şahıstan bağış yapacağını beyan ettiğinden çekleri aldığını, hesaba yattığını, harcama yapma yetkisinin üniversite mütevellisine ait olduğunu, bağışları nerede kullandıklarını bilmediğini, kimse adına para toplamadığını beyan eden..."un ifadesinin bir örneğinin sunulduğu görülmüştür.
31.05.2017 tarihinde ... vekilince sunulan dilekçe ile ayırma kararına dayanak yapılan... hesaplarında toplanan bağış tutarlarının büyük bir kısmının akibetinin bilinmediğini, ..."nin savcılık ifadesi ile 2015/15900 soruşturma sayılı dosya kapsamında müşteki Demirkan Birkan"ın ifadesi dikkate alındığında taşeronlara iş alımı karşılığında .../..."ye bağlı dernek ve vakıflara bağış yaptırıldığının anlaşıldığını, sunduğu bağış makbuzlarından anlaşılacağı üzere eğitime katkı adı ile verdiği para nedeni ile zarara uğradığını, bu nedenle müşteki sıfatı ile soruşturmaya dahil edilmesine karar verilmesini talep ettiğini; 14.11.2017 tarihli dilekçesinde ise 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra 12.01.2014 tarihinde şüpheli ..."nin ... Yayıncılık AŞ"den %10 oranında hisse aldığını, bu hisseyi 20.05.2014 tarihinde devrettiğini, örgüte finansal destek sağladığını, açık kaynaklarda yapılan araştırmada örgütle iltisaklı bir çok dernek ve vakfa üye, örgütün üst düzey yöneticileri ile birlikte kurucu ortak olduğunu, mütevellilerce düzenlenen organizasyonlarda yer aldığını, ... Yayıncılık ve ...... AŞ"nin ortağı olduğunu, geçmiş tarihli söylemlerinde örgüte destek olduğuna dair beyanlarının olduğunu, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 2007-2009 yıllarında Gesav Vakfı mütevelli heyetinde yer almakta iken hakkında terör örgütüne yardım etmek iddiası ile kamu davası açıldığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1632 sayılı iddianamesinde istişare heyeti üyelerinden ...... ile irtibatının yanı sıra ...... Uşak"ın şüpheliye ait otellerde kaldığına dair bilgilerin yer aldığını, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/345 numaralı iddianamesinde gizli tanık "..." un şüphelinin otelinde dinler arası diyalog adı altında iftar programı düzenlendiğini, 2017/412 sayılı iddianamede örgütçe düzenlenen Gürcistan gezisine katıldığını, 2016/1370 numaralı iddianamede ise müşteki ... ..."nun ve bilgisine başvurulan ......"ün, müşteki Demirkan Birkan"ın beyanları ve dosya kapsamına göre de örgütle bağlantısı bulunduğunu, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığında dört, Konya Cumhuriyet Başsavcılığında başlatılan bir adet soruşturma dosyasından sonra süreçte kendiliğinden gelerek ancak yeterli bilgi de vermeyerek verdiği beyan ve açıklamalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, 17-25 Aralıktan sonra örgütle ilişkisini kesmediğini, yönetici olarak durumunun değerlendirilmesi hususunda ihbarda bulunmuştur.
Antalya Bilim Üniversitesi Rektörlüğünün 16.11.2017 tarihli yazısı ile 2016/7411 sayılı soruşturma dosyasına yönelik Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanmak suçundan yürütülen soruşturma dosyası kapsamında üniversitenin 2012-2013 yılları arasında kuruluşu sırasında banka hesaplarında bağışta bulunan kişi kurum ve bu bağışlara yönelik bilgileri içerir bilgi, belge ve defter ve sair örneklerinin gönderildiği, ayrıca yazıda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/28514 ve 2015/59964 soruşturma nolu dosyalarında da bir kısım evrakların teslim edildiğinin belirtildiği, belgeler arasında; Rektörlüğün kullanılan kredinin niteliği, miktarı, krediyi kullanan kişinin kim olduğu, kredi borçlularının kimler olduğu, ipotek, rehin, hisse rehni gibi teminatların neler olduğu, müteselsil borçlu veya kefilin kim olduğuna dair yazısına istinaden Denizbank AŞ"nin cevabi yazısında; Öge Sey Tur İnş Aş ve Ö.G Holding AŞ"ye kullandırılan kredilere ait döküm ile bu krediler kapsamında üniversitenin kefaleti olmadığının, müşteri sırrı kapsamında bulunduğundan gönderilenler haricinde talep edilen diğer bilgi ve belgelerin kanun kapsamında gönderilmediğinin belirtildiği ve süreçte hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan yürütülen soruşturma dosyası kapsamında 2012-2013 yıllarına yönelik hesaplara gelen para miktarlarının ve giden para miktarlarının belirtilerek kurum ve kuruluşlardan gelen nakit bağış, yardım ve yapılan ödemeler toplamı ile bankalar arası virman, EFT ve havale toplamının belirtildiği çözüm ve veri analizine dair 01.03.2018 tarihli SMMM Bilirkişi tarafından hazırlanan raporun alındığı görülmüştür.
Ayrıca Uluslararası Antalya Üniversitesinin hesap dökümlerinin yer aldığı belgelerde, Kuveyttürk proje geri ödeme formunun, el yazısı ile ..."nin bağışları ve kredi geri ödemeleri yazılı şerhi içerir belgenin, Denizbank"a ait bağış ödeme dekontunun, ekinde, Antalya Muratpaşa"da yer alan taşınmaz tapu kayıtlarının yer aldığı da görülmüştür.
2016/7411 sayılı soruşturma kapsamında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 02.04.2018 tarih 2018/1996 sayılı kararı ile şüpheli ... hakkında, örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçundan özetle; Ticaret Sicil Gazetesi örneklerine göre 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra 12.01.2014 tarihinde örgüte ait ... Yayıncılık A.Ş"den %10 hisse aldığı ve bu hisseleri 5 ay kadar sonra 20.05.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile devrettiği, bu suretle örgüte finansal destek sağladığı, ayrıca açık kaynaklardan yararlanarak hazırladığı bilgi notunda ... ile iltisaklı olduğu gerekçesi ile kapatılan Türk-Rus Kültür Vakfı, ... ... Vakfı, Yedi ... Sanat Vakfı, ... Vakfı gibi vakıfların kurucusu, ..."un üyesi, ... Yayıncılık ve İran AŞ"nin ortağı olduğuna dair müşteki ... vekilinin 14.11.2017 tarihinde vermiş olduğu şikayet dilekçesine istinaden, bahsi geçen hususların İstanbul ilinde gerçekleştiği anlaşıldığından evrakın tefrikine karar verilmiştir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2018 tarih, 2016/7411 soruşturma 2018/26123 karar sayılı, ihbar edenin Metin Karahan, müştekilerin ..., ...... Vakfı ve Uluslararası Antalya Üniversitesi mütevelli yetkilileri olduğu, suçun kamu kurum ve kuruluşları, tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık; zimmet; güveni kötüye kullanma (Tüm şüpheliler hk.); terör örgütüne üye olmak (Sadece ... hk.) olduğu belirtilmek sureti ile tanzim edilen kararında özetle; 2015/59964 sayılı soruşturmada yapılan ihbar üzerinden başlatılan soruşturma kapsamında yedi şüpheli hakkında kamu kurum ve kuruluşları, tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, silahlı terör örgütüne üye olma, görevi kötüye kullanma suçlarından takipsizlik kararı verildiği, sadece bu karardan önce dosyada Uluslararası Antalya Üniversitesine yapılan bağışların .../... silahlı terör örgütüne aktarıldığı iddiası ile ilgili soruşturmanın tefrik edilerek 2016/7411 sırasına kayıtlı soruşturmanın başlatıldığı; müşteki ..."ın 06.02.2017 tarihli şikayeti üzerine de mütevelli heyeti başkan ve üyeleri hakkında 2011 ve 2015 yılları arasında ihtilasen zimmet suçunu işlediklerinden bahisle suç duyurusunda bulunulması üzerine 2017/9484 sayı ile başlatılan soruşturma dosyasının da birleştirilmesine karar verildiği; iddialar kapsamında mali müşavir bilirkişinin tayin edilmesi sureti ile 02.03.2018 tarihli raporun alındığı, Denizbankın yazısı ile....Tur.İnş ve Tic.AŞ ve Öge Holding AŞ"ye kullandırılan kredilerin tutarlarına dair bilgilerin ve üniversitenin kefaletinin olmadığının Rektörülüğe gönderilen evraklardan anlaşıldığı, süreçte şüpheli ... hakkında bireysel olarak yapılan ihbar ve şikayetler ile 2015/28514 sayılı soruşturma dosyası kapsamında şüpheli hakkında yapılan tespitler ve ifadeleri belirtilerek; 2015/28514 sayılı soruşturma dosyasında müşteki ..."in diğer müştekiler ile birlikte yapmış olduğu şikayet sonucunda şüpheli ... hakkında yapılan soruşturmada kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki vekillerince bu karara yapılan itirazın Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliği kararı ile reddedildiği, bu kapsamda yapılan araştırmalarda şahsın... hesabına yönelik tespitler haricinde sorguluma modüllerinde başkaca bir tespitin çıkmadığı, kesinleşmeden sonra yeni delil ortaya çıkmadıkça şüpheli hakkında yeniden dava açılamayacağı, yeni delil çıkması durumunda ise bu hususta Sulh Ceza Mahkemesinden ek karar alınması gerektiği, aynı eylemden dolayı kamu davası açılamaz hükmüne binaen terör örgütü üyeliği suçundan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına; müşteki ..."ın iddiaları ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporuna istinaden üniversitenin açılışında yapılmış olan diğer masraflar ile birlikte toplanan bağışların üniversiteye harcandığı kanaat ve sonucuna varıldığı, Deniz Banktan gelen cevabi yazıdan da kredinin borçlusunun Öge Seyahat Tur. AŞ olduğu, bu kredinin üzerinde üniversitenin herhangi bir kefaletinin bulunmadığı ayrıca kredi kullanımı ile ilgili üniversitenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı, müştekinin üniversite tarafından otele tahsis edilen arsa üzerine bu krediden dolayı ipotek tesis edildiği iddiası kapsamında üniversite mütevelli heyeti olan şüphelilerin herhangi bir zimmet güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık suçlarının tespit edilemediği, üniversitenin borçlandırılarak kredi çekildiği ve bu para ile Antalya ilinde bulunan alışveriş merkezinin 4. katından sonraki katlarda bulunan ofis bloğunun satışının üniversite adına gerçekleştiği, üniversitenin almış olduğu gayrimenkul bedelini kullandığı kredinin taksitlerini bu tarihe kadar şüphelinin üniversiteye her ay gönderdiği para ile ödeyerek karşıladığı, buna ilişkin banka kayıtlarının dosyada bulunduğu, burada üniversite adına yapılan bu alışverişin yerindelik denetiminin yapılamayacağı, bu durumda şüphelilerin zimmet veya güveni kötüye kullanma veya kamu kurumu kullanmak vasıtasıyla dolandırıcılık suçu işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, ......"a ait ek şüpheli ifadesinde şüpheliye yönelik herhangi bir iddianın bulunmadığı ...... hakkında beyanda bulunduğunun da belirtildiği görülmüştür. Karar 15.05.2018 tarihinde müşteki ..."a, 16.05.2018 tarihinde de müşteki ... ve diğerleri vekiline tebliğ edilmiştir.
30.05.2018 tarihinde müştekiler ... ve ... vekilinin takipsizlik kararına yönelik itirazında özetle; KHK ile kapatılan Yedi ... Sanat Vakfına, AGİD"e, 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra ... Yayıncılık AŞ"den hisse devralıp devrettiğine, Türk-Rus Kültür Vakfı, ... ... Vakfı, ... Vakfı gibi vakıflara ve ..."a üye olduğuna dair yeni delillerin bulunduğunu, ayırma kararında bu hususlardan da bahsedildiğini, zimmet suçuna yönelik yetersiz bilirkişiden eksik inceleme yapılarak rapor alındığını, rapora göre de bir miktar paranının nereye harcandığının belli olmadığını, Denizbanktan gelen cevabi yazıya göre karar verildiğini, sır sayılması nedeni ile bilgilerin gönderilmediğini ancak ipotek konulması nedeni ile zararın söz konusu olduğunu, ihaleden önce ipotek konulmasının suç olduğunu, belgelerin celp edilerek emekli Sayıştay denetçilerinden rapor alınması gerektiğinden itirazlarının kabulüne aksi düşünülür ise soruşturmanın genişletilerek emekli Sayıştay denetçilerinden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi talep edilmiştir.
Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/3340 değişik iş sayılı 14.08.2018 tarihli kararı ile özetle, kamu kurum ve kuruluşları, tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, zimmet, güveni kötüye kullanma (tüm şüpheliler hk.) terör örgütüne üye olmak (Sadece ... hk.) suçundan şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararına müştekiler vekilince yapılan itirazın, dosya kapsamına göre soruşturma için gerekli bilgi ve belgelerin toplanmadan denetime elverişsiz rapora dayanarak verilmiş olması ve etkin soruşturma yapılmaması sebebiyle kabulüne karar verilerek, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2018 tarih, 2016/7411 soruşturma 2018/26123 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararının kaldırılmasına, kesin olarak karar verilmiştir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 03.09.2018 tarihli yazısı ile müştekilerin suçtan zarar görüp görmediği hususu araştırılmadan ve itirazın kabulüne dair karar verilmesi halinde CMK"nın 173. maddesi uyarınca savcılıktan soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunularak sonucuna göre itirazın reddi veya kabulüne karar verilmesi gerektiği, aksi halde kararın kaldırılması ile dava açma zorunluluğunun bulunduğundan kararın düzeltilmesi hususunda mahkemesinden talepte bulunmuştur.
Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.09.2018 tarih 2018/3340 değişik iş sayılı kararı ile özetle; müştekilere kararın hatalı olarak tebliğ edildiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan zarar gören sıfatlarının bulunmadığı, hatalı tebliğ edilen karar kapsamında yapılan itirazın hakimliğe gönderilmesinin kanunda olmayan hakkın verilmesine sebep teşkil etmeyeceği, suçtan zarar gören sıfatlarının bulunmaması nedeni ile reddi gereken istemlerin işin esasına girilerek incelenmesinin yerinde olmadığı, örgüt üyeliği suçu yönünden Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/2447 değişik iş sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın reddine karar verildiği, şikayet üzerine yeniden açılan dosya kapsamında yeni delil elde edilemediğinden değişen madde kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, itiraz hakkı bulunmamakla birlikte itiraz edenin ... Yayıncılık AŞ"den hisse alımı hususundaki iddiasına yönelik olarak örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan tefrik kararı verilerek yetkisizlik kararı ile dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, bu yönü ile CMK"nın 172. madde hükmüne uygun yeni delil elde edilmediğinden verilen kararın yerinde olmadığı, Cumhuriyet savcılığının verilen karar nedeni ile dava açma zorunluluğunun bulunduğuna dair itirazının kararda herhangi bir suça yönelik kamu davası açılması yönünde bir karar verilmediğinden yerinde olmadığı ancak gerekli belge ve bilgilerin toplanmadığı gerekçesine dayanıldığından, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiğinden; 14.08.2018 tarihli 2018/3340 değişik iş sayılı kararının kaldırılmasına, 30.05.2018 tarihli itirazın belirtilen sebepler ile başka bir inceleme yapılmaksızın reddine, kesin olarak karar verilmiştir.
... ve ... vekilince, Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğine sunulan 12.09.2018 tarihli dilekçesinde özetle; kesin kararın Cumhuriyet savcısınca yapılan itiraz üzerine CMK"nın 271/4 maddesine aykırı olarak kaldırılmasının hukuka aykırı olduğu, bu nedenle yok hükmünde olduğunu, gerekli yasa yollarına başvurulacağını, kararda suçtan zarar gören sıfatında bulunmamaları nedeni ile itiraz haklarının olmadığı belirtilmiş ise de ..."ın örgütün kumpasına muhatap olduğunu, Ankara"da görülmekte olan davada müdahil olmakla dosya kapsamında şikayetini Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyasında yaptığını, Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarın mahkemesince gereği için gönderildiğini, tefrik kararı ile evrakların bu dosyaya gönderildiğini, ..."den eğitime katkı amacı ile alınan paranın olması ve başka amaçlar ile kullanılması hususu da dikkate alındığında her iki müvekkilinin suçtan doğrudan zarar gördüğünü aksi düşünülse dahi kesin kararın kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu belirtilerek 2018/3340 değişik iş sayılı 05.09.2018 tarihli kararın yok hükmünde olduğunun tespiti ile ortadan kaldırılmasını, 04.08.2018 tarih ve 2018/3340 değişik iş sayılı karar gereğinin yapılmak üzere dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini talep ettiği ayrıca Antalya Cumhuriyet Başsavcılığından 12.09.2018 tarihli dilekçesi ile de özetle; kesin kararın kaldırılmasına yönelik kararın yok hükmünde olduğundan soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunarak şüpheli ..."nin Yedi ... Sanat Vakfı"nın kurucusu olup olmadığının, 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra 12.01.2014 tarihinde örgüte ait ... Yayıncılık AŞ"nin %10 hissesini alıp 20.05.2014 tarihinde devrettiğine dair sicil belgelerinin, Türk Rus Kültür Vakfının, Konya ... ... Vakfının kurucu veya yönetim kurulu üyesi olup olmadığının, ... üyesi olup olmadığının araştırılmasını, bu yeni delillere dair evraklar toplanıldıktan sonra kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararın CMK"nın 172/2 maddesi gereği sulh ceza mahkemesinden karar alınarak şüpheli hakkında kamu davası açılmasını, zimmet suçunun ortaya çıkartılması için Antalya Bilim Üniversitesi ve diğer kurumlardan belgelerin celp edilerek emekli Sayıştay denetçilerinden oluşacak bilirkişi heyetinden bağış miktarlarının tamamı ile ilgili rapor alınmasını, üniversite binası ve uygulama oteli hakkında maliyetin hesaplanması hususunda bilirkişi raporunun alınmasını, şüphelilerin ve tanık olarak... ve rektör ..."nin ifadesinin alınmasını, hazineye ait arazi üzerinde bulunan uygulama oteli hakkında tapu kayıtlarında ipotek olup olmadığının araştırılmasını, bilirkişi raporu alınmasını, soruşturmanın ilgili savcıdan alınarak başka bir Cumhuriyet savcısına verilmesini, şüpheliler hakkında tutuklama tedbiri uygulanmasını talep etmiştir. Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 04.10.2018 tarih 2018/4161 değişik iş sayılı kararı ile özetle, kararın kesin nitelikte verildiğinden talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilmiştir.
... ve ... vekilinin 08.10.2018 tarihli dilekçesi ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden 10.05.2018 tarih 2016/7411 soruşturma 2018/26123 karar sayılı takipsizlik kararı ve Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 04.08.2018 tarih 2018/3340 değişik iş sayılı kararına yönelik olarak, kesin olarak verilen karara karşı itiraz hakkı bulunmayan savcılığın istemi üzerine verilen kararın yok hükmünde olduğunu, suçtan zarar gören konumunda olduklarını, şüphelinin vakıf ve dernek üyelikleri ile ... Yayıncılık AŞ"de hisse alıp devretmesinin yeni delil kapsamında olduğunu ve bunların toplanılmadığını, zimmet suçuna yönelik olarak yetersiz ve eksik bilirkişi raporu alındığını, Denizbankın cevabi yazılarına istinaden eksik araştırma yapılarak karar verildiğini belirtilerek kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine; Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 17.10.2018 tarihli, Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.09.2018 tarih ve 2018/3340 değişik iş sayılı kararında usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığından kanun yararına bozma yoluna gidilmesine gerek olmadığına dair görüşünün teminine müteakip; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17.09.2019 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 14.08.2018 tarihli 2018/3340 değişik iş ve Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.09.2018 tarihli 2018/3340 değişik iş sayılı kararlarının kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21.10.2019 tarihli görevsizlik kararı ile Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilen dosyanın, Yargıtay 5 Ceza Dairesinin 20.01.2020 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yer alan bir kısım dilekçelerde ve tutanaklarda belirtilen ve UYAP sisteminde "açık" bilgisinin olduğu görülen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2 Ceza Dairesinin 2018/1750 sayılı dosyası kapsamında, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde şüpheli hakkında yapılan yargılamaya yönelik dava dosyasından iddianame, gerekçeli karar, bir kısım sanıklar hakkındaki kesinleşme şerhleri ile yine bir kısım katılan kurum ve katılan şahısların silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden istinaf talepleri hakkında bu suç yönünden doğrudan suçtan zarar gören olmamaları nedeniyle verilen istinaf talebinin reddine dair ek karar örnekleri celp edilmiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 13.07.2015 tarih, 2014/34837 Soruşturma, 2015/11417 Esas ve 2015/880 sayılı iddianamesi ile 2007-2009 yıllarına yönelik ... Otel ve Masera AVM"nin üzerinde bulunduğu taşınmazın üst hakkının Selçuk Üniversitesi tarafından 49 yıllığına SEROT adlı firmaya verildiği, daha sonra bu firma tarafından ..."nin ... adlı firmasına üst hakkının devredildiği, GESAV tarafından sonradan adı Mevlana Üniversitesi olan üniversite geçici kampüsü için Masera AVM"nin üst hakkı sözleşmesinde sadece Turizm amaçlı olarak kullanılabileceği koşulu bulunduğu halde kiralandığı, daha sonra ... şirketi vekili sıfatıyla sanık Av. ... tarafından Selçuk Üniversitesi aleyhine Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde uyarlama davası açıp kullanım amacına "eğitim" koşulunun da eklendiği, mahkemenin uyarlama kararının Yargıtay 13. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, bu eylemin paralel devlet yapılanması örgütün örgütsel faaliyetlerinden olduğu, sanık ..."nin sanıklardan...... ile telefon irtibatlarının bulunduğunun belirtildiği, ... ile yer tahsisi konusunda HTS ilişkisi tespit edildiği örgütle hiyerarşik bir bağlantısı tespit edilememekle birlikte anlatıldığı şekilde örgüte yardım ettiği iddiasıyla dava açıldığı belirtilerek açılan ve süreçte gerekçeli karar içeriğinden; süreçte mahkemenin 31.10.2017 tarih, 2017/282 esas ve 2017/194 karar sayılı ve 02.08.2017 tarih, 2017/173 esas ve 2017/142 karar sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilen iddianameler kapsamında, 2017/173 Esas sayılı dava dosyasının iddianamesi ile ......"un beyanlarına yer verilerek 2012 yılı Aralık ayında İzmir ilinden Konya iline ... yapılanmasının imamlarından olan ... (...) başkanlığında Mevlana"yı anma etkinliklerine katılmak amacıyla geziye katıldıklarını, Konya ilinde ... Otelde kaldıklarını, Mevlana Üniversitesini ziyaret ettiklerini, üniversiteyi gezerken ..."in kendilerine üniversite içerisindeki binaların bir kısmının ... Otelleri sahibi ... tarafından bağışlandığını ve kendisinin sağlam abilerden olduğunu söylediği yönünde beyanlara dayalı olarak örgüt imamı olan ... kod adlı ... tarafından 2012 yılı Aralık ayında geziye katılanlara hitaben Mevlana Üniversitesine ait bir kısım bina ve bölümleri bağışladığı; Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/9283 sıra sayılı soruşturma dosyası kapsamında yetkisizlik kararı verilerek gönderilen ve birleşen 2017/282 Esas sayılı dava dosyasının iddianamesi ile de .../... silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yürütülen Sami Çoban isimli şahsın tutuklu olarak bulunduğu Muğla E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan göndermiş olduğu 17.07.2017 tarihli 19 sayfadan ibaret "Ek İfademin Sunulması" konu başlıklı dilekçesinin ilgili kısmında; "... ABD"ye gittiğimizde bizi havaalanında karşıladılar. ......"in yaşadığı yere götürdüler. Türkiye"nin birçok bölgesinden heyetler, iş adamları ve bürokratlar vardı......."in çiftliğinde yaşadığı binada bizi biraz beklettiler. Daha sonra ...... denen şahıs özel bir odada gizli bir görüşme yaptılar. Bu görüşmeye beni dahil etmediler. Görüşme bittikten sonra büyük bir salonda kalabalık bir ortamda sohbet yapıldı. Bu sohbette ben de vardım..." şeklinde anlatımda bulunduğuna, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sami Çoban isimli şahsın 09.08.2017 ve 10.08.2017 tarihlerinde ek savunmasının alındığı, Sali Çoban isimli şahsın 09.08.2017 tarihinde alınan ifadesinde, dilekçesinde belirttiği ve şüpheli ..."nin de isminin geçtiği kısım ile ilgili olarak, "Geziye ait detaylar tamamen dilekçemde mevcuttur. İlave etmek istediğim başkaca bir husus yoktur." şeklinde beyanda bulunduğundan .../... silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yargılanan ... hakkında delil teşkil edebileceğinden silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davaların birleştirilmesi ile görülen ve iddia makamının sanığın atılı suçun oluşumu için gerekli olan terör örgütü üyeliğine ilişkin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden eylemlerin bulunmadığı, dolayısıyla atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından beraatine dair mütalaa verdiği yargılama sonucunda, 2008 yılı itibariyle sanığın örgütün varlığından haberdar olduğuna ve bilerek ve isteyerek yardımda bulunduğuna dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, 2017/173 Esas ve 2017/282 Esas sayılı dosyalarda ise Sami Çoban, Yüksel Paylanbaş, Murat Aslan, Mehmet Deniz Şimşek ve İsmet Aykut"un beyanlarının 17-25 Aralık olaylarının yaşandığı süreçten öncesine ait olduğu, bu süreçten önce örgütün toplum nezdinde Gülen Cemaati veya Hizmet Hareketi olarak yansıtıldığı ve toplum bireyleri tarafından bu şekilde algılandığı, özellikle eğitim faaliyetleri kapsamında toplumda sempati topladığı, örgütün gerçek ve nihai amacının gizlendiği dönemde insanların dini duygularının da istismar edilerek aldatıldığı hususları ve Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere örgütün kriminalize olmaya başladığı 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonraki süreçte sanığın örgütle organik bağ içerisinde hareket ettiğine ve hiyerarşisine dahil olduğuna, himmet toplama, sohbet adı altındaki toplantılarına katılma, Bank Asya"ya para yatırma, örgütle irtibatlı kuruluşlara para transfer etme, yurt dışına para gönderme, örgüt üyeleri tarafından gizli haberleşmek için kurulan şifreli ByLock programını kullanma gibi örgütle ilişkilendirilebilecek eylemlerinin bulunmadığı, dolayısıyla sanığın örgütle irtibatını gösteren ve örgüt üyeliği için gerekli olan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden eylemlerde bulunduğuna dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, bu nedenle sanığın müsnet suçu işlediği sabit olmadığından CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine 09.08.2018 tarihinde karar verildiği görülmüş, süreçte bahse konu takipsizlik kararına konu iddialar kapsamında yapılan bir delil bildiriminden kararda bahsedilmediği anlaşılmıştır.
III-HUKUKİ UYUŞMAZLIK;
Soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara kimlerin itiraz edebileceği ile kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara karşı itiraz üzerine verilen Sulh Ceza Hakimliği kararlarına karşı itiraz yasa yoluna gidilip gidilemeyeceğine ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Somut olayda uygulanacak bazı yasalardaki düzenleme şu şekildedir:
5271 sayılı CMK"nın
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) (Değişik: 02.01.2017-KHK-680/10 md.; Aynen kabul: 01.02.2018-7072/9 md.) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
...
Cumhuriyet savcısının kararına itiraz
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 18.06.2014-6545/71 md.) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25.05.2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hakimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hallerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik: 02.01.2017-KHK-680/11 md.; Aynen kabul: 01.02.2018-7072/10 md.) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.
5237 sayılı TCK"nın Zimmet
Madde 247- (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir.
Güveni kötüye kullanma
Madde 155- (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Silahlı örgüt
Madde 314- (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.
3713 sayılı TMK "nın
Cezaların artırılması
Madde 5 – (Değişik: 29.06.2006-5532/4 md.)
3 ve 4 üncü maddelerde yazılı suçları işleyenler hakkında ilgili kanunlara göre tayin edilecek hapis cezaları veya adlî para cezaları yarı oranında artırılarak hükmolunur. Bu suretle tayin olunacak cezalarda, gerek o fiil için, gerek her nevi ceza için muayyen olan cezanın yukarı sınırı aşılabilir. Ancak, müebbet hapis cezası yerine, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması dolayısıyla ilgili maddesinde cezasının artırılması öngörülmüşse; sadece bu madde hükmüne göre cezada artırım yapılır. Ancak, yapılacak artırım, cezanın üçte ikisinden az olamaz.
(Ek fıkra: 22.07.2010 - 6008/4 md.) Bu madde hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ;
Kamu zararı
Madde 71- (Değişik birinci fıkra: 25.04.2007-5628/4 md.) Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.
Kamu zararının belirlenmesinde;
a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,
e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,
f) (Mülga: 22.12.2005-5436/10 md.)
g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,
Esas alınır.
(Değişik üçüncü fıkra: 22.12.2005-5436/10 md.) Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.
Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir....
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Soruşturma
Madde 17 – (Değişik birinci fıkra: 12/12/2003-5020/12 md.) Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikap, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz.
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.
Suçun ihbarı
Madde 18 – Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. İhbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın istemi üzerine muhbirin kimliği açıklanır.
(Ek fıkra: 12.12.2003-5020/13 md.) Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.
Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilir.
17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz.
İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın yapmak yasaktır.
2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu
Kapsam:
Madde 2 – Bu Kanun; yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşların, amaçlarına ve kamu yararına uygun olarak, yardım toplama faaliyetlerine ait esasları kapsar.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi bünyesi içerisindeki yardım toplama faaliyetleri ile dernekler, sendikalar ve bunların üst kuruluşlarına, spor kulüplerine, mesleki kuruluşlara ve bağış kabulüne yetkili vakıflara kendi statülerine göre üyeleri ve diğer kişiler tarafından yapılacak bağış ve yardımlarla bunların öz kaynaklarından sağlayacakları gelirler, bu Kanunun kapsamı dışındadır.
Yardım toplayabilecek olanlar:
Madde 3 – Kamu yararına uygun olarak, amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya destek olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilirler.
Yardımın isteğe bağlı olması:
Madde 4 – Yardım isteğe bağlıdır. Kişi ve kuruluşlar yardımda bulunmaya zorlanamaz
Yardımın Devlet malı sayılması:
Madde 28 – (Değişik: 23.1.2008-5728/406 md.)
Yardım toplama faaliyetinden elde edilen mal ve paraları zimmetine geçiren kişi, kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununun zimmet suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.
A)Kanun Yararına Bozmada Uyulacak İlkeler:
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir(23.6.2009 t,2009/7-69,176 sy).
Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmişse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuşturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
B-Konu ile ilgisi bakımından suç ihbarı ya da şüphesi üzerine Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılacak soruşturma işlemleri, tamamlanan ceza soruşturması neticesinde Cumhuriyet savcısınca verilecek kararlar ve bu kararlara karşı gidilebilecek kanun yolları ile bunlara ilişkin usul hükümleri ile suçtan zarar gören ve mütemadi suç kavramları üzerinde kısaca durmak gerekmektedir.
"Suçtan zarar gören" kavramı: Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz edebilmek için suçtan zarar görmek gereklidir. Suçtan zarar görme kavramı yasada açık olarak tanımlanmamış ise de, mağdur ve şikayetçi ile suçtan zarar görenin hakları CMK’nın 234. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdur suçtan bizzat zarar gören kişidir. Bazı hallerde doğrudan suçtan zarar görmemekle birlikte dolaylı olarak da zarar söz konusu olabilir. Bu kişiler suçtan zarar gören olarak ifade edilmektedir. Mağdurdan daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Yerleşik uygulamalara göre suçtan ancak doğrudan zarar gören kişiler davaya katılma hakkını haizdirler.
Esas itibariyle silahlı terör örgütüne üye olma veya örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçunun maddi konusu bulunmamaktadır. Hukuki konusu ise, devletin anayasal düzeni ve ülkenin toprak bütünlüğünün, toplumsal güven ve barışın korunmasına ilişkin hukuki yararlardır.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçunda korunan hukuki değer, esas itibariyle kamu güvenliği ve barışıdır. Kamu güvenliğinin bozulması, bireyin güvenli ve barış içinde yaşama hakkını da zedeleyecektir. Söz konusu filler suç olarak tanımlamak suretiyle, bireyin anayasada güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik eylemlere karşı da korunması amaçlanmaktadır. (... -Organize Suç,1998.s.195, ... -Suç işlemeye tahrik cürümü, İst.1997.s.96)
Bu nedenledir ki, demokrasi ve güven ortamında yaşama hakkına sahip toplumun her bir ferdinin bu suçlardan dolaylı olarak etkilenip zarar gördüğü tartışmadan varestedir. Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar yönünden şartları oluştuğunda bu suçların mağdurlarının araç suçlarla ilgili olarak, soruşturma aşamasında CMK"nın 173/1. maddesi gereğince itiraz hakkını, kovuşturma safhasında da aynı yasanın 237. maddesi kapsamında davaya katılma hakkını kullanabilir ise de doğrudan zarar görmediğinden silahlı terör örgütüne üye olma veya örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçu yönünden bu hakları haiz değildir. Yüksek Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamaları da bu yöndedir. (Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 gün ve 155–80, 04.07.2006 gün ve 127–180, 22.10.2002 gün ve 234–366 ile 11.04.2000 gün ve 65–69 sayılı kararları)
Mütemadi Suç: Öğretide ekseriyetle kabul gören ve Dairemizce de benimsenen yerleşik yargısal kararlara göre, örgütü yönetmek ya da örgüte üye olmak suçları mütemadi (kesintisiz) suçlardandır. Yani fiilin icrası süreklilik arz eder. Bu suçlarda örgüt hiyerarşisine dahil olup faaliyetlere başlanmakla suç tamamlanmıştır. Ancak fiilin icrası devam ettiği müddetçe fiilin ifade ettiği haksızlık da süreceğinden suç işlenmeye devam edecektir. Failin kendi isteğiyle ya da irade dışı olarak örgütten ayrılması halinde suç bitmiş olacaktır. Mütemadi suçların tamamlanmasıyla bitmesi aynı anlamı taşımamaktadır.
Mütemadi suçların ceza ve muhakeme hukuku bakımından önemli sonuçları mevcuttur. Ceza hukuku bakımından, suça teşebbüs fiilin bitmesine kadar değil tamamlanmasına kadar mümkündür. İştirak ise bitinceye kadar gerçekleşebilir. Suç işlenmeye devam ettiğinden, koşulları varsa meşru savunma hükümleri uygulanabilir. Uygulanacak ceza hükümleri bakımından temadinin bittiği tarih esas alınmalıdır. Yine kusur yeteneği ve yaş küçüklüğü bitiş tarihine göre tayin edilir. Muhakeme hukuku bakımından ise, zamanaşımı, yetkili mahkeme ve şikayet süresi temadinin bitişine göre değerlendirilecektir. Ancak suçun mütemadi niteliği, kural olarak görevli mahkemenin belirlenmesi ya da kovuşturma usulünün tespiti bağlamında bir özellik taşımaz. Örgüt üyeliği temadi eden suçlardan olması nedeniyle hukuki ve fiili kesintiyle sona erecektir. Kesinti tarihi suç tarihidir. Örgütü yönetmek veya üye olmak suçlarında suç tarihinden önceki fiiller dava konusu edilip kesin hükümle sonuçlandığı takdirde, aynı fiilden mükerrer yargılama olmaz ilkesi doğrultusunda tekrar soruşturma ve kovuşturma yapılamayacaktır.
C-Soruşturma İşlemleri ve Kovuşturmaya Yer Olmadığına İlişkin Kararlara İlişkin Usul :
1-Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar (CMK. 160/1 m.). Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığıyla her türlü araştırmayı yapabilir (CMK. 161/1 m.). Soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı süresi ve mercii gösterilir. (CMK. 172/1 m.).
Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir (CMK. 173/1 m.). İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirecek olaylar ve deliller belirtilir (CMK. 173/2 m.).
Sulh Ceza Hakimliği, istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir (CMK. 173/4 m.). Sulh Ceza Hakimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek üzere, o yer Cumhuriyet savcılığına talepte bulunabilir. Kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa istemi gerekçeli olarak reddeder. İtiraz edeni giderlere mahkum eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir (CMK. 173/2 m.). Dava zaman aşımı süresi içinde kamu davası açılabilmesi için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmesi ve bu hususta merciince yeniden soruşturmaya başlanılması hususunda bir karar verilmedikçe aynı fiilden dolayı kamu davası açılamayacaktır. Bu halde Sulh Ceza Hakiminin kararına karşı yasada itiraz yolu öngörülmediği için CMK"nın 267/2 maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Dolayısıyla Sulh Ceza Hakiminin artık kararını değiştirme imkanı bulunmamaktadır. Bu kararlardaki hukuka aykırılıklar koşulları uygunsa kanun yararına bozma yoluyla giderilebilecektir.
D-Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara karşı itiraz üzerine verilen Sulh Ceza Hakimliği kararlarına karşı itiraz yasa yoluna gidilip gidilemeyeceği hususuna gelince;
Yasa"da sulh ceza hakimliğinin kovuşturma talebinin reddine ilişkin kararlarına karşı her hangi bir kanun yolu kabul edilmemiştir. Kovuşturma talebinin reddine ilişkin kararlar verildiğinde kesindir. Aynı şekilde, sulh ceza hakimliğinin kovuşturma davasını kabul etmesi ve savcıya dava açmasını emretmesi halinde de, şüpheli ve savcıya tanınmış bir kanun yolu bulunmamaktadır. Kovuşturma davası sonunda sulh ceza hakimliğince verilen ve kesin olan kararlara karşı olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozmaya başvurulacağı öğretide ve uygulamada kabul edilmektedir(Ceza Muhakemesi Hukuku 12. Baskı, 527 .sy.centel/Zafer). Dairemizce de benimsenen uygulama da bu yönde gelişmiştir.(Y4CD, 27.11.2007/8603/9977; Y9CD 10.03.2010-2357/2913, Y12CD 19.10.2011-5011/3346)
Memur veya kamu görevlileri hakkında soruşturma usulü 4483 sayılı Kanun hükümlerinde düzenlenmiştir. 3628 sayılı Kanunun 17. ve devamı maddelerinde ise istisna olarak düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre Kanunda düzenlenen suçlar ile 17/1 maddesinde sayılan suçlar yönünden 4483 sayılı Kanun değil genel hükümlere göre soruşturma ve kovuşturma yapılacak, 18/2 madde uyarınca ihbar, takipsizlik kararı veya iddianamenin Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne ve varsa ilgili kamu veya kuruluşlarına bildirilmesi gerekecektir. Maliye Bakanlığının talepte bulunulması halinde ayrıca bir karar verilmesine gerek olmaksızın başvuru tarihinde yasal olarak katılan sıfatını kazanacaktır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde;
İncelemeye konu kararlara dayanak teşkil eden, birleştirme ve tefrik kararları da dahil olmak üzere safahatına yukarıda yer verilen Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2018 tarih, 2016/7411 soruşturma 2018/26123 karar sayılı, ihbar edenin ......, müştekilerin ..., ...... Vakfı ve Uluslararası Antalya Üniversitesi mütevelli yetkilileri, suçun Kamu Kurum ve Kuruluşları, Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Zimmet, Güveni Kötüye Kullanma (Tüm şüpheliler hk.) Terör örgütüne üye olmak (... hk.) olan ve özetle;
Bazı iddialar yönünden verilen tefrik kararından sonra esas itibari ile Uluslararası Antalya Üniversitesine yapılan bağışların .../... silahlı terör örgütüne aktarıldığı iddiası kapsamında yürütülen ve süreçte ..."in üniversiteye bağışta bulunduğundan bahisle mağdur olduğunu ve şüpheli ..."ninde örgüt mensubu olduğuna dair iddiaları ile müşteki ..."ın şüpheli ..."nin ve bir kısım mütevelli heyetinde yer alan kişilerin örgüt mensubu olduğuna ve üniversiteye aktarılan bağışların yerinde kullanılmadığına, süreçte yetkili olunmadığı halde yapılan bir takım kredi ve ipotek işlemleri neticesinde üniversite ve maliyenin zarara uğratıldığına dair şüpheliler hakkında ihtilasen zimmet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçunu işlediklerine dair iddiaları ile süreçte şüpheli ..."nin ve üniversitenin örgütle irtibatına ilişkin yapılan ihbar ve diğer müşteki beyanlarına dayanan iddialar ile ilgili olarak;
"Şüpheli ... hakkında sonuç olarak .../... örgüt üyeliği suçu yönünden kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş olup, müşteki vekillerince bu karara yapılan itiraz Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 11.10.2016 tarih ve 2016/2447 değişik iş sayılı kararı ile reddedilmiş olup şüpheli hakkındaki takipsizlik kararı kesinleşmiştir. Bu kesinleşmeden sonra yeni delil ortaya çıkmadıkça şüpheli hakkında yeniden dava açılamayacağı, yeni delil çıkması durumunda ise bu hususta sulh ceza mahkemesinden ek karar alınması gerektiği CMK"nın 172/2. maddesinde düzenlendiği,
Yukarıda yazılı şüpheli hakkındaki ihbar ve şikayetler sonucunda savcılığımızca Kom Şube Müdürlüğüne yeniden araştırma ve sorgulama için müzekkere yazıldığı, .../... sorgulama modülünde bulunan 7. madde başlığından yapılan sorgulama sonuçlarına göre; şüpheli hakkında 2009 yılında hissesini devrederek çıktığı... Öğretim ve Turizm Ticaret A.Ş adına... da açılmış hesapta 5.035,00 TL paranın artış olduğunun tespit edildiği, bunun dışında sorgulama modülünde şüpheli hakkında suç teşkil edecek herhangi bir tespit yapılmadığı, bu haliyle şüpheli hakkında yeniden soruşturma yapılacak ve dava açılacak nitelikte yeni bir delil ortaya çıkmadığının anlaşıldığı, CMK"nın 172/2 maddesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil çıkmadıkça aynı eylemden dolayı kamu davası açılamayacağı" gerekçesi ile,
Müşteki ..."ın iddiaları ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporuna istinaden üniversitenin açılışında yapılmış olan diğer masraflar ile birlikte toplanan bağışların üniversiteye harcandığı kanaat ve sonucunda varıldığı, ..."tan gelen cevabi yazıdan da kredinin borçlusunun Öge Seyahat Tur. AŞ olduğu, bu kredinin üzerinde üniversitenin herhangi bir kefaletinin bulunmadığı ayrıca kredi kullanımı ile ilgili üniversitenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı, müştekinin üniversite tarafından otele tahsis edilen arsa üzerine bu krediden dolayı ipotek tesis edildiği iddiası kapsamında üniversite mütevelli heyeti olan şüphelilerin herhangi bir zimmet, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık suçlarının tespit edilemediği, üniversitenin borçlandırılarak kredi çekildiği ve bu para ile Antalya ilinde bulunan alışveriş merkezinin 4.katından sonraki katlarda bulunan ofis bloğunun satışının üniversite adına gerçekleştiği, üniversitenin almış olduğu gayrimenkul bedelini kullandığı kredinin taksitlerini bu tarihe kadar şüphelinin üniversiteye her ay gönderdiği para ile ödeyerek karşıladığı, buna ilişkin banka kayıtlarının dosyada bulunduğu, burada üniversite adına yapılan bu alışverişin yerindelik denetiminin yapılamayacağı, bu durumda şüphelilerin zimmet veya güveni kötüye kullanma veya kamu kurumu kullanmak vasıtasıyla dolandırıcılık suçu işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçeleri ile kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğinin ve Şüpheli ... hakkında örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçundan; Ticaret Sicil Gazetesi örneklerine göre 12.1.2014 tarihinde örgüte ait ... Yayıncılık AŞ "den %10 hisse aldığı ve bu hisseleri 5 ay kadar sonra 20.5.2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile devrettiği, ayrıca ... ile iltisaklı olduğu gerekçesi ile kapatılan Türk-Rus Kültür Vakfı, ... ... Vakfı, Yedi ... Sanat Vakfı, ... Vakfı gibi vakıfların kurucusu, ..."un üyesi, ... Yayıncılık ve İran AŞ"nin ortağı olduğuna dair iddialar yönünden evrakın 02.04.2018 tarih 2018/1996 sayı ile yetki yönünden ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere tefrik kararı verildiğinin anlaşılması karşısında;
1- Kamu kurum ve kuruluşları, tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, zimmet, güveni kötüye kullanma (tüm şüpheliler hk.) terör örgütüne üye olmak (Sadece ... hk.) suçundan şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararına müştekiler vekilince yapılan itirazın, " denetime elverişsiz rapora dayanarak verilmiş olması ve etkin soruşturma yapılmaması sebebiyle" Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2018 tarih, 2016/7411 Soruşturma 2018/26123 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararının kaldırılmasına dair verilen Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/3340 değişik iş sayılı 14.08.2018 tarihli kararı yönünden;
a-) Silahlı terör örgütüne üye olma veya örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte yardım etme suçundan şüpheliler haklarında verilen Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2018 tarih, 2016/7411 soruşturma 2018/26123 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara bu suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin CMK"nın 173/1. maddesi kapsamında itiraz hakları bulunmadığından vaki itirazın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-) İtirazı inceleyecek merciin, incelemeye konu karardaki tüm hukuka aykırılıkları aynı anda tespit edip bir defada düzeltmesinde zaruret bulunduğundan öncelikle kararın ilgilerine tebliğ edilip edilmediğini araştırmak sureti ile soruşturmaya konu suçun zimmet ve ihtilasen zimmet olarak kabulü halinde verilen takipsizlik kararının Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne, kamu kurumu aleyhine dolandırılıcılık olarak kabulü halinde de ilgili üniversiteye tebliğinin gerektiği lüzumuna riayet edilmemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararında açıklanan gerekçelerle eylemin güveni kötüye kullanma suçunun oluşturduğunun kabulü halinde şikayet edenin sıfatı ve şikayet süresinin gözetilmesinde zorunluluk bulunduğunun nazara alınmaması,
c-İncelemeye konu kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın eksik soruşturmaya dayandığı düşüncesinde olan Sulh Ceza Hakiminin, soruşturmanın genişletilmesine gerek görmesi halinde bu eksiklikten bahisle anılan kararı doğrudan kaldırma yetkisi bulunmayıp, 5271 sayılı CMK"nın 173/3 maddesi gereğince, örgüt üyeliğinin temadi eden suç vasfında olması dikkate alınarak şüpheli ... hakkında iddia edilen eylemin gerçekleşme tarihini kapsayacak biçimde açılmış bir dava ya da verilmiş bir karar bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise mükerrer dava ya da soruşturmanın önüne geçilmesi bakımından CMK"nın 223/7 maddesi hükümlerine göre gereğine tevessül edilmesi gereği ile aynı şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne yardım suçundan tefrik kararı verildiği gözetilerek, belirlenen eksikliklerin ikmali için o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunması gerekirken, araştırılması gereken hususların nelerden ibaret olduğu belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin, yukarıda yer verilen aynı Hakimliğin 14.08.2018 tarihli kararının kaldırılması ile anılan karara dayanak teşkil eden kovuşturmaya yer olmadığına kararına vaki itirazın reddine dair 2018/3340 değişik iş sayılı 05.09.2018 tarihli kararı yönünden;
Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara karşı itiraz üzerine verilen Sulh Ceza Hakimliği kararları kesin olup CMK"nın 267/1. maddesi gereğince itiraz edilebilir kararlar niteliğinde olmadığı, kararına itiraz edilen hakimin veya mahkemenin itirazı yerinde görüp kararı düzeltme olanağının bulunmadığının gözetilmemesi, yasaya aykırı olup kanun yararına bozma istemi bu bakımdan yerinde görüldüğünden,
V-SONUÇ; Yukarıda (1/a-b-c) ve (2) numaralı başlık altında gösterilen gerekçeler kapsamında;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2019 tarih ve 2019/93301 sayılı kanun yararına bozma talebinin kabulü ile; Antalya 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14.08.2018 tarih 2018/3340 değişik iş sayılı ve Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.09.2018 tarihli ve 2018/3340 değişik iş sayılı kesin kararının 5271 sayılı CMK"nın 309/3 ve 4-a maddesi gereğince BOZULMASINA, gereği yerine getirilmek üzere dosyanın Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi