19. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1042 Karar No: 2020/2181 Karar Tarihi: 27.02.2020
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/1042 Esas 2020/2181 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın marka hakkına tecavüz suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde, şikayet hakkının münhasıran marka sahibine ait olduğu ve başkaları tarafından kullanılamayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkında şikayet hakkını kullanacak marka sahibinin gerçek veya tüzel kişi olması gerektiği ifade edilmiştir. Dosya içerisinde marka sahibi firmaların yetkilileri tarafından sanık hakkında hukuken geçerli bir şikayetin yapılmadığı görüldüğünden, davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle söz konusu karar bozulmuş ve yargılamanın devam etmesi kararı verilmiştir. Kararda, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesi, 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi yer almaktadır.
19. Ceza Dairesi 2020/1042 E. , 2020/2181 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi olup, .... ve .... vekilinin şikayeti üzerine, sanığa ait işyerinde yapılan aramada üzerlerinde katılan firmalar adına tescilli markaların bulunduğu, taklit ürünlerin satışa arz edilmiş halde ele geçirildiği iddiası ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmış ise de; Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, münhasıran marka sahibine ait olup, tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir. Diğer bir ifade ile şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir. Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir. Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince; Dosya içerisinde mevcut olan ve .... ile .... şirketlerinin yetkilileri tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletnamelerin içeriğinde “Bir gümrük davasını ya da diğer davaları takip etme anlaşması vaka bazında mektup, telefaks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” şeklindeki kısıtlamanın bulunması ve Dairemizin 03.10.2019 tarihli tevdii kararına rağmen katılan firmalar vekilinin, sanık hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikâyet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firmaların yetkilileri tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, telefaks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği anlaşıldığından, marka sahibi firmaların sanık hakkında suç tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmadığı gözetilmeden, davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.