10. Hukuk Dairesi 2014/26522 E. , 2015/20944 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, faiz alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Sigortalılık başlangıç tarihinin 01.07.1986 tarihi olduğunun ve 08.05.2007 tarihli tahsis talebi ile aylık bağlanması isteminin, kurumca kabul edilmemesi üzerine açılan ilk davadaki yargılama sırasında kurumca bu talebin kabul edilmesi üzerine 07.03.2013 tarihli davacı avukatının faiz talebi içermeyen tahsis talebi üzerine 6115 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlanan ve 18.05.2013 tarihinde toplu ödemelerinin havale edildiği anlaşılan davacının, ilk talebine göre 01.06.2007–01.10.2010 arasındaki hak ettiği aylıklara işleyen faizlerin tahsili amacıyla açtığı anlaşılan eldeki davada, Mahkemece, her ne kadar davacının haklı olduğu ve faiz isteminin halin icabı olduğu gerekçesi ile faize de hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01.03.2006 tarihli ve 2005/10–755 Esas, 2006/32 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; bir borç ilişkisi, asıl hakla birlikte bazı fer’i hakları da içerir. Borç ilişkisinin içerdiği asıl hak, alacak hakkı; fer’i haklar ise, cezai şart, faiz, kefalet, rehin, hapis hakkı gibi haklardır.
Borcu sona erdiren en önemli neden, tarafların kendilerine yüklenen edimleri ifa etmeleridir. Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçların da sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir.
Ancak evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, Mahkemece davanın açılış tarihinin 17.06.2013 olduğu da dikkate alınarak, davacıya anaparanın18.05.2013 tarihinde yapılmış olduğu belirtilen toplu ödemeye ilişkin dekontun aslının veya okunaklı bir suretinin ilgili PTT şubesinden getirtilerek davacının ödeme tarihinden önce davalı kuruma yaptığı başvuru veya ilk dava sırasında dava açarken veyahut da en geç ödeme esnasında, faiz hakkının saklı tutulup tutulmadığı hususunun ayrıntılı olarak araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.